KOBANE’DE İNSANLIK DİRENİYOR! İNSANLIK DİRENİŞİNİN SESİNE SES VERELİM!

276


Suriye’de Rojava bölgesinde Kobanê Kantonu günlerdir ağır silahlarla donatılmış IŞİD çetelerinin kuşatması altında onur ve yaşam mücadelesi veriyor. İnsanlık değerlerinin düşmanı IŞİD çeteleri tıpkı Şengal’de olduğu gibi Kobanê’de de vahşi bir katliam gerçekleştirmek için saldırıyorlar. Ağır silahlar, tanklar, toplar eşliğinde sürdürülen bu kuşatmayı bütün dünya izliyor. Kobanê’deki halklar bu saldırılara karşı öz savunma yapıyor. Evlerini, toprağını, canını IŞİD vahşetinden koruyor. Biz de Kobanê’nin bu direnişinin yanında olduğumuzu ilan diyoruz.
Kobanê yalnız değildir.
Kobanê 6 Ekim gecesinden bu yana binlerce IŞİD çetecisinin istila girişimiyle karşı karşıya. Kobanê’de yaşayan binlerce insan katliam tehdidi altında. Şu ana değin Kobanê halkı, IŞİD çetelerini püskürtmeyi başardı. Ama kritik durum devam ediyor.
Kobanê sadece Kürt halkını değil, özgürlükten, barıştan, eşitlikten yana bütün insanları ilgilendiriyor. çünkü orada IŞİD vahşetine karşı bir insanlık direnişi veriliyor. Bu yüzden 6 Ekim gecesinden beri dünyanın dört bir yanında insanlar Kobanê için ayağa kalktılar. Ülkemizde de Hopa’dan Edirne’ye Samsun’dan Denizli’ye, İzmir’den Diyarbakır’a kadar her yanda yüz binler Kobanê ile dayanışmaya geçti.
Ne var ki, AKP Hükümeti halkın taleplerini anlamak ve yanıtlamak yerine şiddetle bastırmayı seçti. Sokağa çıkma yasaklarıyla, bazı karanlık güçlerin halka ateş etmesiyle, tankların şehir merkezlerine indirilmesiyle 1990’ların karanlığını anımsatan günler yaşadık. Kobanê’yle dayanışmayı boğmak için türlü provokasyonlar hayata geçirildi. Şiddet her gün yükseliyor. Herkesin görevi, sağduyuyla hareket etmektir. Şiddetten kaçınılmalı, demokratik ve barışçıl gösteri hakkına saygı duyulmalıdır.
Hükümetin Suriye’ye yönelik savaş ve müdahale politikası, bugüne değin çeşitli cihatçı çeteleri olduğu gibi IŞİD’i de besledi, büyüttü. “Suriye bizim iç meselemizdir” söylemiyle Suriye’nin iç işlerine müdahale bir devlet siyaseti haline getirildi. Bugün de dışarıdan gelip saldıran IŞİD terör çetesiyle, Rojava’da yaşayan halkları ve onların savunma örgütlerini eşitleyerek aynı çizgiyi sürdürüyor.
Rojava gibi demokratik, özgürlükçü laik bir bölgenin yok edilip yerine IŞİD katillerinin yerleşmesine göz yumarsak bu yarın dönüp Türkiye’yi vuracaktır. Pakistan’ın son 15 yılda yaşadıklarının bir benzeri Türkiye’de yaşanacaktır. Diğer yandan, Rojava’nın yok edilmesi, Kürt halkında da büyük bir kırılma yaratacak, toplumsal çatışmaları derinleştirecektir.

üç bir yandan kuşatılmış Kobanê’nin yalnızlığı artık son bulmalıdır.
Hükümet Kobanê’nin düşmesine ve bunu izleyecek bir katliama seyirci kalmamalı, buradaki direnişin ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli yardımların yapılabileceği bir yaşam koridorunu açmalıdır.

Kobanê’den yaralı geçişleri kolaylaştırılmalı, sınıra bir sahra hastanesi kurulmalı, ağır yaralıların helikopter ambulansla taşınması sağlanmalıdır.
Hükümet Suriye’ye ve Rojava bölgesine yönelik savaş siyasetine son vermelidir.
Sınır ötesi harekat, tampon bölge, uçuşa yasak bölge gibi müdahaleci planlardan vazgeçilmelidir.
Cihatçı çetelere her türlü silah ve lojistik destek son bulmalıdır.
AKP hükümetinin kışkırtmaya çalıştığı Suriye’ye dönük olası bir emperyalist müdahalenin de karşısında yer alacağız. Bütün Ortadoğu’da çeteci yapılanmalara karşı duracağız.
Kobanê’ye ilişkin Hükümet politikalarını protesto eylemlerini bahane ederek, zaten oldukça geri olan demokratik hak ve özgürlükleri, “kamu düzenini sağlama” adına, daha da geriye götüren yasa tasarılarının gündeme getirilmesi kesinlikle kabul edilemez. Hükümeti bu girişimden vaz geçmeye, demokratik kitle örgütlerini, sendikaları ve demokrasi güçlerini de kazanılmış hakların gaspını amaçlayan bu tür girişimlere karşı uyanık olmaya ve birlikte mücadeleye çağırıyoruz.
Biz, Kobane dayanışmasını oluşturan emek ve meslek örgütleri, demokratik kurumlar, siyasi partiler, IŞİD’i durdurmak ve Kobanê’ye sahip çıkmak için demokratik ve barışçıl çerçevede hareket ediyoruz. Herkesi de harekete geçmeye çağırıyoruz. Kobanê çetelerin kuşatmasından özgürleşene değin bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
Kobanê’deki halklar IŞİD’in vahşice yaptığı saldırılara karşı sadece Kobane’nin değil insanlığın savunmasını yapıyor. Bu destansı direnişin gözü kulağı olan başta Türkiye’de ki sosyalist, devrimci-demokratik kamuoyu olmak üzere dünyanın bir çok yerinde Kobane direnişi sahiplenildi, Kobani’nin sesi oldu. Bu ses dünyanın bir çok yerinde yankısını buldu.
Kobane artık dünyanın her yerinde duyulmaya başladı. Buna bağlı olarak aralarında Noam Chomsky ve Adolfo Perez Esquivel’in de olduğu aydınların çağrısıyla
1 Kasım ‘Uluslararası Kobane ile Dayanışma Günü’ ilan edildi. Türkiye Kobane Dayanışması bileşenleri olarak, bizlerde bu günde ‘Uluslararası Kobane ile Dayanışma Günü’ çerçevesinde dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi Türkiye çapında il ve ilçelerde Kobane halkının sesi soluğuyuz ve bir kez daha haykırıyoruz. Kobane artık bir kentin değil tüm insanlığın direnişidir. Kobane artık bir coğrafyanın adı değil barış, eşitlik, kardeşlik, özgürlük gibi insani değerlerin adıdır. Bizler insanlığın tüm değerlerinin emperyalist kapitalist sistem tarafından yok edilmeye çalışıldığı bu düzlemde insanlığa bir çoban yıldızı gibi yol gösteren Kobane’nin izinden gitmeye kararlıyız. Kobane insanlığın geleceğidir. Geleceğimizin karartılmasına izin vermeyeceğiz!
KOBANÊ DAYANIŞMASI