HAYRİ KOZANOĞLU: 10 MADDEDE BİREYSEL KREDİ BORÇ BATAĞI…

57

10 maddede bireysel kredi borç batağı…

Uzun süredir tahmin edilen kriz patlak verdi. Çünkü borçların ödenmesinde tıkanma var. Gelir enflasyona paralel artmıyor, borç birikti, kart borçlarında 60 aya kadar yapılandırmaya gidildi. İktidardan bir çözüm gelmeyeceği ortada. Borçlarda göreceli hafifleme için bir “borçlular hareketinin” mücadelesi, bunun da toplumsal muhalefetin diğer bileşenlerince savunulması gerekir.

Bireysel kredi kartı (BKK) ve tüketici kredisi borçlarında uzun süredir tahmin edilen kriz patlak verdi. Geri ödemelerde böyle bir tıkanma beklememizin başlıca iki nedeni vardı: Birincisi, insanların gelirinin enflasyona paralel artmaması, dolayısıyla satın alma güçlerinin gerilemesiydi. Örneğin asgari ücretliler 1 Ocak 2024’ten beri aynı maaşı, yani 17.002 TL’yi alıyor, üzerine her ay binen enflasyonla erişebildikleri mal ve hizmetlerin miktarı daralıyor. Böyle olunca da ister istemez kredi kartlarına daha çok başvurmak zorunda kalıyorlar. İkincisi de uzun süre BKK aylık faizleri çok düşük seyretti. 2023 Mayıs seçimlerine gidilirken BKK aylık faizleri %1.33, nakit çekim faizleri ise %1.69 idi. Bu sayede insanlar düşük maliyetle iki yakalarını bir araya getirebiliyor, göreceli “tuzu kuru” yurttaşlara da borçlanarak beyaz eşya, mobilya yenileme, araba olmadı motosiklet satın alma, hatta borsaya girme veya dövize yönelmek fırsatı tanınıyordu. O zamanlarda yaygınlaşan borçlanma alışkanlığı, faizlerin yükseldiği, bugünkü %4.25, nakit çekimde %5’e sıçradığı noktaya kadar, çoğunlukla asgari ödeme tutarı ödenerek katlanıp geldi.

Faizlerin artışıyla birlikte BKK aylık borçlanma maliyeti de %4.25’e, nakit çekimde %5’e yükseltilince, finansal koşulların elverişliliği ortadan kalktı. Böylelikle meydan daha çok dar gelirli, nakit akış sorunu çeken bireylere ve kredi kartıyla işini çevirmeye çalışan küçük esnafa kaldı. Tahsili geciken BKK alacakları henüz 2008-2009 krizi ve 2018 döviz kuru atağı düzeylerine çıkmasa da hızla tırmanmaya başladı. İşte bu noktada kredi kartı borçlarında 60 aya kadar yapılandırma düzenlemesi geldi.

İsterseniz bu noktada BKK borçları dinamiklerini, buna bağlı olarak gelişen kredili mevduat hesaplarındaki sıçramayı 10 maddede mercek altına alalım.

1- Bankalararası Kart Merkezi verileri 126 milyon BKK ve 192 milyon banka kartı kullanıldığını gösteriyor. BKK sahibi yurttaşların sayısı ise 37.8 milyona ulaşıyor. Merkez Bankası’na göre bu kişilerin 28 milyonu aktif kredi kullanıcısı. Son 1 yılda kartlı harcamaların tutarı 12.8 trilyon TL’ye ulaşarak, ayda 1 trilyon sınırını aştı.

2- Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurulu’nun (BDDK) son verilerine göre takipteki alacaklar 260.5 milyara ulaştı. Bu tutarın 90.5 milyarı tüketici kredileri ve bireysel kredi kartlarına ilişkin. Konut ve taşıt kredilerinde takibe düşen alacaklar minimum düzeydeyken, ihtiyaç kredilerinde 45.9, BKK’de 43.7 milyar TL. Bu iki borçlanma kalemi birbirinin yerine ikame edildiği için, kişi birinde ödeme güçlüğüne düşünce, diğerinde de belini doğrultamıyor.

3- 2024 Temmuz verilerine göre borcunu ödememiş kişi sayısı tüketici kredilerinde 852.777, BKK’de 865.648, toplamda ise 1.320.376. Buradan her iki segmentte de sıkıntı yaşayan yurttaş sayısının 418 bin olduğu sonucuna varabiliriz. Takibe giren alacak oranı BKK’de %2.7. Bir yıl öncesinde bu oran %1.2’ydi. Hatırlanırsa 2009’da söz konusu oran %10.5, 2018’de ise %5.7’ye kadar yükselmişti. Ancak 2018’de bile BKK bakiyesi 100 milyar TL civarında idi. TÜFE endeksi 2018-2024 Eylül arası %528 artarken, kredi kartı bakiyesi 102.4 milyar TL’den 1624 TL’ye yükselerek %1485’lik bir sıçrama göstermiş. Yani BKK çok daha derin bir potansiyel sorun haline gelmiş.

