ÇOCUKLARIMIZA EŞİT, ÖZGÜR, DEMOKRATİK BİR CUMHURİYET  VE ONURLU BİR GELECEK BIRAKMAK İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ!

138

Çocuklarımıza Eşit, Özgür, Demokratik Bir Cumhuriyet  ve Onurlu Bir Gelecek Bırakmak İçin Mücadele Ediyoruz!

Türkiye halklarının, emekçilerinin bağımsızlık için, ağır bedeller ödeyerek verdiği mücadeleyle kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı gün, yani 23 Nisan, geleceğimiz olan çocukların bayramı. Bugün cumhuriyetin kurulmasının üzerinden 101 yıl geçmişken hala egemenliğin kimde olduğunu tartışıyor, çocuklarımızın demokratik bir ülkede yaşamasının koşullarının oluşturulması için mücadele ediyoruz.

Meclisin yetkisiz kılındığı, parlamenter sistemden otoriterliğe geçildiği bugünün Türkiye’sinde tek adam rejimi, halkın iradesini yok sayarak, kendi gibi ve kendinden olana hizmetin meşruluğu iddiasıyla baskısını ve şiddetini halklara karşı kullanıyor. Kamusal hizmetlerin özel şirketlere, cemaatlere, tarikatlara devredildiğini; temel hak ve özgürlüklerin hiçe sayıldığını; bir avuç sermayedarın karlarını garantilemesine hizmet ederek doğanın ve kamusal kaynakların nasıl talan edildiğini görüyoruz.

Bugün açılışına atfen kutlamaların yapıldığı TBMM tamamen işlevsiz hale getirildi, Cumhur’un başkanı olması gereken kişi ülkeyi bir partinin başkanı olarak yönetiyor, tek adama biat etmeyenlerin yaşamıysa baskıyla, hak gaspıyla ve cumhuriyetin anayasasını dahi tanımayan bir hukuksuzlukla adeta cehenneme çevriliyor.

Ağızlarını her açtıklarında söze “milletimiz” ile başlayanlar yarattıkları ekonomik krizin faturasını milletin sırtına bindirirlerken, biz yoksullaşıyoruz. Bu bayramın sahibi çocuklarımız her yıl yeniden revize edilerek, her seferinde bir öncekinden daha sorunlu hale gelen bir eğitim sisteminde öğrenim görüyor, çocuk yoksulluğu artıyor.

Sermayeye teşvik üstüne teşvikler, vergi muafiyetleri, kurtarma paketleri çıkarırken her çocuğun anadilinde ücretsiz nitelikli eğitime erişme olanağından faydalanmasına yönelik herhangi bir politika bulunmuyor.

Her 23 Nisan’da çocuklara bırakılan o koltuklardakiler görevlerini yerine getirdiğinde, bu ülkede ne panzerler, tomalar altında ezilir çocuklar, ne iş cinayetlerinde ölür ne kameralara gülümsedi diye tutuklanır.

Bu ülkede okulda olması, çocukluğunu yaşaması gereken yüzbinlerce çocuk çalışmaya zorlanıyor, bu durum MESEM projesiyle sistematikleştiriliyor.

Bu ülkede çocuk istismarı artıyor. 9 yaşında çocuğun evlenebilir yaşta olduğuna hükmeden din adamlarının, o din adamlarının söylediklerini meşrulaştırmaya çalışan devlet yetkilileri herhangi bir önlem almak bir yana soruna işaret edenleri, istismarcıların peşine düşenleri, ülkenin mevzuatında bu konudaki açıklıklara dikkat çekenleri cezalandırıyor. İstismarcıları, tecavüzcüleri aklamak için yasa geçirmenin fırsatını arıyor. Gazeteler 14 yaşında istismara uğrayan çocuk için “erken yaşta evlenen kadın, kocasının cezaevinden çıkacağı günü bekliyor” manşetleri atılıyor, ama gazete hakkında dava açılmıyor.

Bu ülkede salgın nedeniyle önlemler alınırken çıkarılan infaz yasası ile kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz, çocuk istismarı faillerini salındı cezaevlerinden. 9 yaşında bir çocuğun daha canına mal oldu bu yasa.

Bu ülkede eğitim dini atıflara boğularak çocukların pırıl pırıl, sorgulayan zihinleri hurafelerle dolduruluyor. Çocuklarımızın geleceğe dair umutları, gönençleri çalınıyor. Kamu hizmetlerini özellere, cemaatlere ve tarikatlara bırakarak okulların, yatılı okulların, yurtların eğitim desteğini devletten bağımsız kılarak, bu çemberden çıkmak isteyen, devletin dininden mezhebinden olmayan yoksul işçilerin çocuklarını ya çocuk yaşta işçiliğe, evde cinsiyetçi işbölümünü sürdürmeye ya da çocuk yaşta zorla evlendirilmeye mahkum ettiler.

Çocuklarımıza Eşit, Özgür Ve Onurlu Bir Gelecek Bırakmak İçin Mücadelede Birleşelim

Bugün çok daha açık bir şekilde görülmüştür ki, tekçi, otoriter, baskıcı bir tek adam rejimi inşa eden AKP iktidarı, etnisite, inanç, cinsiyet, cinsel yönelim ayrımcılığına ve ötekileştirmeye dayanan, beyaz, Türk, sünni, erkek bir millet tanımıyla toplumun çok önemli bir kesimini yurttaşı olarak görmüyor.

Etnik köken, inanç, cinsiyet, cinsel yönelim, siyasi görüş ayrımı olmaksızın, herkesin farklılıklarıyla barış içinde yaşadığı, emekten yana, eşit yurttaşlığı esas alan demokratik bir cumhuriyet kurma mücadelesi bugün her zamankinden çok daha önemli ve acildir. Meşruiyetin ve egemenliğin kaynağı olan halkın kendi kendini yönetme hakkının korunması ve geliştirilmesi için katılımcı, şeffaf, halkın emeği, alın teriyle yaratılan değerlerin, kamusal kaynakların halkın ortak yararına kullanıldığı yeni bir toplumsal düzeni kurmak için birlikte mücadele edelim.

Çocuklarımızın doyasıya güldüğü, oynadığı, o taze meraklarının peşinden gidebildiği, eleştirel düşünceye dayalı, bilimsel, nitelikli bir eğitim aldığı, çocuklarımızın gönencinin siyasi, ekonomik çıkarlara ve ranta kurban edilmediği, eşit, özgür, barış içinde, onurlu bir gelecek kurmak için gelin güçlerimizi birleştirelim.

Çocuklarımıza kutlanacak bir bayram ve yaşanacak bir dünya kuralım. KESK olarak mücadelemizin ve kuruluş amaçlarımızın başında çocuklarımıza eşit, özgür ve onurlu bir gelecek bırakmak gelmektedir. Bunu gerçekleştirinceye kadar durmadan dinlenmeden mücadeleye devam edeceğiz.

KESK Yürütme Kurulu