DARBELERE KARŞI DEMOKRASİ, AÇLIĞA, YOKSULLĞA KARŞI İNSANCA BİR YAŞAM MÜCADELEMİZ DEVAM EDİYOR!

306

Bugün, 12 Eylül’ün 43. yılında, Mülkiyeliler Birliği’nde düzenlediğimiz ve KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil ve KESK’e bağlı sendikaların MYK Üyelerinin de katıldığı basın açıklamasında “Darbelere Karşı Demokrasi, Açlığa ve Yoksulluğa Karşı İnsanca Bir Yaşam İstiyoruz” talebimizi yineleyerek BES-AR Ağustos ayı açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarını kamuoyuyla paylaştık.

Açıklamamızda konuşan KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil: “Tam bir Anayasasızlık sürecinin yaşandığı, hukuksuzlukların, baskıların, saldırıların, emeğe, kadınlara, gençliğe, doğaya, yönelik saldırıların her geçen gün arttığı bir süreci 43 yıldır bu zihniyeti devralan AKPK iktidarında görmek mümkün. Özellikle bugün emeğe dönük saldırılarla sermayenin beklentileri doğrultusunda 12 Eylül’den bugüne bu ülkede emekçilere yaşatılan açlık, yoksulluk, sefalet, güvencesiz çalışma koşullarında, kamusal hizmetlerin özelleştirme politikalarıyla tasfiye edilmesi karşısında elbette bu ülkenin onurlu bir gelecek mücadelesini büyüten başta biz KESK olmak üzere emek, barış, demokrasi, özgürlük ve eşitlik demekten, asla her türlü baskıya rağmen vazgeçmedik. 12 Eylül zihniyetiyle hesaplaşmak için daha fazla mücadeleye ihtiyacımız var. Demokrasi, barış, eşit yurttaşlık temelinde laikliğe sahip çıktığımız, kadınların, gençlerin, çocukların özgürce yaşadığı, doğanın talan edilmediği özgür bir geleceği hep birlikte mücadelemizle kuracağız.” dedi.

Genel Başkanımız Bahadır Berdicioğlu tarafından yapılan açıklama ve fotoğraflar aşağıdadır:

BASINA VE KAMUOYUNA

Değerli Basın Emekçileri;

Bugün 12 Eylül Askeri Darbesinin 43. yıl dönümü. Ekonomik ve siyasi sonuçlarını halen yaşamaya devam ettiğimiz darbenin tarihsel olarak en sade özeti “Gülme sırası bizde” sözü oldu. Dönemin TİSK Başkanı Halit Narin’in darbe sonrasında söylediği “20 yıldır işçiler güldü biz ağladık, şimdi gülme sırası bizde” sözü sermaye sınıfının darbe karşısında konumlanışını ortaya koyarken, geçen onlarca yıla rağmen sermaye sınıfı gülmeye devam ediyor.

Yine 12 Eylül 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği referandumuyla darbecilerle hesaplaşma şemsiyesi altında tek adam rejimine giden yolların taşlarının döşenmiş olması ironi olarak tarihte yerini aldı.

1980’den 2023 tarihine kadar geçen dönemde, iktidarlar değişse de gündemler değişmedi. Ekonomik kriz ve soncunda ortaya konulan IMF Programları ile emekçiler sürekli olarak acı reçetelere mahkûm edildi.

“Kriz teğet geçti” diyen Başbakanlar, “dolarla mı maaş alıyorsunuz” diyen Bakanlardan sonra mesele “hayat pahalılığı yok, sorun psikolojik” söylemine kadar getirildi. Pandemi sonrası süreçte enflasyonla mücadele adı altında tüm ülkeler faiz yükseltirken, kendisini ekonomist ilan eden Cumhurbaşkanı tarafından Nas gerekçe gösterilerek sürekli faiz indirimine gidildi. Enflasyonla mücadele TÜİK verilerinin manipülasyonu ile sınırlı kaldı.

