4 MİLYON KAMU EMEKÇİSİNİN İŞÇİ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HAKKININ ERTELENMESİNDEN ARTIK VAZGEÇİLMELİDİR!

353

4 Milyon Kamu Emekçisinin İşçi Sağlığı ve Güvenliği Hakkının Ertelenmesinden Artık Vazgeçilmelidir!

Türkiye ne yazık ki işçi cinayetleri ile anılan ülkelerin başında gelmektedir. İş kazlarında açık ara Avrupa lideri olan ülkemizde her yıl ortalama bin 500 çalışan gerekli ve yeterli önlemler alınmadığı için hayatını kaybetmektedir.

Buna rağmen mevcut iktidar milyonlarca çalışanın, emekçinin en temel haklarını, sağlığını ve güvenliğini yok saymaya, sadece patronların, sermayenin çıkarlarını temel almaya devam etmektedir. En son 2024 bütçesinde sermayeden, patronlardan alınması gereken 2 trilyon TL vergiden, vergi harcaması adı altında vazgeçilmiş, bunun üstüne 300 Milyar TL teşvik eklenmiştir.

Tüm bunlar yetmemiş olacak ki 28 Kasım 2023 tarihinde TBMM’ye sunulan 80 maddelik torba yasa teklifine yine sermaye kesimleri için milyarlarca TL’lik vergi indirimi, vergi affı düzenlemeleri eklenmiştir.  Buna karşın söz konusu torba yasa teklifine komisyon görüşmeleri aşamasında 6331 sayılı İş Güvenliği Kanunu’nun 6. ve 7. Maddelerinin kamu kurumları ile 50den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan özel sektör iş yerleri için 31 Aralık 2024’e ertelenmesi maddesi eklenmiştir.

Bilindiği üzere 6331 sayılı kanun, iş cinayetlerini durduracağı iddiası ile 2012 yılı haziran ayında çıkarılmıştır. Ancak söz konusu kanunun yapım sürecinde sendikaların, meslek odalarının görüş ve önerilerinin hiçbir şekilde dikkate alınmamıştır. Üstelik kamuoyunda “yamalı bohça” olarak nitelendirilen kanun çıkarıldığı günden bugüne yapılan değişikliklerle adeta delik deşik edilmiştir.

İşçi sağlığı ve güvenliği alanı piyasalaştırılmış, Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB) adıyla şirketlere bırakılmıştır. Çalışma Bakanlığının görevi neredeyse dijital evrak ve sözleşmelerin takibini yapmakla sınırlanmıştır. Bakanlık her 100 işyerinden sadece 3’ünü denetleyebilir hale getirilmiş, cezalar caydırıcılıktan uzaklaşmıştır.

İşyeri hekimlerinin, iş güvenliği uzmanlarının meslek örgütleriyle bağları kesilmiş, OSB’lerde özlük hakları, mesleki bağımsızlıkları ortadan kaldırılmıştır. 10 kişiye kadar çalışanı olan işyerlerini de kapsama iddiası fiili olarak 50 ve üzeri çalışanı olan işyerleri noktasına geriletilmiştir. Tehlike sınıflarına göre iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu da sürekli ertelenmiştir.

Bu ertelemelerden en çok kamu alanı, dolayısıyla 4 milyon kamu emekçisi etkilenmeye devam etmektedir.

Çünkü yasanın çıkarıldığı 2012 yılında 6. ve 7. Maddelerinin kamu kurumları ile 50den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan özel sektör iş yerleri için iki yıl sonra yani 1 Temmuz 2014 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.

Ancak söz konusu maddelerin yürürlük süresi bugüne kadar geçen 8,5 yıl içinde dört kez ertelenmiştir. Önce 1 Temmuz 2016’ya sonra 1 Temmuz 2017’ye ardından 1 Temmuz 2020’ ye ve en sonunda pandemi döneminde çıkarılan bir torba yasa ile 31 Aralık 2023 tarihine ertelenmiştir. Şimdi de önümüzdeki hafta TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek torba yasa ile 31 Aralık 2024’e yani bir yıl sonrasına ertelenmek istenmektedir.

Öte yandan iktidar sözcüleri söz konusu ertelemenin sadece iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi görevlendirilmesi zorunluluğunu kapsadığını dolayısıyla 6331 sayılı kanunun geriye kalan maddelerinin kamu kurumlarında zaten uygulandığını iddia etmektedir. Oysa durum tamamen farklıdır.

KESK olarak en başından beri dikkat çektiğimiz üzere dokuz yıldır ertelenen “İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri’ başlıklı 6. Madde ve ‘İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin desteklenmesi’ başlıklı 7. Madde 6331 sayılı yasanın omurgasını teşkil eden düzenlemeleri içeren maddelerdir.

İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının yanı sıra sağlık personeli görevlendirilmesi başta olmak üzere pek çok önemli düzenlemeyi içeren söz konusu iki maddenin yürürlüğe girmesinin 8,5 yıldır ertelendiği koşullarda geriye kalan maddelerin uygulanma alanı da kendiliğinden ortadan kalkmaktadır.

Buna rağmen 38 bin işyerinde çalışan 4 milyonu aşkın kamu emekçisi “maliyet” gerekçesi ile işçi sağlığı ve güvenliği hakkından bir kez daha mahrum bırakılmak istenmektedir.

Sermayeye, patronlara hem bütçe ile hem de torba yasa teklifi ile trilyonlarca lira teşvik, vergi indirimi, vergi affı getirenler kamu emekçilerinin sağlığını ve güvenliğini “maliyet” olarak görmektedir.

KESK olarak bir kez daha altını çiziyoruz. Bugün ülkemizin iş cinayetleri ile anılmasının kaynağında çalışanların sağlığını ve güvenliğini “maliyet” olarak gören anlayış yatmaktadır. Çalışanların hayatının, sağlığının, güvenliğinin maliyet gerekçesi ile göz ardı edilmesi kabul edilemez. Kaldı ki ortada bir maliyet söz konusu ise bu maliyet zaten kaynakta ücretlerden kesilen gelir vergisi başta olmak üzere onlarca vergi ile zaten çalışanlara, halka yıkılmıştır.

Bu nedenle 8,5 yıldır ertelenen 4 milyon kamu emekçisinin en temel hakkı olan sağlık ve güvenlik hakkının bir kez daha ertelenmesinden vazgeçilmeli, söz konusu düzenleme TBMM genel kuruluna getirilmemelidir. Sermayeye, patronlara tanınan ayrılıklara göre devede kulak kalan kamuda İSİG maliyeti Çalışma Bakanlığı bütçesinden karşılanmalıdır.  

Yürütme Kurulu