132px; width: 200px;
10 Ocak 2013 Perşembe günü Sendikamız Genel Merkezinde basın toplantısı yapılmıştır.
Basın toplantısında okunan metin:
BASINA VE KAMUOYUNA
TBMM VE HÜKÜMETİ KAMUDA EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET İÇİN GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ!
AKP Hükümeti, tam da genel seçim öncesinde kendisine Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi veren bir yasayı yangından mal kaçırırcasına çıkarmış Meclisi adeta by-pass ederek çıkarılan 06.04.2011 Tarih ve 6223 Sayılı kanunun verdiği ‘yetkiye’ dayanarak, çalışanların ve sendikaların görüşlerini hiçbir şekilde dikkate almadan ardı ardına toplam 35 Kanun Hükmünde Kararname çıkarmıştı. Toplu sözleşme konusu pek çok düzenleme Kanun Hükmünde Kararnamelerle hayata geçirilmişti.
Hatırlanacağı üzere kamuda çalışma hayatını alt üst eden bu kanun hükmünde kararnameler arasında yer alan 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile’eşit işe eşit ücret’ ilkesinin hayata geçileceği iddia edilmişti. Ancak tüm eleştirilerimize rağmen 2 Kasım 2011 tarihili Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 666 Sayılı KHK ile çalışanlar arasındaki eşitsizlik daha da derinleştirilmişti.
666 sayılı KHK ile Kurumların Merkez ve Taşra Teşkilatı personeli arasında ücret ayrımcılığı arttırılmış, bazı kurumların Merkez personelinin ücret ve tazminatları 657 sayılı yasa kapsamından çıkarılarak farklı bir statü yaratılmıştı. Cumhurbaşkanı Genel Sekreterliği, TBMM Genel Sekreterliği, Türk Akreditasyon Kurumu Genel Sekreterliği gibi kurumların personelinin ücretleri belirlenen ayrı bir cetvelde ödenmesine karar verilmişti. Bununla da yetinilmemiş Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı ve Başbakanın yakın koruma ve makam hizmetlerinde görev yapanlara ilave ek ödeme getirilerek Eşit İşe Eşit Ücret ilkesi ihlal edilmiş, emekçiler arasındaki eşitsizlik artırılmıştı.
İkramiye, Döner Sermaye Ödemesi, Vekâlet Ücreti, Fazla Mesai gibi pek çok kalemde yapılan ödemeler kaldırılmış ve pek çok kamu emekçisinin toplamda elde ettiği ücretlerde ciddi azalmalara neden olunmuş, Kurumların Merkez Teşkilatlarında ‘uzman’ kadroları oluşturularak yeni istihdam biçimi olarak benimsenmiş, merkez uzmanları ile taşra çalışanları arasında derin ücret farklılıkları yaratılmıştı.
1,5 milyonu kamu emekçisi ek ödemeden hiç bir şekilde yararlanamamıştı. Kısacası, 666 Sayılı KHK ile Kamu Emekçilerinin bir kısmının maaş ve ücretlerinde azami artış yapılmış, bazılarının maaş ve ücretlerinde ciddi artışlar oluşturulmuş, büyük bir emekçi kesiminin ise aldığı reel ücretlerin azalmasına neden olunarak adaletsiz bir durum yaratılmıştı. Eşit işe eşit ücret için 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan düzenlemenin özeti; daire başkanı ve üstü memurlar ile merkez kadrodaki uzmanlar zenginlikte, Şube müdürü ve altı kadrodaki memurlar ise fakirlikte eşitlendiler…
Ana muhalefet partisi 666 Sayılı KHK’nın bazı hükümlerinin iptali için anayasa mahkemesine başvurmuştu. 27 Aralık 2012 tarihinde toplanan mahkeme 2011/139 Esas Nolu başvuruyu değerlendirerek söz konusu KHK’nın bazı maddelerini anayasaya aykırılık ve 6223 Sayılı yetki kanunun kapsamında olmadığı gerekçesiyle iptal etti.
Anayasa Mahkemesinin Kararı Kamu Emekçilerini Nasıl Etkileyecek’
Anayasa Mahkemesi Kararları geriye doğru yürümeyeceği ve Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren hüküm ifade edeceği için bugüne kadar yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir işlem yapılamayacaktır.