4- En son 20 Eylül itibarıyla ihtiyaç kredilerinin faiz oranı %71.5 iken BKK aylık faizi %4.25 idi. Aslında %15 BSMV ve %15 KKDF’yi katınca bu oran %5.52’ye yükselir. Bu da bileşik faizle %95’e gelir. Ancak BKK kısa vadeli borçlanma düşünüldüğü, bu yolla yapılan harcamalar limitler dahilinde otomatik gerçekleştiği için ihtiyaç kredisine göre BKK kullanımı daha hızlı arttı. 2023 Mayıs seçimleri sırasında ihtiyaç bakiyesi 852 milyar TL iken bu rakam BKK’de 670 milyar TL’ydi. 2023 Eylül’de ilk kez BKK bakiyesi ihtiyaç kredilerini geride bıraktı. Bugün ise BKK kartları bakiyesi 300 milyar TL civarında daha fazla. Covid döneminde temassız ödemenin yaygınlaşması, her ay bu şekilde 1 milyarın üzerinde ödeme yapılması da bu sonuçta etkili oldu. Zaten son 1 yılda ihtiyaç kredisi kullanan kişi sayısı da 14.3 milyondan 12.5 milyona geriledi.

5- Bankalar da kredi limitlerini enflasyonun ötesinde kendiliğinden artırarak, adeta bireyleri daha fazla harcama yapmak için baştan çıkardılar. TCMB Mayıs 2024 Finansal İstikrar Raporu’nda TÜFE’nin 2.6 katına çıktığı 2022 Ocak – 2024 Ocak döneminde BKK limitlerinin 7 kat, bakiyelerinin de yaklaşık 5 kat arttığı bilgisi veriliyor. Kullanım oranı 150 bin TL’nin altı limite sahip olanlarda %51,6’ya, 50-100 bin aralığındakilerde %37’ye çıkarken, 500 bin TL üzeri limitlerde bu oran %28.4’e, 200-500 bin aralığında %26’ya kadar iniyor. Yani geçim sıkıntısı çeken düşük gelirliler limitlerini daha fazla zorluyor. Ağırlıkla elektronik-beyaz eşya-mobilya benzeri alımlarda kullanılan taksitli borçlanmaların payı 0-50 bin TL aralığında %23.4 yer tutarken, bu oran en yükseği %34’le 100-200 bin aralığında olmak üzere yüksek limitlerdeki harcamaların yaklaşık üçte biri dolaylarında. Diğer bir ifadeyle, dar gelirliler kartlarını daha çok gündelik harcamalar için kullanıyor.

6- Bankalararası Kredi Merkezi verilerine göre Ağustos 2024’te 1209 milyar TL’lik BKK harcaması yapılmış. Bunun 206 milyar TL’si market ve AVM’lerde, 78 milyar TL’si gıdada, 84 milyar TL’si benzin ve yakıt alımlarında, 64 milyar TL’si yemek harcamalarında kullanılmış. Mobilya, kuyumculuk, elektronik-bilgisayar alımları göreceli az artmış. İnsanlar gündelik ihtiyaçlarını kart kullanımlarıyla sağlamışlar.

7- Bankalar Birliği verilerine göre Temmuz 2024 itibarıyla kişi başına ortalama risk 41.662 TL. Ancak bu ortalamaya benim gibi BKK’yi sadece ödeme aracı olarak kullanan, her ay tüm bakiyesini sıfırlayanların da katıldığını düşünürsek aslında borçlu başına tutar daha yüksek. Diğer bir gösterge de limit aralıklarına göre doluluk oranı. Çok düşük limitleri bir yana bırakırsak, en yüksek doluluk oranları %39.8’le 5-10 bin TL ve %40.2’yle 10-25 bin TL aralıklarında gözleniyor. Buna karşın 100 bin TL üzeri limitlerde doluluk oranı %23.1’e kadar geriliyor, toplam riskin %86.9’u ise 100 bin TL üstü limitlerde yoğunlaşıyor. Dar gelirli, düşük limitlilerin kartlarını tepe tepe kullandıkları, yüksek limitlilerin ise yüksek faiz nedeniyle borçlanmadan kaçındıkları görülüyor. Yine de borçların daha büyük kısmı yüksek limitlere yığılmış durumda.