Zenginin daha Zengin, Yoksulun Daha Yoksul Olacağı Bir Süreç OVP (Orta Vadeli Program) ile Başlatıldı!

Geçtiğimiz hafta 2024-2026 yıllarını kapsayan OVP açıklandı. Program ana hatları ile incelendiğinde IMF’nin Türkiye Raporlarında yer alan öneriler etrafında şekillendiği görülüyor. Sermaye sahipleri için kur korumalı mevduat hesapları, müteahhitler için dövize endeksli ödeme garantisi sunulurken, emekçilere hiçbir zaman tutturulamayan hedef enflasyona göre artış dayatılıyor.

Seçimlerden sonra bir kurtarıcı olarak ekonominin başına getirilen Mehmet Şimşek’le birlikte emekçilere yeni bir acı reçete hazırlığına girildi. Ücretlerin baskılandırılması, yeni vergiler konulması, fahiş fiyat artışları ile ortaya çıkan krizin faturası geçmişte olduğu gibi emekçilerin sırtına yıkılmaya çalışılıyor.

21 yıllık AKP iktidarında OVP ve bütçe hedefleri göz önüne alındığında hedeflerin tutmadığı ya da revize edildiği ortadayken, yılsonu hedeflerini tutturamayacak bir hükümetin 3 yıllık beklenti ve hedeflerinin öncelikle ciddiye bile almamak gerekiyor. Batıdan sıcak para bulmak ihtiyacı ile mevcut maliye ve ekonomi politikalarından “U” dönüşü yapılarak hazırlanan OVP’nin emekçilere fayda sağlamayacağı ortada.

Maliye Bakanı tarafından maaş ve ücret artışlarının hedef enflasyona göre yapılacağı açıklamasını IMF’nin Türkiye raporlarında bir talimat olarak görmek mümkün. 2012 yılından bu yana kes kopyala yapıştır yöntemi ile %5 olarak programlarda yer alan enflasyon hedefinin bir yıl bile tutturulamamış olmasının emekçilerde yarattığı mağduriyet ortadadır. Daha yeni sonuçlanan kamu emekçilerinin toplu sözleşmesinde 2024 yılı için %25 (%15+%10) zam öngörülürken aynı yıl için OVP’de açıklanan hedef enflasyon %33’tür. Milyonlarca kamu emekçisi ve emekliyi mağdur edecek bu tutarsızlık bile OVP’nin ve TİS’in ne kadar öngörüden ve ciddiyetten uzak hazırlandığını gösteriyor.

Sendikamız tarafından her ay düzenli olarak açıklanan açlık ve yoksulluk rakamları ile kamu emekçilerinin tüketim tercihleri baz alınarak hazırlanan enflasyon oranları ortadadır. Kamu emekçilerinin maaşları yıllardır reel olarak düşmektedir. Tek adam rejimi Türkiye ekonomisini uçurumun kenarına kadar getirmiş, şimdi yeni bir acı reçete ile bedeli emekçilere ödetilmeye çalışılmaktadır.

Seçimden seçime hatırlanan emekliler, işçiler ve çiftçilere de bir şey sunmayan OVP, sermayenin ve emperyalistlerin ihtiyacına göre hazırlanmıştır. Emeklilerin aç, gençlerin işsiz olduğu, çiftçinin toprağını ekemez hale geldiği koşullarda, rant ekonomisinin yerini üretim ekonomisi almalıdır.

2024 yılı için verilen %25’lik zam oranının %19,44’lük kısmı daha 2023 yılı Temmuz ve Ağustos ayında erimiştir. Fiilen ortadan kalkmış, hükmü olmayan TİS’in kamu emekçileri içinde bağlayıcılığı kalmamıştır. Gerçek bir toplu sözleşme yasasının çıkarılması ve grev hakkımızla ilgili iç hukukta düzenleme yapılması en acil talebimizdir.

