MUSTAFA SÖNMEZ: DEPREMİN FATURASI HIZLA AĞIRLAŞIYOR

246

Deprem kamu giderlerinde önemli bir artış getiriyor. 2023 için milli gelire oranı yüzde 3,5 olarak öngörülen bütçe açığı, daha da tırmanarak milli gelirin yüzde 5’ini bulabilir.

Yaklaşık 7 bin binanın yıkımına yol açan ve 10 ildeki 13,5 milyon insanı etkileyen Türkiye’deki güneydoğu depremi, korkunç sayıdaki can kaybının yanında önemli bir mal kaybı, ekonomik hasar ve tüm topluma mal olacak ağır bir faturaya yol açmış görünüyor.

Depremin beşinci günü 10 Şubat’ta kayıp sayısı 19 bini aşarken nihai sayının on binlerle ifade edilecek boyuta erişeceği tahmin ediliyor. Yaralı sayısının 78 bine yaklaştığı, bölge dışına tahliye edilen nüfusun ise 76 bini geçtiği bildirildi. Yıkılan 7 bin binanın önemli bir kısmı konut ve bu ağır bir barınma sorunu yaratmış durumda.

Türkiye ekonomisinde yüzde 9’a yakın bir milli gelir katkısı olan bu 10 deprem ilinde üretim aksaması ve boyutları henüz ortaya çıkmayan servet erimesi sonucu kişi başına gelir, istihdam, kamu hizmeti parametreleri hızla aşağı iniyor. Özellikle tarım düşüşü, ülke genelinde yaşanan gıda enflasyonunu yukarı çekecek. Bölgenin Türkiye ihracatına verdiği katkıda düşüş cari açık sorununu büyütürken enkazın kaldırılması için yapılan kamu harcamaları ve bölgeden gelen verginin azalması merkezi bütçe açığını büyütecek. Bölgenin kullandığı kredilerin geri dönüşündeki aksamalar da bankacılık sektöründe kırılganlıklar yaratabilecek.

Depremin etkilediği 10 ilin nüfusu 13,5 milyon ve Türkiye toplamındaki payı yüzde 15,7. Bu, işgücü ve iç tüketim açısından önemli bir tutar. Bu 10 il, Türkiye’nin toplam gayri safi yurt içi hasılasının (GSYH) yaklaşık yüzde 9’unu gerçekleştiriyor. Türkiye ekonomisinde 2021 yılında gerçekleşen yüzde 11,4 olan büyümeye bu 10 il 1,15 puan katkı yaptı. Tek başına GSYH’nin yüzde 35’ini yaratan İstanbul’un yıllık büyüme oranına katkısı 4 puana yaklaştı. Özellikle yıllık GSYH büyümeye katkısı tek başına 0,25 puan olan Gaziantep, Türkiye milli gelirine en fazla katkı yapan 8’inci il konumunda.

Türkiye’nin 2022 büyüme hızı yüzde 6-7 aralığında tahmin ediliyor. Kesin veriler 28 Şubat’ta açıklanacak. Depremin etkilediği 10 ilin 2022 milli gelir katkısının da yüzde 9’dan az olmadığı tahmin ediliyor.

2023 için Türkiye’nin büyüme hedefi yüzde 5. Ancak hem 2022’de yaşanan kırılganlıklar hem de yıla bu büyük felaket ile başlanması, ayrıca bu yıl yapılacak genel seçimler sonrası beklenen kemer sıkma politikaları, hedeflenen büyümenin yıllık yüzde 2-3’ü geçmeyeceği tahminine yönlendiriyor. Büyük deprem bu oranı belki biraz daha aşağı çekecektir.

Büyümeye etki edecek işgücü kaybı, hayatta kalanların barınmadan yoksun kalmaları, işgücü olarak geri dönüşlerinde yaşanacak sorunlar, depremde henüz saptanamayan fabrika, çiftlik, işyeri, iş araçları kayıpları, kamunun yol, köprü, havaalanı, kamu binası kayıpları, hepsi üretimi negatif etkileyecek unsurlar. Bu kayıplar, bölgenin katma değer üretme kapasitesini aşağı çekecek.

