ANTALYA ŞUBEMİZ: KAMU BİNALARI DEPREME DAYANIKL MI?

283

Antalya Şubemiz, düzenlediği basın toplantısında; hem deprem bölgesinde ayakta kalan, hem depremin olmadığı illerdeki kamu binalarının depreme dayanıklı olup olmadığının bir an önce tespit edilmesini istedi.

7 Mart 2023 Salı günü Şubemizde yapılan basın toplantısında; talebimize ilişkin örgütlü olduğumuz tüm kurumlara yazılar yazıldığı ve konunun takipçisi olacağımız kamuoyuyla paylaşıldı.

BASINA VE KAMUOYUNA

Değerli Basın Emekçileri

Ülkemizde Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetinde yaşanan depremler nedeniyle; 46 bine yakın vatandaşımız hayatını kaybetti, 108 binin üzerinde yurttaşımız yaralı ve bu sayıların açıklanandan çok daha fazla olduğunu biliyoruz. Yüzbinlerce bina yıkıldı, hasar gördü. Bunların içerisinde yapımı ve denetimi devletin sorumluluğunda olan çok sayıda kamu binası da bulunmakta. Maraş ve ilçelerinde çoğu hastane ve aile sağlık merkezileri olmak üzere kamu binalarının %30 yıkıldı, ağır hasar gördü. İskenderun ve Antakya’daki devlet hastaneleri ile polisevi yıkıldı, 2007 de açılan Hatay havalimanı pisti çöktü, bu yüzden kurtarma ekipleri ve yardımlar hava yoluyla taşınamadı. Malatya havalimanı terminal binasında hasar meydana geldi ve tüm bölge bu örneklerle dolu.

Bu hazin noktaya bilimi denetim dışı bırakan tercihlerden dolayı geldik. Cumhurbaşkanın övündüğü “bina denetimi” ne dair atılan en önemli adım TMMOB ve diğer meslek odalarının yani bilimin, tekniğin, mühendisliğin denetim sürecinin dışında bırakılması oldu. Kentsel dönüşümde yüksek riskli değil yüksek rantlı bölgeler tercih edildi, deprem toplanma alanları bile imara açıldı oralara AVM’ler kuruldu. Yapı denetim yasası çıkarıldı ama kamusal denetim görevi ticari kuruluşlara teslim edildi. İmar Barışı Yasası ile riskli binalar hiçbir denetime tabi tutulmadan kayıt altına alındı, oturum izni verildi.

Kamu binalarının yıkılması, ihale şartnamesi ile yapılan, uzman ekiplerce incelendikten sonra teslim alınan kamu binaları ve tesislerinde kurallara uyulmadığını, deprem ülkesi Türkiye’de katı denetim yapılması gerekirken bunun yerine getirilmediğini gözler önüne serdi.

AFAD öncülüğünde 2020-2021 yıllarında Türkiye genelindeki tüm illerde yerel yönetimler, mülki idare, üniversiteler ve STK’ların katılımıyla olası afetlere hazırlık için raporlar hazırlandı. Depremden etkilenen 10 kente ait raporlar felaketin geliyorum dediğini de açıkça gösteriyor. Hatay, Maraş, Adana, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Urfa, Kilis raporlarında zemin, bölgenin fay üzerinde olup olmadığı, tektonik yapısı, sismik aktivitesi gibi riske dair tespitler bulunmakla, kentsel dönüşümün, yapılan yeni binaların bu tespitler dikkate alınarak yapılmadığı, bir deprem olasılığında hasarın büyük olacağı uyarısında bulunuluyor.

Ancak bu tespitlere rağmen geçen iki yılda da, 1999 depremi sonrası 24 yılda olduğu gibi yapısal adımlar atılmadığını, depremin yeteri kadar ciddiye alınmadığını, denetimlerin yapıldığı ancak binaların bilimin uyarıları ışığında inşa edilmediğini gösterdi.

16 Şubat 2023 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca “depremden etkilenen bölgelerde yürütülen hasar tespit çalışmaları kapsamında şu ana kadar 481 bin 865 bina da yer alan 2 milyon 196 bin 88 bağımsız birimde hasar tespit çalışması yapıldı. Yürütülen çalışmalar kapsamında 61 bin 722 binada yer alan 263 bin 800 bağımsız birimin acil yıkılması gereken, ağır hasarlı ve yıkık olduğu tespit edildi. 13 bin 917 binada yer alan 86 bin 673 bağımsız birimin orta hasarlı, 121 bin 515 binada yer alan 749 bin 654 bağımsız birimin az hasarlı, 229 bin 23 binada yer 915 bin 723 bağımsız birimin de hasarsız olduğu tespit edildi” açıklaması yapılmıştır.

Tüm bu kararlar ve açıklamalar doğrultusunda Kamu hizmet binalarının ne kadarının yıkık, hasarlı ya da az hasarlı olduğunun henüz tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Ayrıca Kamu Kurumlarında görev yapan, kaç Kamu Emekçisinin vefat ettiği, yaralı olduğu, evsiz barksız, yardıma muhtaç ya da diğer illere tahliye edildiği de henüz kesinleşmemiştir.

Anayasa da önceliği vatandaşlarının yaşam ve barınma hakkının korunması olan ülkemizde diğer kamu hizmetlerinin sürdürülmesinin imkânsız hale geldiği yadsınamaz bir gerçektir.

“Asrın felaketinin” yaşandığı 10 ilimizde halen Kamu hizmetinin devamlılığı gerektiğine inanmakla birlikte, kendileri de depremzede olan Kamu Emekçilerinin psikolojik durumları ile mağduriyetlerinin olduğu da gözden kaçırılmamalıdır.

Bu nedenle “asrın felaketi”nin yaşandığı 10 ilimizde;

  1. Kamu binalarının artçı depremlere dayanıklı olup, olmadığının tespitinin bir an önce yapılması,
  2. Kontroller yapılmadan mesainin başlatılmaması,
  3. Mümkünse hasar görmemiş binalarda hizmetin başlatılması,
  4. Deprem bölgesi dışındaki tüm il ve ilçelerdeki kamu binalarının depreme dayanıklılık testlerinin en kısa sürede yapılması, sonuca göre gerekli önlemlerin alınmasını talep ediyoruz.

Şubemizin örgütlü olduğu tüm kurumlara talebimize ilişkin yazılarımızı gönderip konunun takipçisi olacağımızı burada sizlerin aracılığı ile kamuoyuna duyuruyoruz.

Yaşasın BES!
Yaşasın KESK!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!

Büro Emekçileri Sendikası Antalya Şube Yönetimi