ÇİĞDEM TOKER: VAR MI TÜİK’E YAN BAKAN?

84

Var mı TÜİK’e yan bakan?

Normalde Anayasa gereği yargı kararları herkesi bağlar diye biliyoruz. TÜİK Başkanı, kendisini bu bağlayıcılığın dışında mı görüyor? Üst düzey bir bürokrat olarak Başkan Çetinkaya, yargı kararını eğip bükme hakkına mı sahip?

Türkçe noktalama işaretleri arasında, üç ünlem diye bir işaret yoktur.

Ama ne gam… TÜİK kullanır ve olur. Buyurun:

– Bir sonraki ayın 3. gününde enflasyon açıklayan başka bir ülke yok !!!

Ya da şöyle:

– Avrupa’da da durum böyledir: şirket karlarının enflasyon üzerindeki etkisi 45%, işçilik maliyetlerinin ise 4,5% !!!

Üç ünlem yan yananın, etkileyici olacağı düşünülmüş muhtemelen. Hani böyle çok kızmış, sinirden saçları diken diken olmuş birinin had bildirmesi gibi. Üç ünlem… Belki ergenler kullanıyordur yazılı mesajlaşmada. (O da bir ihtimal) Bir de TÜİK.

* * *

Okuduğunuz alıntılar, son toplantı için hazırlanmış sunum kitapçığından.

(Yanlış anlaşılmasın TÜİK bu kitapçığı yayımlamadı.)

Takip etmişsinizdir: TÜİK, ürettiği ve sakladığı verilere ilişkin eleştirilerin yükselip yaygınlaşması üzerine, sınırlı bir basın buluşması yapmak zorunda kaldı. Sınırlı diyorum çünkü medya kuruluşlarından bir grup temsilci ve ekonomi müdürü davet edildi.

Hatta bu davet yapılırken gazetecilerden toplantının “off the record” tutulmasının istendiğini öğrendik. Böyle bir toplantı hiç gizli kalabilir mi? Doğası gereği hayır. Kalmadı nitekim.

Peki niye? Tahminimi söyleyeyim:

TÜİK toplantısının önceden yazılı olarak bir yerlerde kayıt düşülmesinin istenmemesinin tek nedeni olabilir: İstenmeyen gazetecilerin ve/veya istenmeyen diğer bireylerin binaya gelme “riski” . İhtimal, Kemal Kılıçdaroğlu‘nun CHP Genel Başkanlığı dönemindeki ani ziyareti gibi, benzer bir protesto ihtimalinden kaçınıldı. Olur muydu bilemem. Ama bildiğim şu ki, TÜİK’in -ki, bu Kurum’u, ta Orhan Güvenen zamanından yani adının DİE yani Devlet İstatistik Enstitüsü olduğu zamandan beri izlerim- bu kadar kamuoyu tepkisinin odağında olduğu bir dönemi anımsamıyorum.

Her ne ise. Sonuçta bir toplantı yapıldı. Ama gerek alıntı verdiğim slayttaki ifadeler, gerekse meslektaşlardan öğrendiğimiz kadarıyla TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya‘nın üslubu pek iç açıcı değil.

Şu alıntıdaki ifadeye bakınız:

– Hesap ucu ucuna yetişirken, kalkıp bir de bir anlatıcılığı olmayan fiyatlar «hesaplamaktan» vazgeçtik, bu yüklü, ağır ve dünyada kimsenin yapmadığı bir iş

(Cümle noktayla bitmiyor. Ama bu bir detay. )

Üsluba baktığınızda “Amaaaan ne uğraşacağız yahu” demeye ramak kalmış.

Yargı kararını önemsememek

Bir de madde fiyat listesi açıklamasının durdurulmasını yargıya taşıyarak ve her aşamasında duyuru yaparak kamuoyunda gündem olmasını sağlayan DİSK ile o dava hakkındaki kararı hafife alan anlatıma bakın lütfen:

– CİMER üzerinden hesaplamayı durdurduğumuz bilgileri istediler

– İlave hesaplama gerektirdiği için alamadılar

– TÜİK’i değil Adalet Bakanlığı Bilgi Edinme Kurulunu dava ettiler

– Hukuka aykırı bir yürütmeyi durdurma kararı aldılar

– Karar fiili imkansızlık nedeniyle uygulanamadığı için TÜİK yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundular, savcı soruşturmaya yer görmedi – Anayasa mahkemesine başvurdular

* * *

Paragraftaki hakikati çarpıtma hâli, TÜİK’in meseleye bakışını gayet iyi yansıttığı gibi üslubu da sorunlu hâle getiriyor. Ve verilerin neden tartışmalı olduğunu da bize izah ediyor aslında.

Çünkü “CİMER üzerinden hesaplamayı durdurduğumuz bilgileri istediler” cümlesi, sanki DİSK, usulen yanlış bir iş yapmış havası veriyor. Oysa TÜİK’ten yanıt alabilmesi yasa gereği bu prosedürü izlemesine bağlı. Bu bir.

Daha önemlisi, artık ortada TÜİK’in verileri açıklamamasının hukuka aykırılığına dair kesinleşmiş bir yargı kararı var. Ancak TÜİK bu karara aylardır zaten uymadığı gibi, basının önünde de kararı uygulamamasını meşrulaştıracak şekilde, karar hakkında “hukuka aykırı” ifadesi kullanıyor.

Kendisinin (TÜİK’in), Bilgi Edinme Kurulu’nun Adalet Bakanlığı bünyesinde yer alması nedeniyle Bakanlık aleyhine dava açtığını ve idari yargının TÜİK aleyhine karar verdiğini hiç belirtmiyor! (Bir üç ünlem gerekseydi yeri tam burasıydı.)

Çok ilginç değil mi? Normalde Anayasa gereği yargı kararları herkesi bağlar diye biliyoruz. TÜİK Başkanı, kendisini bu bağlayıcılığın dışında mı görüyor? Üst düzey bir bürokrat olarak Başkan Çetinkaya, yargı kararını eğip bükme hakkına mı sahip?

TÜİK toplantısından yansıyanlar gösterdi ki “Şeffafız da şeffafız” diyerek şeffaf olunmuyor. Yargı kararlarına uymadığını hafife alan bir üslupla ilan etmek, üst perdeden, paylar gibi “Var mı bize yan bakan” gibi bir üslup kullanmak da bu kadar köklü bir Kurum’u daha itibarlı yapmıyor.

11 TEMMUZ 2024

Kaynak: T24