BİR daha böyle bir facianın yaşanmamasını istiyorsak…Şimdi…
– Siyaset yapmanın…
– Ses çıkarmanın…
– Tavır almanın…
– Fazladan meraklı olmanın…
– Eleştirel bir tutum takınmanın…
– Didiklemenin…
– Devleti yönetenlerin sorumluluklarını hatırlatmanın…
– Kabullenmemenin…
– Razı olmamanın…
– Mesele etmenin…
– İtiraz etmenin…
– Sorgulamanın…
Tam sırası…
Hepsinden önemlisi sorular sormanın tam sırası.
O zaman soralım:
*
SORALIM:
Başka bir memlekette bir feribot kazasında bile “Geminin kaptanı ben miyim ki istifa edeyim kardeşim” demeden en üst düzey siyasetçi görevinden istifa ederken… Soma faciasında en yetkisiz eleman bile neden istifayı aklının ucundan bile geçirmez?
*
SORALIM:
Daha iki hafta önce “Soma’daki özel maden ocakları” konusunda verilen Meclis Araştırma önergesi’ni reddeden parmakların sahiplerine neden bir tek kişi bile “Şimdi mutlu musunuz ağalar?” diye neden sormaz?
*
SORALIM:
Enerji Bakanı’nın dün patlayan maden ocağında dokuz ay önce inceleme-araştırma gezisi yaptığı ve “Ne kadar da güzel bir maden ocağı bu” diyerek o maden ocağını örnek gösterdiği meselesi neden gündeme gelmez?
*
SORALIM:
Soma faciasında can verenler arasında 15 yaşında bir çocuğun da bulunmasının bir sorumlusu yok mudur? Ve o sorumlu hakkında özel bir işlem yapılmayacak mı?*
SORALIM:
“Maden ocakları ve ölümler” konusunda neden biz şampiyonuz? Nedir bunu ortaya çıkaran sistem? Neden bizim ülkemiz bu felaketlere çare bulan ülkeler arasında değildir?
*
SORALIM:
“Türkiye’nin sorunları” listesinin en alt sırasında bile “işçi güvenliği” diye bir madde yer almaz? İşçi güvenliği neden bir yatırım alanı haline getirilmez? Neden hiç kimse bu konuda parmak bile kıpırdatmaz?
*
SORALIM:
özelleştirilen maden ocakları, nasıl ve neden canavarca hislerle dopdolu bir kâr etme yaklaşımının insafsızlığına terk edilebilmiştir? Tek gayesi daha fazla kâr olan bu anlayışın adam edilmesi için devlet neden müfettişlerini bir kâbus gibi bu özel maden ocaklarının üzerine salmamıştır?
15. 05. 2014 – HÜRRİYET