KENDİLERİNE YAZLIK SARAY YAPANLAR, EMEKÇİLERİN KULLANIMINDAKİ SOSYAL TESİSLERİ İSRAF GÖRÜYOR!

799

Başta Hazine ve Maliye Bakanlığı,  Sosyal Güvenlik Kurumu, Adalet Bakanlığı, TCDD ve Orman Genel Müdürlüğü olmak üzere 18 Kamu kurumu ve Üniversitelere ait Sosyal Tesis arazi ve eğitim kampları 9.7.2021 tarihli ve 4264 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile özelleştirme kapsamına alındı.

Konuya ilişkin 14 Temmuz 2021 tarihinde Sendikamız Genel Merkezinde gerçekleştirilen basın toplantısında sendikamızın görüşleri kamuoyu ile paylaşıldı.

Genel Başkanımız Bahadır BERDİCİOĞLU tarafından yapılan açıklama aşağıdadır:

BASINA VE KAMUOYUNA

 Değerli Basın Emekçileri;

AKP iktidarı rant uğruna talan ve özelleştirmede dur durak bilmiyor. Başta Hazine ve Maliye Bakanlığı,  Sosyal Güvenlik Kurumu, Adalet Bakanlığı, TCDD ve Orman Genel Müdürlüğü olmak üzere 18 Kamu kurumu ve Üniversitelere ait Sosyal Tesis arazi ve eğitim kampları 9.7.2021 tarihli ve 4264 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile özelleştirme kapsamına alındı.

Çoğu, Ege Marmara Akdeniz ve Marmara sahillerinde bulunan denize sıfır bu mülklerin özelleştirilmesi halinde kamu emekçilerinin zaten sınırlı olan tatil olanakları tamamen ellerinden alınacağı,  Siyasi iktidarın kamuya ait bu mülkleri önceki özelleştirme uygulamalarında da yaptığı gibi yandaş sermayeye peşkeş çekmeyi planladığı ortadadır.

Neoliberal politikalarla birlikte kamuya ait mal ve hizmetlerin sermayeye peşkeş çekilmesini sağlayan AKP bu konuda başarılı bir sınav vermiştir. Neredeyse satılacak peşkeş çekilmemiş tek bir alan bile bırakmamıştır. Onlarca yıldır kamu emekçilerinin hizmetinde olan bu nadide eserleri yandaş şirketlere satarak yeni bir rant alanı oluşturmaya çalışmaktadır.

Cumhurbaşkanı Kararı ile özelleştirme kapsamına alınan bu yerler, Marmaris, Kuşadası, Seferihisar, Manavgat, Didim, Gökçeada ve Beşiktaş Boğaz’da yer almakta olup,  mevcut arazi ve tesisler idare eliyle satılabilecek, kiralanabilecek ya da kat/arsa karşılığı inşaat yaptırılabilecektir.

Sermaye sahiplerinin kar hırsının ekosistemde telafisi olmayan tahribatlar yarattığı ortadadır. Sahillerimizin betonlarla kaplanıp adeta bir havuza dönüşmesiyle ekosistem kendini yenileyememiş son olarak, Marmara denizinde ortaya çıkan musilaj sorunu ortaya çıkmıştır.

Kar hırsı uğruna tüm canlı yaşamı yok etmekten çekinmeyen AKP-MHP gibi kapitalizmin hizmetinde olan iktidarların, doğayı sermaye birikimin bir parçası haline getirme zihniyeti Marmara denizinden sonra Ege ve Akdeniz’de de yeni musilaj felaketlerine davetiye çıkaracağı açıktır.

Diğer taraftan söz konusu kamu mallarının satışı veya özelleştirilmesi projesi akla mafya siyaset ilişkisini getirmektedir.  Son günlerde gündemden düşmeyen bir suç örgütü liderinin ifşaatlarında ifade ettiği kişilerin mal varlıklarına nasıl el konulduğu/çöküldüğü ortada olup Cumhurbaşkanlığı Kararı ile emekçilere ait sosyal tesislere mafya ağzıyla çökülmek istenmektedir.

Türkiye’yi AŞ gibi yöneteceğim, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sitemi ile ülke ekonomisi şaha kalkacak diyenlerin ülke ekonomisini ne hala getirdiklerini yaşadığımız bu süreçte kamuya ait iktisadi kurumların AŞ’ye dönüştürülerek hisse, hisse satıldığı yerde başta bedelli askerlik, imar affı, olmak üzere kamuya ait ne varsa para edecek her şey satılıyor.

Kamuya ait olan ve satışa çıkarılan 18 sosyal tesisten elde edilecek gelirin yapımı devam eden yazlık sarayın bırakın maliyetini belki bir yıllık masraflarını bile karşılayamayacağı ortadadır. Kamuda göstermelik tasarruf tedbirleri açıklayan siyasi iktidarın itibardan tasarruf olmaz diyerek, cumhurbaşkanlığı bütçesini kapsam dışı bıraktığı yerde israf ekonomisi yaşadığımız kriz döneminde bile son sürat devam ediyor.

Değerli Basın Emekçileri;

Kamuya ait satışa çıkarılan 18 sosyal tesisin sermaye sahiplerine KDV’den muaf ve cazip taksit seçenekleri ile satışa çıkaranlar 5 yıldızlı otellerde eğitim adı altında sermayeye kaynak aktarmaktan da geri durmuyor. Emekçilere ve öğrencilere tatil imkânı sunan tesisler emekçilere ve öğrencilere kurum aidiyeti sağlarken bu imkânlardan ailelerinin de yararlanmasını sağlıyordu. Tesislerin satışa çıkarılması aynı zamanda yaşam biçimine bir müdahaledir. Kamuya ait tesislerde alkol yasağı getiren anlayışın yaz tatili kültürüne de bakış açısını ortaya çıkarmaktadır.

Büro Emekçileri Sendikası olarak kamunun tasfiyesine karşı, kamucu bir anlayışla mücadele etmeye devam edeceğiz.

MERKEZ YÖNETİM KURULU