İçeride ve dışarıda “düşmansız” yapamayan AKP+MHP İktidar Bloğu, uzun süredir toplumu “bizden olan-olmayan” diye iki kategoriye ayırmış, tam anlamıyla toplumsal kırılmaya yol açmıştır. Kutuplaşma üzerinden iktidar ömrünü uzatmak isterken sistematik baskı politikalarıyla bu duruma itiraz eden tüm kesimleri bir şekilde etkisizleştirme yoluna başvurmaktadır. Bunun için devletin tüm olanakları kullanılırken yargı eliyle taciz ve yargının muhalif kesimler üzerinde bir sopa gibi kullanılması temel yöntemlerin başında gelmektedir.
Özellikle pandemi döneminde iktidarın bilim dışı uygulamalarını eleştiren, teşhir eden Türk Tabipleri Birliği iktidarın hedefine giren kurumlardan biridir. İktidar sermayenin çıkarlarını esas alan piyasacı sağlık politikaları önünde en büyük engel olarak TTB’yi görmektedir.
Bilindiği üzere en son kendi alanıyla ilgili düşüncelerini ifade eden TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı asgari hukuk normları dahi hiçe sayılarak gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Hukuksuzluklar yargılama sürecinde de devam etmektedir.
İktidar bu kez de TTB Merkez Konseyi’nin tüm üyelerinin görevden alınması için dava açmıştır. Davanın ilk duruşması yarın (10.01.2023) görülecektir.
TTB ve üyeleri; kurulduğu günden bu yana yaşamın, yaşatmanın ve barışın yanında olmuş, halk sağlığı için can siparane bir mücadele yürütmektedirler.
TTB ve üyeleri; özellikle korona pandemisi ile mücadelede en ön saflarda yer almış, yüzlerce üyesi bu süreçte yaşamını yitirmiş, binlercesi enfekte olmuş, buna rağmen halkın sağlığını korumak için canla başla çalışmaya devam etmişlerdir.
TTB ve üyeleri; iktidarın iflas eden “Sağlıkta Dönüşüm Politikası”na karşı nitelikli, ücretsiz ve herkese eşit sağlık hizmeti istemiş, tedaviyi esas alan piyasacı anlayışa karşı toplumsal koruyucu sağlık hizmetlerini öncelemişlerdir.
TTB ve üyeleri; sağlık hizmetlerinin ticarileşmesine ve özelleştirilmesine, Sayıştay raporlarında boy boy usulsüzlükleri sıralanan şehir hastanelerine karşı çıkmış, buralara aktarılan kaynakların halk sağlığına aktarılmasını savunmuşlardır.
Bu ve benzer daha onlarca mücadele başlıklarından dolayı TTB, iktidar bloğunun hedef tahtasına oturmuştur.
Açılan dava ile TTB’nin hizaya çekilmesi ve etkisizleştirilmesi amaçlanmaktadır. Çok açık ki, dava iktidarın baskısıyla açılmış olup siyasal niteliktedir.
KESK olarak; emek, barış ve demokrasi mücadelesinde birlikte yol yürüdüğümüz, yaşamın, yaşatmanın ve barışın yanında yer alan TTB’nin yanında ve dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyor, TTB Merkez Konsey üyeleri hakkında açılan davanın geri çekilmesini, yargılamanın durdurulmasını talep ediyoruz.
YÜRÜTME KURULU