AZİZ ÇELİK: EMEKLİLERİN KAYBI ARTIYOR

840

EYT yasasının Meclis’e geç sunulması nedeniyle aylıklarda düşüşler olacak. Aylık bağlama sistemi değişmedikçe emeklilerin kayıpları devam edecek. Emekliler büyümeden pay alsaydı en düşük işçi aylığı 10 bin 125 TL olacaktı.

Emeklilik çalışma hayatındaki en güncel sorunlardan biri olmaya devam ediyor: Bir yandan EYT konusunun Meclis gündemine gelmesinin gecikmesi, öte yandan EYT kapsamına giremeyenler için kademe sorunu ve nihayet aylık bağlamada ortaya çıkan eşitsizlikler… EYT ve kademe konusu biliniyor. Ancak geçtiğimiz günlerde bu sorunlara emekli aylıklarının hesaplanmasındaki yeni bir eşitsizlik daha eklendi. EYT yasasının gecikmesi nedeniyle EYT’lilere bağlanacak aylıklarda düşüş gündeme geldi. EYT’liler yeni bir haksızlıkla karşı karşıya kaldılar.

Emekli aylığı başvuru tarihine göre emekli aylıklarının hesaplanmasında fark ortaya çıkıyor. SGK’nin aylık bağlama sisteminde uzun yıllardır var olan bu sorun, düşük ve görece istikrarlı enflasyon dönemlerinde önemli bir fark ve sorun yaratmıyordu. Ancak yüksek ve oynak enflasyon dönemlerinde önemli bir sorun haline geldi. Habertürk’ten Ahmet Kıvanç’ın 9 ve 20 Ocak 2023 tarihli yazılarında detaylı olarak ele aldığı gibi emekli aylığı için temmuz-aralık döneminde başvuranlar ile ocak-haziran döneminde başvuranlar arasında ciddi bir fark ortaya çıkıyor.

EYT’NİN GECİKMESİ KAYIP YARATIYOR

Bilindiği gibi emekli aylığı hesaplanırken önce prime esas kazancın bugünkü değeri belirleniyor, ardından bu değer aylık bağlama oranı (ABO) ile çarpılarak emekli aylığı bulunuyor. Bu hesaplama 2000 öncesi, 2000-2008 arası ve 2008 sonrası için üç ayrı sistemle yapılıyor. Prime esas kazancın güncel değerini bulmak için (2008’den bu yana) TÜFE + büyümenin yüzde 30’u oranında bir güncelleme katsayısı kullanılıyor. Ancak sigortalının kazancının güncel değerinin hesaplanmasında son yıla ilişkin önemli bir ayrıntı var. Son yılın kazancına uygulanacak işlem başvuru yapılan tarihe göre değişiyor.

Emeklilik başvurusunu ocak ile haziran ayları arasında yapanlara yukarıda anlatılan güncelleme katsayısı uygulanıyor. Ancak temmuz ile aralık döneminde başvuranların kazancı güncellenirken ise o yıl içinde ocak ve temmuz aylarında emekli aylıklarına yapılan zam oranı dikkate alınıyor. Bu durum enflasyonun düşük seyrettiği dönemlerde önemli bir sorun oluşturmadı. Ancak içinde yaşadığımız yüksek enflasyon döneminde emekli aylık başvurusunun hangi dönemde yapılacağı önemli bir ayrıntı haline geldi.

Çünkü bu durum son yılın kazancına uygulanacak oranı etkiliyor ve son yılın kazancındaki kümülatif artışta önemli değişikliklere yol açabiliyor. Öte yandan emekli aylıkları bir kez hesaplandıktan sonra TÜFE oranında arttığı için son yılın kazancındaki artış kritik önem taşıyor. EYT aralık ayında çıksaydı ve başvurular aralık ayında yapılsaydı EYT’lilerin aylıkları daha yüksek olacaktı. Kuşkusuz bu durum EYT’lilere özgü bir durum değil ancak EYT’nin bilerek geciktirilmesi sonucunda EYT’liler için büyük bir aylık mağduriyeti ortaya çıkacaktır. Bunu bir örnekle açıklayalım.