8- Kredi kartlarında sınıra dayananlara yönelik diğer bir borçlandırma aracı da, kredili mevduat hesabı (KMH). Bu hesaba aylık %5 faiz uygulanıyor ve faiz ödemesi gün sayısı üzerinden hesaplanıyor. Kredi kartında limite takılanlar ve/veya ayın sonunu getiremeyeceğini anlayıp bu olanağa sarılanların sayısı giderek artıyor. Aslında ayda %5’ten yıllık bileşik faizi %80’e gelir ki, diğer masraflarla da bu oran %100’ü geçer. Böylelikle bankalara büyük bir kazanç kapısı daha açılmış olur. Nitekim 2023 Temmuz – 2024 Temmuz arası KMH hesabı 129.8 milyar TL’den 314.6 milyar TL’ye çıkarak %142 artmış. Aynı dönemde BKK bakiyesindeki büyüme oranı %78’de kalmış.

9- Son düzenlemeye göre BKK borçları 60 aya kadar yapılandırılacak. Bu borçlara aylık %3.11 faiz işletilecek. Asgari ödeme tutarı dönem borcunun %20’si olan limit 50 bin TL’ye çıkarılıyor. 50 bin TL ve üzerinde ise %40 olacak. Kredi borcunun en az yarısı ödeninceye kadar kredi kartı limiti artırılmayacak. Faiz oranları ise 25 bin TL olan dönem borçları için %3.25, 25-150 bin TL aralığında %4.25 ve 150 bin TL’nin üzerinde %4.75 olacak. Nakit çekimdeki %5 faiz düzeyi korunacak. Bu adımlar ilk bakışta BKK borçlularına bir rahatlama sağlanmış gibi görünüyor. Ancak 2025 için %17.5 enflasyon öngörülürken bu oranlar hala çok yüksek. %3.11’e KKDF ve BSMV eklenince bu oran aylık %4.04’ü bulacak. Bu da bileşik faizle %62 gibi çok yüksek bir maliyet demek. Üstelik yapılandırma sonrası limit artırılmasa bile harcamalar süreceği için, dar gelirli insanlar hem yapılandırma taksitleri için hem de cari harcamaları için ödeme yapacak. Zaten geliri harcamalarına yetmediğinden belki de işsiz durumda bulunduğundan daha fazla borca batacak. Yeniden yapılandırma süreci azap çekme süresini uzatacak. Önümüzdeki aylarda ekonomik durgunluğun derinleşmesi, işsizliğin artması beklendiği için tablo büyük olasılıkla daha da ağırlaşacak.

10- TCMB Merkezin Güncesi’ndeki 27 Eylül tarihli makaleye göre 13.8 milyon 25 bin TL’nin altında bakiyeye sahip hesap var. Gelgelelim bu aralıktaki borçlar toplamın %7.8’ine, 150 bin TL’nin üzerindeki hesaplar ise %50.2’sine sahip. Haftalık değişmesine karşın 1600 milyar TL’den hesaplarsak, 25 bin TL’nin altındaki hesapların toplam borcu 125 milyar TL civarında. Ödenemeyen borçların bu alt limitlerde yoğunlaşma olasılığı daha yüksek. Daha önce belirttiğimiz gibi BKK için ödenemeyen tutar 43.7 milyar TL idi. Bu borçları yapılandırırken öncelikle devletin BSMV ve KKDF’den vazgeçmesi gerek. Bankalar açısından ise, faizsiz bir yapılandırmanın maliyeti, hadi 2025 enflasyonu %17.5 değil %20 olsun diyelim, 10 milyar TL’nin altında olacaktır. Çünkü 43.7 milyar TL’nin %20’den maliyeti 8,75 milyar TL’ye gelir. Bu da bankacılık karlarının yanında cüzi bir tutar olarak kalır. Yukarıdaki önerinin yaşamda karşılık bulması için sözü edilen talebin borçlularca yükseltilmesi gerekir. Geçmişte RTE’nin, “Kusura bakmasınlar kredi kartı mağduru olmaz, kredi kartı ile borçlananlara dürüst gözüyle bakmam” sözlerini hatırlarsak, iktidardan kendiliğinden bir çözüm gelmeyeceğini daha net görürüz. Demek ki, borçlarda göreceli bir hafifleme için bir “borçlular hareketinin” mücadelesi, bunun da toplumsal muhalefetin diğer bileşenlerince savunulması gerekir.

1 EKİM 2024

Kaynak: BirGün