97px; Türkiye tarihinde entrika, komplo ve provokasyonlar sonucu onlarca katliam yaşanmıştır. Yaşanan bu katliamların ortak özelliği gerçek
sorumlularının tespit edilememiş ve hak ettikleri cezayı alamamış olmalarıdır. Aydınlatılamayan her katliam yeni katliamlara adeta davetiye çıkartmıştır.
1938 Dersim’de Alevileri, 1934 Trakya olaylarında Yahudileri, 1955 6-7 Eylül olaylarında Rumları, 1969 Kanlı Pazarında 6. Filoyu protesto edenleri, 1977 1 Mayıs’ında emekçileri, 1978 Maraş katliamında ve 1995 Gazi katliamında Alevileri, 2014 Roboski katliamında Kürtleri hedef alan katliamlar ve yaşanan provokasyonların sorumluları ortaya çıkarılamamış, arkasındaki karanlık aydınlatılamamıştır.
ülke tarihimizde kara bir leke olan 2 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleştirilen Sivas katliamında 33 yurttaşımız, alkışlar ve sevinç naraları eşliğinde bulundukları Madımak otelinde ateşe verilerek katledilmiştir. Yaşanan katliamın üzerinden 22 yıl geçmesine rağmen gerçek sorumlularının ortaya çıkarılamadığı, göstermelik olarak yargılananların ise davanın zamanaşımına uğraması sonucu serbest bırakıldığı bir süreçte, Türkiye yaşanan diğer katliamlarda olduğu gibi Sivas katliamı ile de yüzleşememiştir.
Yaşanan katliam karşısında dönemin siyasilerinin demeçleri hala hafızalarımızda tazeliğini korumaktadır.
Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel:
“Polisle halkı karşı karşıya getirmeyin” ve “Olayda ağır tahrik var”Dönemin Başbakan’ı Tansu çiller:
“Olaya katılan vatandaşlarımızdan hiçbirine bir zarar gelmedi”Dönemin Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü:
Otelde can pazarı yaşanırken “Endişelenmeyin, güvenlik güçleri yetişmek üzere”Dönemin Ana Muhalefet Partisi Lideri Mesut Yılmaz:
“Abartmaya gerek yok. Bu kadar kişi bir futbol maçında da ölebilirdi. “Dönemin İç İşleri Bakanı Mehmet Gazioğlu:
“Oteli, otel sahibi kundaklamıştır”
Sivas davası sanıklarının avukatlığını yapanların AKP’den milletvekili seçildiği, davanın zamanaşımına uğraması üzerine dönemin Başbakan’ı Recep Tayip Erdoğan’ın yıllardır içerde yatanlar vardı hayırlı olsun diyerek kararı sevinçle karşıladığı bir siyaset zemininde ülkemizde yaşanan katliamların ve karanlıkta kalan olayların aydınlatılmasının kolay olmayacağı ortadadır.
Katliamlardan, provakosyanlardan, entrika ve komplolardan medet uman ve bunları siyasi mücadelenin bir aracı olarak gören zihniyetle hesaplaşmadığımız sürece, eşitliğin, özgürlüğün, barışın ve kardeşliğin ülkesini kurmamız mümkün olmayacaktır.
Sivas katliamından 22 yıl sonra bile alevi yurttaşlarımızın en temel taleplerinin yok sayıldığı, Maraş katliamı öncesinde olduğu gibi kimi bölgelerde Alevilerin evlerinin işaretlendiği, zorunlu din dersleri dayatmasının devam ettiği, tekçi bir anlayış AKP’nin 13 yıllık iktidarında da devam etmiştir.
AKP’nin ülkede ve bölgede ortaya koyduğu ırkçı ve mezhepçi politikalar, Işid gibi eli kanlı barbar bir örgüte lojistik destek vermeye kadar uzanmış, Başkanlık hayali suya düşen Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan Başkomutanlığa soyunarak Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına sokmaya çalışmaktadır.
ülkemizi, ABD emperyalizminin çıkarları doğrultusunda bölgede yarattığı, etnik mezhepsel ayrışmalarla kan gölüne çeviren politikalarının, yarattığı IŞİD barbarlığının parçası haline getiren AKP’nin savaş planına izin vermeyerek ülkede ve bölgede barışı savunmaya kararlılıkla devam edeceğiz.
Demokratik bir ülkede, eşit yurttaşlar olarak kimsenin, dilinden, dininden ve etnik kökeninden dolayı ayrımcılığa uğramadığı, bir ülke için mücadele edeceğiz.
22. Yılında Sivas’ta kaybettiğimiz yurttaşlarımızı bir kez daha anıyoruz.
Gericiliğe ve faşizme karşı, eşit, özgür, laik bir Türkiye’de barış ve kardeşlik içerisinde bir arada yaşamı savunmaya devam edeceğiz.
SİVAS KATLİAMINI UNUTMADIK! UNUTMAYACAĞIZ!