İşçi emekliliklerine Ocak 2022’de yüzde 25,44 ve Temmuz 2022’de yüzde 42,4 olmak üzere kümülatif yüzde 78,6 oranında zam yapıldı. Emeklilik başvurusunu Aralık ayında yapanlara 2022 yılı için bu oranlar uygulanacak. Emeklilik başvurusunu 2023 Ocak ayı ve sonrasında yapacaklara ise 2022 yılı için enflasyon oranı uygulanacak ve bunun üzerine ise Ocak 2023 emekli aylık artışları eklenecek. Böylece son yıl hariç güncellenmiş kazancı 10 bin TL olan ve yüzde 50 aylık bağlama oranına tabi bir emekli için (5 bin TL) ortaya çıkan yaklaşık miktar tabloda ifade ediliyor. Görüldüğü gibi EYT gecikmeseydi ve EYT’liler Aralık 2022’de emeklilik başvurularını yapabilselerdi yaklaşık yüzde 8-10 daha yüksek emekli aylıkları alabileceklerdi. EYT’nin gecikmesiyle EYT’lilerin emekli aylıklarında da önemli bir kaybı oldu. Bu fark ömür boyu devam edecek.

***

EN DÜŞÜK AYLIK 10 BİN TL’NİN ÜSTÜNDE OLABİLİRDİ

EYT’lilerin aylık kaybı bununla da sınırlı değil. EYT’lilerin aylıklarının eski sisteme göre bağlanması gerekir. Aksi halde çok büyük kayba uğrayacaklar. 2000-2008 arasında prime esas kazancın güncellenmesinde büyüme yüzde 100 oranında hesaba katıldı. 2008 sonrasında ise büyümenin yüzde 30’u dikkate alınmaya başlandı.

Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığı (SBB) verilerine göre GSYH 2003-2021 arasında yıllık ortalama 5,4 oranında büyüdü. 2008 yılına kadar güncelleme katsayısında bu oranın tümü hesaba katılırken 2008 yılından sonra ortalama 5,4 oranında büyümenin 1,6 puanı hesaba katıldı. Öte yandan emekli aylıkları bir kez hesaplandıktan sonra sadece TÜFE oranında artış yapıldı. Böylece ortalama işçi emekli aylığı yüzde 30 zamla birlikte Ocak 2023 itibariyle 6 bin 37 TL oldu. En düşük emekli aylığı ise Hazine desteğiyle 5 bin 500 TL oldu. Oysa emekli aylık artışları ve güncellemelerde 2002-2023 arası Kişi Başına GSYH artışı dikkate alınsaydı ciddi fark olacaktı. SBB verilerine göre Kişi Başına GSYH 2002 ile 2023 arasında 39,4 kat arttı. Eğer emekli aylıkları bu oranda artmış olsaydı yaklaşık bir hesapla en düşük işçi emekli aylığı ise 10 bin 125 TL, en düşük memur emekli aylığı 19 bin 778 TL olmalıydı.

EYT’liler ve emekliler 1999 ve 2008’de yapılan emeklilik sistemi değişikliklerinden dolayı büyük kayba uğradılar. Emeklilikleri gecikti ve emekli aylıkları düştü. Şimdi uzun mücadeleler sonucu gündeme gelen EYT çözümünün gecikmesiyle ek bir kayba uğruyorlar.

Emeklilikte adil ve eşitlikçi bir çözüm ve geçiş düzenlemesi gerekiyor. Bunun için atılması gereken adımları şöyle özetlemek mümkün:

  • EYT çözümü gecikmeksizin Meclis gündemine gelmelidir.
  • EYT ile birlikte 9 Eylül 1999 ve sonrası için adil ve eşitlikçi bir kademeli geçiş takvimi oluşturulmalıdır.
  • Emekli aylıkları arasındaki dengesizlikleri gidermek için kapsamlı bir intibak yasası çıkarılmalıdır.
  • İntibak yasası kapsamında aylık bağlama oranları eski düzeyine geri çekilmelidir.
  • Emekli aylıklarının bağlanma ve artırılması sırasında enflasyon + GSYH artışının yüzde 100’ü dikkate alınmalıdır.
  • En düşük emekli aylığı asgari ücrete çekilmelidir.
  • Aylık bağlanma dönemlerinden kaynaklı farklar ve eşitsizlikler giderilmelidir.

23 OCAK 2023 – BİRGÜN