ANTALYA ŞUBEMİZ DEFTERDARLIK ÖNÜNDE BİR KEZ DAHA SES YÜKSELTTİ: İNSANCA YAŞAYACAK ÜCRET İSTİYORUZ!

461

Antalya Şubemizin eylemleri devam ediyor…

Antalya Şubemiz, “Ne Memur-Sen’in satış sözleşmesi, ne TÜİK’in sahte enflasyonu… insanca yaşayacak ücret istiyoruz” şiarıyla işyeri önlerinde eylemlerine devam ediyor.

13 Haziran 2023 Salı günü Antalya Defterdarlığı önünde düzenlenen basın açıklamasında; “insanca yaşayacak ücret, ek ödemelerin maaşlara dahil edilmesi, tüm Kamu Emekçilerine 3600 ek gösterge, ücretsiz yol/yemek hizmeti, kira yardımı ve tüm işyerlerine kreş” gibi öne çıkan taleplerimiz yinelendi.

Taleplerimiz karşılanana kadar mücadele kararlılığına vurgu yapılan açıklamada, insanca bir yaşam için tüm Büro Emekçileri birlikte ve yan yana mücadele etmeye, BES’te birleşmeye davet edildi.

Şube Başkanımız Devrim Mol tarafından okunan açıklama aşağıdadır:

BASINA VE KAMUOYUNA

NE MEMUR SEN’İN SATIŞ SÖZLEŞMESİ NE TÜİK’İN SAHTE ENFLASYONU…
İNSANCA YAŞAYACAK ÜCRET İSTİYORUZ!

Bugün yine işyerlerimizin önündeyiz, insanca bir yaşam, güvenli bir gelecek, güvenceli bir iş için mücadele kararlılığımız sürüyor! Her zaman söylediğimiz gibi taleplerimiz karşılanana kadar da mücadele etmeye devam edeceğiz.

Biliyorsunuz 5 Haziran’da TÜİK tarafından enflasyon rakamları açıklandı. Her seferinde bilimsellikten uzak yöntem değişiklikleri ile enflasyon rakamlarını gerçekliğimizden çok çok düşük gösteren TÜİK Mayıs ayında da doğalgaz etkisini sıfır alarak aylık enflasyonu 0,04 ve yıllık enflasyonu 39,59 olarak açıkladı ve yine bizleri şaşırtmadı. Halkın %70’inin güvenmediği TÜİK rakamlarının bedelini biz emekçiler ve tüm halkımız ödüyor. Hükümet, yetkili sendika ve TÜİK elbirliği ile günden güne daha da fakirleşiyoruz.

İNSANCA BİR YAŞAM İSTİYORUZ

TÜİK; kamu emekçilerinin ücret ve maaşlarına yapılacak zamlar, asgari ücrete yapılan zamlar, özel sektörde çalışan beyaz yakalı emekçilerin ücretlerine yapılan zamların en birinci kriteridir, emekçilerin ve emeklilerin maaşlarına yapılacak zammı her zaman olduğu gibi düşük tutmak için bu yöntem değişikliğine gidilmiştir. Doğalgaz fiyatı sıfır alınmasaydı aylık enflasyon %1,59 yıllık enflasyon %41,15 çıkacaktı.

Değerli Basın Emekçileri,

Büro Emekçileri Sendikası olarak her ay düzenli bir şekilde hesapladığımız Kamu Emekçilerinin Enflasyon Sepeti Araştırması’na göre Mayıs ayı aylık enflasyon rakamının %2,67 ve yıllık ise %98,02 çıktığını sizler aracılığı ile buradan kamuoyuna ilan ediyoruz. Bunun yanında bağımsız akademisyenlerce hesaplanan enflasyon rakamlarına göre aylık %7,35 yıllık ise %109,01 artış olmuş, Kamu Emekçileri olarak Mayıs ayında ücretlerimizde 14,48 puanlık enflasyon kaybına uğramış bulunmaktayız. Bunun yanında dövizin, altınının yükselişi önlenemiyor ve bizler sadece son bir hafta içerisinde %9 daha fakirleştik. Maaşlarımız bir haftada yaklaşık 70 dolar eridi. Önümüzde Kurban Bayramı var, 2019 da kurban alınabilen parayla şu an 1,5 kilo et alınabiliyor.

AKP iktidara geldiğinde asgari ücretin altında emekli maaşı yokken, emeklilerin neredeyse tamamı asgari ücretin altında maaş ve ücretlere mahkum edildi. Yine 2002 yılında ortalama kamu emekçisi maaşı asgari ücretin 3,5 katı seviyesindeyken; her geçen gün asgari ücret düzeyine yaklaştı. Asgari ücret ortalama ücret haline gelmişken, hala emekçileri enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz yalanına inanmamız bekleniyor.

ACİL EK ZAM İSTİYORUZ

Meyve sebzeyi taneyle aldığımız, kırmızı ve beyaz etin bizim için artık lüks tüketim haline geldiği, şehrimizde kira ortalamasının 10 bin lirayı geçtiği bir ortamda aylık enflasyonun yüzde 0.04 arttığını söylemek aklımızla alay etmekten başka bir şey değildir.