Yıkılan 7 bine yakın binanın 60 bine yakın daire içerdiği ve her dairenin 2 milyon TL (105 bin dolar) ederi varsayıldığında, sadece konut yıkımlarından kaybın 6,3 milyar dolara ulaştığı söylenebilir. Hasar gören binalardaki kayıplarla kaybın 10 milyar dolara ulaşabileceği söylenebilir. Zarar görmüş iş araçları, tezgahlar, kamusal altyapıdaki milyarlarca doları bulan kaybın değeri ayrıca hesaplanmalıdır.

On ilin ekonomisinde küçülme olasılığı çok muhtemel ve bu, genel büyümeye daha çok etki edecektir. 2022 yılı Türkiye GSYH’nın 862 milyar dolar olarak gerçekleşeceği ve kişi başına gelirin de 9 bin 893 dolar olduğu tahmin ediliyor. Depremin olumsuzluklarıyla etkilenecek 2023’de hem milli gelirde hem de kişi başına gelirde bir düşüş bekleniyor.

Orta Vadeli Program’da 2023’te Türkiye’nin milli gelirinin 867 milyar dolar ve kişi başına milli gelirin de 10 bin 71 dolar olacağı belirtiliyor. Ama bu hedef muhtemelen tutmayacak, 2023’de dolar/TL paritesine de bağlı olarak hem milli gelir hem de kişi başına gelir daha düşük olacak. Türkiye ortalamasının üçte iki büyüklüğüne sahip olan deprem bölgesi kişi başına gelirinin de 5 bin-6 bin dolar aralığına düşmesi kaçınılmaz görünüyor. Buna karşılık, enkazın hemen ardından yeni bir konut üretimi başta olmak üzere işyeri, altyapı inşa faaliyeti, bunun için özellikle yurt dışından sağlanabilecek kaynağın rüzgârı, küçülmeyi frenleyici etki de yapabilecektir.

Öte yandan, Türkiye tarımına katkısı yüzde 15 dolayında olan bölgede tarımsal arzın azalmasının, ülkenin yıllık yüzde 70’lere ulaşan gıda enflasyonunun tırmanışına yol açması da bekleniyor.

İnsan gücü kaybı, üretim, nakliye ve lojistik faaliyetlerinde aksama nedeniyle illerin ihracat performansında yaşanacak kayıpların ülke dış ticaretini olumsuz etkileyeceği görülüyor. Depremzede 10 il, 2022 yılında Türkiye’nin toplam 254,2 milyar dolarlık ihracatının yüzde 8,5’ini gerçekleştirdi. 21,5 milyar dolarlık ihracatın yarısını tek başına Gaziantep yaptı. Hatay 4,1, Adana 3,1 milyar dolarla en çok ihracat yapan iller arasında yer aldı. Bölgenin ihracat gücünde geçici olarak yaşanacak kayıp, Türkiye’nin cari açığı açısından önemli bir dezavantaj oluşturacak. Cari açığın 2022 yılı için 45 milyar dolar olarak açıklanması bekleniyor.

Depremzede 10 il, 2022 yılında devletin 2,3 trilyon lira olan toplam vergi gelirlerine yüzde 7,5 oranında katkı yaptı. Depremin ciddi can ve mal kayıplarına yol açtığı 10 ilde üretimin, ticaretin duraksaması, vergilerin ödenememesi, kamu maliyesi açısından önemli bir kayıp demek. Yanı sıra deprem kurtarma, onarma, yeniden inşa süreçleri kamu giderlerinde önemli bir sıçrama getiriyor. Bu da Orta Vadeli Program’da 2023 için öngörülen milli gelirin yüzde 3,5’ini bulacak 651 milyar TL’lik bütçe açığının daha da tırmanması ve milli gelirin yüzde 5’ini bulması anlamına gelecek. Bütçe açığındaki her tırmanış, cari açık ile birlikte ekonomideki kırılganlıkları da yukarı çekecek.

11 ŞUBAT 2023 – AL MONITOR