CAN DÜNDAR: KUSURA BAKMAYIN SAYIN BAKAN! (04. 05. 2014)

214

Dünya basın özgürlüğü haritasında üç renk
var:
Yeşiller, basını özgür ülkeler. . . çoğunlukla
Batı’dakiler. . .
Sarılar, aradakiler. Yetmez ama özgürler.
Bir de morlar var: Sansürün, baskının
coğrafyası. . .
Türkiye, “Freedom House”un son raporunda,
15 yıldır “kısmen özgür” sayıldığı sarılararasından, özgür olmayan morlar arasına
alındı; morardı.
Rapora göre
“Gazetecilerin işten çıkarılması,
haberlerin sansürlenmesi, medyapatronlarının iktidarla yakın ilişkiye girmesi”
yüzünden Türk medyası, 197 ülke arasında
134. oldu.
28 Şubat günlerine geri döndü.
Böylece
Erdoğan
hükümetinin, medyaya
baskıda militarist çizgiye geldiği tescillendi.

***
Bilmediğimiz bir şey değildi aslında; şaşırmadık.
Yine de Sudan ve Libya’yla aynı kümede
olmanın utancını yaşadık.
“Daha bu hesaplamada Twitter, YouTube
yasağı, MİT Yasası kısıtlamaları yok”diye
kaygılandık.
Ama hükümet, raporu savunma refleksiyle
karşıladı.
Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu
iddialı
konuştu:
“Gazetecilerimiz
‘özgür’
denilen ülkelerden
bile daha özgür”
dedi.
Vay canına!
Biz mi başka ülkede yaşıyoruz, Bakan mı?
Yetmedi:
Gazetecilerin bu raporu reddetmesi gerektiğini
söyledi.

***
İyi fikir!
Bence hapisteki meslektaşlarımız Türk
medyasının özgür olmadığını söyleyenleri
hücre kapılarına vurarak protesto etsin.
“Hapsedildik, ama özgürüz” diye bağırsınlar.
Bizler, hükümet talimatıyla işinden olanlar,
“Kovuldukça
özgürleşiyoruz” yazılı tişörtlerle meydanlara
çıkalım.
Baskı altında çalışanlar, “Bizi tasmalarımızdan
kurtaran Başbakanımıza şükrolsun”pankartı açıp yürüyüş yapsınlar.
Bu
“algı operasyonu”nu durduralım.

***
Size yardımcı olamayacağımız için kusura
bakmayın Sayın Bakan!
“özgür” olduğumuz
konusundaki sözleriniz, âleme yönelik bir
“algı operasyonu”
değilse, dünyayla fazla
ilgilenmekten, Türkiye’ye ilgisiz kalmakla
açıklanabilir ancak. . .
Hatırlatalım:
Burası, Başbakan’ın medya patronlarını
konutuna çağırıp
“Böyle haberler istemiyorum”
konuşması yaptığı ülke. . .
çoğumuz o talimattan sonra paniğe kapılan
patronların kararıyla, onlar daha rahatihale alabilsin diye, çalıştığımız kanallardan,
gazetelerden kovulduk.
Burası, Başbakan’ın haber kanallarını
telefonla arayıp
“Böyle haber yapılmayacak,
o adam ekrana çıkarılmayacak, o altyazı
yazılmayacak”
talimatları verdiği, kendisineyalakalık yapacak kanalları alsınlar diye işadamlarından
havuz oluşturduğu ülke. .
Burası,
“Beyefendi üzülür”
diye manşet
değiştiren patronların, yayın yönetmeni fırçalamayı
âdet edinmiş bakanların, hükümete
yakınlığına göre Ankara temsilcisi atanan
gazetelerin ülkesi. . .
Hükümet borazanı olmamış medyadan
herhangi bir büroya girin ve sorun:
Bir dokunsanız,
bin ah işitirsiniz.

***
“Yine de bak her şey yazılıyor”
diyorsunuzdur.
Evet, burası sonucuna (sansürlenmek,
kovulmak, hedef gösterilmek, tehdit edilmek,saldırıya uğramak vs. ) katlanmak kaydıyla
her şeyin söylenebildiği bir ülke. . .
Ama o da sizin bahşetmeniz nedeniyle
değil, sayıları giderek azalan dürüst seslerincesareti sayesinde. .
O yüzden iyisi mi bizden özgür olduğumuzu
söylememizi ve o raporu reddetmemizi beklemeyin Sayın Bakan!
O raporu yazdıran sizlersiniz.
Kolaysa siz reddedin.

04. 05. 2014 – CUMHURİYET