Açlık sınırının 11 bin TL ye, yoksulluk sınırının 34 bin TL ye dayandığı ülkemizde ortalama kamu emekçisi maaşı 13.000 TL ye gerilemiş, açlık sınırına yaklaşmıştır. Kamu emekçilerinin çok büyük bir kısmı 3600 ek gösterge kapsamı dışında bırakılmıştır.

Bunlar da yetmezmiş gibi ekonomiyi düzeltme formülünü “Vergiyi, tabana yayacağız” ifadesi ile bu ülkenin ücretlileri, yoksulları, dar gelirlilerini zor günlerin beklediğini, zaten ağır vergi yükü olan bizlerin daha da ağırlaşacak ekonomik koşullar altında ağır vergi yükü altında daha da ezileceğimizi, bir kez daha krizin faturasını işçiye ve memura kesmeye hazırlandıklarını ifşa eden, bugünkü yoksulluğumuzun da sorumlularından birisi olan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve emekçiye sırtını dönmüş iktidara sesleniyor, bu kadar iş yüküne, açlık sınırında maaşlara YETER diyoruz.

Çalışan nüfusun ağır geçim sıkıntısını ‘mikro’ olarak görenlerin, patronları rahatlatmak için işçi ve emekçiye kemer sıktırmaya hazırlananların bilmesi gereken şudur ki; emekçilerin nefes alamadığı bir ülke ekonomisinin düzlüğe çıkma imkanı yoktur.

SERMAYEYE DEĞİL EMEKÇİYE BÜTÇE

Seçim öncesinde en düşük memur maaşının 22 bin lira olacağına ve mülakatın kaldırılacağına dair verilen sözü hatırlatmakla birlikte, bu rakamın kesinlikle insanca yaşamaya yetecek bir ücret olmadığını tekrar belirtiyor, en düşük memur aylığının en az yoksulluk düzeyi artı refah payı olması gerektiğini ısrarla ısrarla vurguluyoruz. Gerçek enflasyonun da onun yol açtığı tahribatın da peşindeyiz. Bu ağır tablonun yalanlarla kamufle edilmesine izin vermeyeceğiz.

DİRENE DİRENE KAZANACAĞIZ

Sevgili arkadaşlar, aynı zamanda önümüzde 2024-2025 özlük haklarımız ve maaş artışlarımızın belirleneceği Toplu Sözleşme süreci bulunmakta. Ne hazindir ki yıllarca binbir mücadele ile kazandığımız haklarımızı imzaladığı sözleşmelerle masada veren, bizleri açlık sınırında maaşlara mahkum eden yandaş sendika Memur-Sen bu dönem de bizler adına imzalar atacak. Haklarımızı tam alabilmemizin en önemli kriterlerinden biri grev hakkını da içeren gerçek bir toplu sözleşme yasasının olmasıdır. Bu haliyle, bu yetkili konfederasyon ile kamu emekçilerinin, emeklilerin, yarı aç yarı tok yaşayanların insanca yaşayacak bir ücrete kavuşmaları mümkün değildir. Birlikte mücadelemizi büyüterek buna dur demek, önlemek bizim ellerimizde.

KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ

İnsanca yaşayacak bir ücret talebimizi ısrarla tekrarlıyoruz ve hakkımız olan ek zammı acil olarak istiyoruz. En az yoksulluk sınırında bir ücret ve refah payı istiyoruz. 3600 Ek gösterge hakkımızı, ücretsiz yemek hizmeti, tüm işyerlerimizde kreş istiyoruz. Buradan bir kez daha ifade ediyoruz! Ne TÜİK’in enflasyonu ne de Memur Sen’in satış sözleşmesine teslim olmayacağız! Toplu sözleşme süreçlerinde kamu emekçilerini satan, sonra kapı kapı ek zam dilenen Memur-Sen yöneticilerini buradan bir kez daha protesto ediyor ve uyarıyoruz. Dilenenler değil direnenlerin kazanacağı bilinci ve inancı ile mücadeleye devam edeceğimizi kararlılıkla bir kez daha ifade ediyoruz. Haklı taleplerimizin kalıcı bir kazanıma dönüşmesi için, yetki alanımızda bulunan bütün sendikaların yan yana gelerek birlikte mücadele etmesini önemsiyor ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. İnanıyoruz ki, bizlerin birlikte, yan yana mücadele etmesi, haklı taleplerimizin kazanıma dönüşmesine katkı sunacaktır. İnsan onuruna yakışır koşullarda çalışmak, insanca yaşamak istiyoruz ve biliyoruz, insanca bir yaşamı direne direne, birleşe birleşe kazanacağız. Yaşasın birlikte, örgütlü, onurlu mücadelemiz!

KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇBİRİMİZ!
DİRENE DİRENE KAZANACAĞIZ!
BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ!
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!