Yıllarca hedef 2023 diyerek 2023 yılında ülke ekonomisini batırıp emekçilerin hayatını cehenneme çevirenler şimdi de hedef 2053 demeye başladı. Değil 2053 bu iktidara 1 gün bile tahammülümüz kalmadı. 12 Eylül askeri darbesinin puslu havasını dağıtıp sendikalarımızı nasıl kurduysak, milyonların katıldığı grevleri, yüzbinlerin katıldığı mitingleri nasıl yaptıysak tek adam rejiminin kapısını aralayan 12 Eylül 2010 referandumu ile bizlere dayatılan toplu sözleşme sistemini de tarihin çöplüğüne göndereceğiz.

BES-AR AĞUSTOS AYI AÇLIK VE YOKSULLUK SINIRI RAKAMLARI:

4 Kişilik Bir Memur Ailesinin 2023 Ağustos Ayı Açlık Sınırı 15 Bin 660 Lira Oldu!

  • Gıda madde fiyatları üzerinden yapılan hesaplamaya göre dört kişilik bir memur ailesinin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Ağustos 2023 için 15 bin 660 lira,
  • Tek Bir kişinin (bekâr) bir çalışanın Yaşam Maliyeti ise 21 bin 050 lira,
  • Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı kısacası Yoksulluk Sınırı 46 bin 980 lira olmuştur.

Bu sonuçlara göre;

Kamuda bekâr, çocuğu olmayan bir kamu emekçisi gelir vergisi kesintileriyle birlikte 20 bin 580 lira ücret ile 21 bin 050 lira olan yaşam maliyetinin altında ücret alarak hayatını idame ettirmeye çalıştığı gerçeği ile;

4 kişilik bir ailenin 4‘ü de asgari ücretle çalıyor olsa bile, alınan ücret toplamı yoksulluk sınırının altında kaldığı gerçeğini siz değerli basın emekçileri aracığıyla tüm kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Değişim oranları (%), Ağustos 2023 Açlık Sınırı Yoksulluk Sınırı Yaşam Maliyeti
Bir önceki aya göre değişim oranı 10,00 5,20 10,10
Bir önceki yılın Aralık ayına göre değişim oranı 64,77 51,72 64,07
Bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı 112,34 95,55 112,45

Yaklaşık 4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisini ilgilendiren “2024-2025 yıllarını kapsayan 7. dönem toplu sözleşme görüşmelerinde” Hükümet;

  • 2024 yılı ilk 6 ay için yüzde 15, ikinci 6 ay için yüzde 10,
  • 2025 yılı ilk altı ay yüzde 6 ve ikinci altı ay için de yüzde 5 zam teklif etti ve yetkili sendika Memur Sen’in onayı ile Hakem Heyetine gönderilerek bu zam oranları değiştirilmeden kabul edildi.
  • Hükümet Orta Vadeli Programında 2024 yılı için enflasyon tahminini %33,0, 2025 yılı için %15,2 olarak açıklanmıştır.
  • Hükümet 2024 yılı için %25, 2025 yılı için toplam %11teklif ile kendi enflasyon beklentilerinden bile az maaş artışı önermiştir.

Büro Emekçileri Sendikası olarak tüm kamu emekçilerine, asgari ücretlilere, emeklilere insanca yaşayacak bir ücret talebimizi ısrarla tekrarlıyoruz.

  • Sağlıklı beslenmenin maliyeti günlük 475 lirayı geçti,
  • 2023 yılında da asgari ücret açlık sınırının altında kaldı,
  • En düşük emekli aylığı açlık sınırının yarısı kadar,
  • Büyükşehirlerde kamu emekçileri, barınma ihtiyacını karşılamak için neredeyse maaşının %55’ini kiraya ödemek zorunda kalıyor.

Taleplerimizi elde etmenin yolunun mücadele, kazanımlarımızı korumanın yolunun demokratikleşme olduğunun bilinciyle emek ve demokrasi mücadelesi veriyoruz.

Eşit, özgür, demokratik, laik bir ülkede barış ve kardeşlik içerisinde yaşadığımızda, gülme sırası emekçilerde olacak!