MUSTAFA SÖNMEZ: TÜRKİYE’DE GÜÇLÜ ORDU: BİR BALON!. . . (18. 06. 2014)

270

Irak’ta IŞİD’in beklenmedik saldırısı ve Musul’un ardından bir dizi Irak kentini ele geçirip hasımlarına adeta meydan okuması… IŞİD’in Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nu göstere göstere kuşatıp 50 dolayında Türk’ü rehin alması… Ve anlı şanlı Türkiye’nin, bölgesel gücün(!), “Bizden habersiz orada yaprak oynamaz” diyen “Yeni Osmanlı” rejiminin bakakalması… Rehineler için, orada “misafirler” deyip herkesin aklıyla adeta dalga geçmesi…
Perçem düştü, kel göründü; gerçek bir kez daha ortaya çıktı… AKP Türkiyesi öyle bölgesel güç filan değil, güç karikatürü bile değil… Tersine, AKP Türkiyesi, askeri
gücü vasat, hantal bir yapı…
Türkiye gerilerde…


Merkezi Stokholm’de bulunan barış örgütü SIPRI’nin verilerini dikkate alırsak,
Türkiye’nin askeri harcamaları, milli gelirinin yüzde 2,3’ü dolayında. SIPRI’ye bildirilen 16 milyar dolarlık askeri harcamayı nüfusa böldüğünüzde, Türkiye’nin kişi başına askeri harcaması 221 dolarda kalıyor. Oysa, IŞİD’in arkasında duran petrol zengini Körfez ülkeleri, özellikle ABD, Rusya, Fransa, İngiltere’den aldıkları son model silahlara yaptıkları harcamalarla, Türkiye’nin kişi başına asker bütçesinin kat kat üstünde bir güç sergiliyorlar.
Sünni Müslümanlara liderlik yapan S. Arabistan’ın milli gelirinin yüzde 9’unun üstünde askeri harcaması var. En büyük silah alıcıları arasında yer alıyor Suudiler…
İsrail’in askeri harcamaları milli gelirinin yüzde 6’sına yaklaşıyor ve oldukça etkili bir vurucu gücü var.
Altı milyonluk nüfusuna karşılık Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nin 14 milyar dolara yakın askeri harcaması var. Nüfusa oranlandığında yılda kişi başına 2 bin 250 dolara yakın bir askeri harcama demek bu ve milli gelirin yüzde 4’üne yakın.
Gerçek mi?Konu, askeri harcamalar olunca bildirilen resmi rakamların gerçeğin bir kısmını
yansıttığı, tam gerçeğin ise bilinemeyeceği öne sürülür. Nitekim, SIPRI’ye ve , Birleşmiş Milletler’e bildirilen Türkiye’ye ait 17 milyar dolarlık 2013 askeri harcamasının gerçeği yansıtmaktan uzak olduğu, zaman zaman bilim dünyasında da, politik çevrelerde de öne sürülmektedir.
Bu itirazları olabildiğince ortadan kaldırmak üzere farklı bir yöntem geliştiren Bilgi üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Nurhan Yentürk, gerçek askeri harcamaları kestirebilmek için, “izlenebilen, kısmi izlenen, tahmin edilen” harcamalar diye
üç kümeden oluşan bir şablon geliştirdi.
Kısıtlı izlenen ve tahmin edilenler, gerçek askeri harcamaların yüzde 20’sini buluyor. Bu da askeri harcama olarak resmi kayıtlarda yer alanın yüzde 20 daha üstünde bir askeri harcamadan söz edilebileceğini ortaya koyuyor.
Nitekim, Yen-türk’ün şablonu 2013 yılına uygulandığında, SIPRI’ye bildirilen 17 milyar dolarlık askeri harcamanın 19 milyar dolara çıktığı , yine de milli gelirin yüzde 2,3’ünü biraz aşabilen bir harcamada kalındığı ortaya çıkıyor.
MSB bütçesi…


337px; 2013’te 36,3 milyar TL’lik, ya da 19 milyar dolarlık askeri harcamaların yüzde 54’ünü Milli Savunma Bakanlığı bütçesi oluşturdu. Jandarma, Sahil Güvenlik ve savunma sanayiye ayrılan bütçeler yüzde 26,5 tuttu. Bu yüzde 80,5’tan geri kalan yüzde 19,5’un önemli bir kısmı, asker emeklilerine yapılan ödemelerden oluşuyor. Bunların asker harcaması sayılıp sayılmaması tartışılır ama sonuçta, askerle ilgili bir harcama…
Personel…Türkiye’de askeri harcamaların iç dağılımı bir başka gerçeğe işaret ediyor; Harcamalarda personel masrafları, bütçenin yarısına yakınını oluşturuyor. TSK’nın açıkladığı son bilgilere göre 700 bini aşkın kişi orduda bulunuyor. Bunların 206 binini uzman personel, 445 binini yedek subay, er ve erbaşlar (yükümlü personel) oluştururken 50 binin biraz üstünde de sivil personel ordu için çalışıyor. Personel ağırlıklı bu ordunun silah-teçhizat donanımı ise ikinci planda kalıyor.
Prof. Yentürk’ün bulgularına göre, askeri harcamaların milli gelire oranı 2007-2009 yılarında milli gelirin yüzde 2,9’unu bulurken izleyen yıllarda yüzde 2,3’e inmiş görünüyor. Bazı yorumcular, bunun AKP rejiminin bilinçli bir tercihi, TSK’nın hem personel hem silah-mühimmat ihtiyacında tasarrufa gitmesi ile ilgili olduğunu belirtiyorlar. Ama hemen bu yoruma bir soru eklemek gerek; TSK’dan tasarruf yapılırken Emni-yet’in bütçesi ne oldu?
Bu sorunun yanıtı da başka bir yazının konusu olsun…
18. 06. 2014 – SÖZCÜ