MUSTAFA SÖNMEZ: İSTİHDAM DURDU, İŞSİZLİK TIRMANIŞTA’ (16. 07. 2014)

258

ülkedeki işgücü-istihdam-işsizlik nabzını, mecbursunuz
Türkiye İstatistik Kurumu‘ndan, yani TÜİK’ten izlemeye… Bir kere geç yayınlıyorlar verileri. Nisan ayının nabzını, Temmuz 15’de alabildik. 2,5 ay geriden yani… Bir de yöntem sorunları var ki, onlara hiç girmeyelim. TÜİK, basın bülteni hazırlarken nedense pembe veriler hep öne çıkarılıyor. Mesela dünkü bültenin başlığı, “İşsizlik oranı yüzde 9 seviyesinde gerçekleşti”… Bunu devletin Anadolu Ajansı da, ayrıntıdaki şeytanı göremeyen gazete-TV mutfağı da böyle alır, kullanır. Oysa detaylar hiç de böyle çift hanenin altına düşmüş bir pembelik göstermiyor. Bizzat TÜİK’in verdiği detaylarda istihdamın durduğu, yeni bir işsizlik dalgasının başladığı gerçeği var. Bakın nasıl…
Brütü…


Malum; işgücü-istihdamda hem mevsimlerin hem de bayram vs. takvimlerin etkisi var. TÜİK, önce bunları hiç dikkate almadan bir data verir, bir de mevsimi,takvimi dikkate alarak verir.
Şimdi birine
“brüt
“, ötekisine
“net”
dersek, marttan nisana brüt olarak piyasaya 443 bin kişinin daha çıktığını, ekonominin
611 bin kişiye istihdam
yarattığını görürüz. Yani, hem işgücü piyasasına yeni giren bu 443 bin kişi iş bulmuş görünüyor hem de işsizler stokundan 168 bin kişiye (*) Net, Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış daha iş bulunmuş görünüyor.
Böylece işsizlik oranı da
yüzde 9’a
gerilemiş görünümde…
Gelin görün ki, iş bulma, yaratmada mevsimlerin de etkisi var. TÜİK, bunu da dikkate alarak veri üretiyor ve yayınlıyor. Bunu esas almak gerek. Yani bu,
gerçekliğin çapaksız halidir, netidir.

‘Net’te…
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış veri ise bize marttan nisana işgücü piyasasına 13 bin kişinin girdiğini ve bunların ancak
2 binine iş

bulunduğunu, dolayısıyla işsiz sayısının değil azalma,
11 bin arttığını
söylüyor. Demek ki, kazın ayağı başka… İşin içine mevsimsel durumlar girince resim başka, mevsimsel halleri dikkate alınca resim başka…
Nitekim, brüt halde yaratılmış görünen 611 bin işin detayına bakınca görüyoruz ki, bu işler, tarım, inşaat, turizm gibi, mevsimsel işlerde yaratılmış. Bunlar kalıcı istihdamlar değil. Birkaç aylık ömürleri var. 611 bin aylık istihdam artışının
yüzde 43’ünü tarım
yaratmış görünüyor. Turizmde 100 bin kadar, inşaatta da 94 bin istihdam artışı görülüyor. Buna karşılık, üretimle ilgili tarım dışı sektörlerde istihdam artışı değil azalma var.
Mesela imalat sanayinde 3 bin kişi işsiz kalmış, enerjide de 13 bin kişi…
Ama resmin gerçeği, mevsim etkilerini dikkate almayan
net verilerde. Buna baktığımızda, gerçekte tarımın istihdam artışı değil, bir ayda
30 bin istihdam
azalışı yaşadığı, inşaatta 80 bin yine aylık azalma görüldüğü anlaşılıyor. Sanayi (imalat ve madencilik,enerji toplamı) 8 bin kişiye iş yaratmış gibi, ama “yatay” bir özelliği var. İstihdam yaratan tek sektör hizmetler, onun içinde de turizm ile ticaretin yeri önemli. Alt alta topladığımızda, mevsimsel etkileri arınmış istihdamın bir ayda ancak 2 bin arttığını görüyoruz. Bu da çok mu çok düşük. Hatta,
istihdam artışı durdu
diyebiliriz bu duruma.
Yeni işsizlik…


Ekonomik büyüme , dış ticaret, yatırımlar vb. verilerini de dikkate aldığımızda, ekonominin gerçekte
iş yaratma

yeteneğini yitirdiğini ve özellikle tarım dışı istihdamda düşüş başladığını, işsizliğin
mayıs ayından
itibaren hızlanmış olabileceğini söyleyebiliriz.
Sanayide kapasite kullanımı, üretim düşüyor, özel yatırımlar askıda, iç pazar büzülmüş, konut stokları büyümüş, ihracat can hıraş… Buradan istihdam nasıl çıkar zaten?… Nitekim Bahçeşehir üniversitesi’nin
Betam

adlı kuruluşu da bu yorumu paylaşıyor ve “kariyerim. net” sitesinde yer alan işlere yapılan başvuru sayısından hareketle, mayıs ayından itibaren işsizlikte yeni bir dalganın yaşanmaya başladığına işaret ediyor. 2012’de ancak yüzde 2, 2013’te yüzde 4 büyüyebilen; bu yıl ise ancak yüzde 3. 5 büyüyebilecek bir ekonominin bu kadar iş bekleyen ülkede, özellikle tarım dışında iş taleplerine cevap vermesi, bu kurgu ile mümkün değil.
İşsizlik, kentlerde,

hele ki gençler arasında artacak, çaresiz. Bunu bilelim, buna göre ayağımızı denk alalım…
16. 07. 2014 – SÖZCÜ