Ek 12. Madde açısından Anayasa Mahkemesi yeni bir düzenleme için süre vermediğinden Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren iptal hükümleri geçerli olacaktır. Ancak karar henüz Resmi Gazete’de yayımlanmadığı ve gerekçeli karar açıklanmadığı için iptal kararının uygulanması açısından herhangi bir netlik bulunmamakta olup Hükümetin yeni bir düzenleme yapması söz konusu olacağı düşünülmektedir.
Diğer maddelere ilişkin iptal kararları ise kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından 9 ay sonra hüküm ifade edecektir. Yani Mahkeme iptal ettiği bu kararlar için yeni bir düzenle-me yapması için yasama organına (TBMM) dokuz aylık bir süre vermiştir. TBMM tarafından yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar 666 sayılı KHK’ da yer alan hükümler geçerli olacaktır.
TBMM VE HÜKÜMET 9 AYLIK SÜREYİ BEKLEMEDEN BİR AN ÖNCE KAMUDA EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET ADI ALTINDA YARATILAN ÜCRET ADALETSİZLİĞİNİ GİDERMEK İÇİN GEREĞİNİ YAPMALIDIR.
Anayasaya aykırılık ve 6223 sayılı yetki kanunu kapsamında olmadığı gerekçesiyle 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin bazı maddelerini iptal eden Anayasa Mahkemesi kararı elbette çok önemlidir. Diğer taraftan Mahkeme kararı yaşanan adaletsizliğin sadece bir kısmını ortaya koymuştur. Hükümet ve TBMM, Anayasa Mahkemesi kararından gerekli dersi çıkarmalı, eşit işe eşit ücret ilkesinin gerçekten hayat bulması için gerekli düzenlemeleri vakit kaybetmeksizin yapmalıdır.
BÜRO EMEKÇİLERİ SENDİKASI OLARAK;
2013 yılı bütçe takvimine paralel olarak yürüttüğümüz eylem ve etkinlik programında öne çıkarttığımız taleplerimizin yapılacak düzenlemede dikkate alınmasını sendikaların görüşüne başvurulmadan yapılacak düzenlemelerin kamuda ücret adaletini sağlamasının mümkün olamayacağı yaklaşımı ile;
– Kamu çalışanlarına ek ödeme adı altında yapılan artışlar emekli aylığına dâhil edilmediği için çalışanların emeklilik süreçlerinde maaşlarında %60 varan düşüşe neden olmaktadır. Bu durum çalışanların emekliliği hak ettiği halde emekli olmasının önünde en önemli engeldir bu sebeple maaş dışında çalışanlara yapılan her türlü ek ödemenin emekli aylığına dâhil edilmesi,
– İş kolumuzda özellikle Maliye Bakanlığı’na bağlı birimlerde aynı masada aynı işi yapan çalışanlar arasında 800 TL. Maaş farkı bulunmakta olup ilgili bakanlıkta bir an önce eşit işe eşit ücret uygulanması, ek ödemelerde merkez taşra ayrımına son verilmesi
– 666 sayılı KHK ile 2012 yılında ikramiyeleri gasp edilen SGK çalışanlarının ikramiyelerinin derhal ödenmesi
– Büro iş kolunda başta Maliye, Adalet ve Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmak üzere iş yoğunluğu nedeniyle bugüne kadar iyileştirme mantığı ile ödenen fazla mesailerin seyyanen yapılacak bir artışla maaşlara dâhil edilmesi ve kamuda fazla mesai uygulamalarına son verilmesi,
– Kamuda şehir içi ulaşım, öğlen yemeği ve sosyal tesisler ücretsiz hale getirilmeli,
– İşkolumuzda açlık sınırı altında güvencesiz olarak 4/C statüsünde çalışanların iş güvencesinin sağlanması,
– Son olarak kamuda en düşük maaş konfederasyonumuz KESK tarafından hesaplanan yoksulluk sınırı olan 3.537 TL’ye yükseltilmelidir.
MERKEZ YÖNETİM KURULU