DİYARBAKIR’DA KADINLAR DAYANIŞMA GECESİNDE BULUŞTU…

311


0px; border-style: solid; float: ; : 188px; width: 250px;”>
] Diyarbakır Şubemiz 30.03.2013 tarihinde BES’li Kadınlar Dayanışma Gecesi düzenledi.
Şube Basın Yayın Sekreteri Dilan YAKUT’un açılış konuşmasını yaptığı gecede yaklaşık 90 kadın emekçi bir araya geldi.
Dilan YAKUT konuşmasında;
‘Evet, bizler toplumun yarısını oluşturan ama şairin dediği gibi kimine göre evinde hizmetçi, fabrikada ırgat, tarlada öküzünden sonra gelen ancak evinde anne, eş, sevgili kimine göre ayaklarının altı öpülesi kadınlar, kimine göre cennet ayaklarının altında olan biz, siz kadınlar.
Bu latifeler uzayıp dizilebilir ancak acaba gerçek hayatta gerçekten böylemi’
Tarihsel olarak kadın insanlığın varlığından bu güne erkekle birlikte yaşamı paylaşmış kadın süreç içindeki gelişim evresiyle birlikte kadın ve erkek iş bölümüne giderek kadına ev işlerinde çalışmayı erkeğe ise toplayıcılık ve avcılık rolü biçilerek sarayların inşası ile birlikte artı değer oluşturmasıyla beraber kadınlar saraylara tıkatılarak kadın bedeni özerinden ve cinsine yönelik saldırılarını boyutlandıran erkekler erk olarak kadınlara bu güne değin hüküm sürmüşlerdir.
Daha sonraki dönemde batı Avrupa da cadı avı ile bilinen kadın kırımı ile İslamiyet ten önceki Arabistan yarım adasındaki kadınların diri, diri gömülmesine tarih tanıklık etmiştir’goster’ [kck]img class=’avatar’ name=’haber’

188px; width: 250px; float: ;”>
]
Tarihsel süreç içinde kadınların rolü değişse de bu güne gelindiğinde kadın bedeni üzerinde ve kadın cinsine yönelik düşürülme ve sömürme devam etmiştir
15.ve 21. yüzyıldaki kapitalist modernitenin gelişmesi ile birlikte kadın adeta bir meta olarak görülmüş ve her türlü zorbalığa ve sömürüye tabii tutulmuştur.
Bu çerçevede kadın cinsinin kapitalist modernite tarafından dönüştürüldüğü gibi günümüzde kendisini evde eş, baba kardeş sokakta sevgili, koca tarafından katledilmektedirler ve bunlar gözlerimizin önünde her gün film şeridi gibi geçmektedir.


188px; width: 250px; Bizler tüm bu olumsuz tarihsel süreç karşısında tıpkı 1886 tarihinde ABD’nin Chicago kentindeki kadın dokuma işçilerinin 8 saatlik iş gönü için başlattıkları isyan ve bunu sonucunda verilen ağır bedel ile 1889 yılı 1 Mayısında dünya tarafında 1 Mayısın işçi ve emekçilerin bayramı olarak kutlanması 8 saatlik iş gücünün kazanılması ile bu böyle gitmez diyen ve düzene baş kaldıran Roza Luxemburg gibi Edi BES’e deyip NEWROZ ateşini yakarak kendisini surlardan atan Rahşanlar, Zekiyeler, Ronahiler, Beriwanlar gibi NEWROZ laşan özgürlüğe sevdalı kadın yoldaşlarımızın yaktığı bu özgürlük ateşini biz kadınlar bu bayrağı daha yükseklere taşımak için örgütlenip bilinçlenip sesimizi yükseltmeğe devam edeceğiz.
Son olarak halen sokak ortasında kadınlar katledilmeğe devam ederken, iş yerlerinde kadınlar her türlü baskı ve mobing uygulamalarına maruz kalırken kısaca evde iş yerinde sokakta kadın ayrımcılığının sürdüğü bir ortamda bizlerin kadın olarak bilinçlenmemiz örgütlenmemiz ve buna dur demenin zamanın geldiği düşünüyor sizleri bu mücadele aşkıyla selamlıyorum’ diyerek konuşmasına son verdi.