10-16 MAYIS ENGELLİLER HAFTASINDA ENGELLİ KAMU EMEKÇİLERİ YILLARDIR BİRİKMİŞ SORUNLARINA ÇÖZÜM BEKLİYOR!

528

10-16 Mayıs Engelliler Haftasında engelli yurttaşların taleplerine ilişkin ciddi bir kamuoyu oluşmaktadır. KESK olarak engelli kamu hizmetleri ve engelli kamu emekçileri açısından engellilerin yıllardır çözüm bekleyen sorunları olduğunun farkındayız. Ülkemizdeki iktidarların piyasacı ve geleneksel politikaları, engellileri yoksul, işsiz ve muhtaç durumda bırakmaktadır. 10 milyonun üzerindeki yurttaşı ve ailelerini doğrudan ilgilendiren bu toplumsal mesele, klasik yaklaşımlarla ele alınmamalıdır. Zaten iktidarın genel yaklaşımı da erteleme, öteleme ve piyasaya havale eden, kamusal olmayan bir yaklaşım şeklindedir.

Engelli yurttaşlar temel eğitim, sağlık, ulaşım, çalışma ve temsil haklarına erişimde ağır güçlükler yaşamaktadır. Bizler Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu olarak engellilere yönelik temel kamusal hizmetlerinin, bu amaçla ayrılan kadro ve bütçenin hak temelli bir şekilde arttırılmasını talep ediyoruz.

Türkiye, Birleşmiş Milletler’in Engelli Haklarına İlişkin Sözleşmenin gereklerini geciktirmeden ve ertelemeden yerine getirmelidir. Türkiye’de 10 milyon kişiden fazla olan engellilere; yaşlılara, nadir hastalığı olanlara ve süreğen hastalığı olanlara yönelik kamusal bir politika ihtiyacı gereklidir. Her iki yurttaştan birinin yoksulluk ve işsizlik koşullarında engellilik sorunları ile boğuştuğu bu toplumsal düzen adil ve eşitlikçi değildir. Kamu emekçileri ve engelli yurttaşlar açısından aşağıdaki hak, talep ve durumların gereği olan kamusal politikalar derhal yerine getirilmelidir.

  • Türkiye’de engelli nüfusun yaş, cinsiyet, sosyo-ekonomik durum, eğitim, medeni durum, il ve engel gruplarına göre güncel verilerinin tespit edilmesi ve gerekli ihtiyaç analizleri esas alınarak kamusal hizmet merkezlerinin erişilebilir bir şekilde planlanıp sunulması gereklidir.
  • Nüfusun içerisinde yüzde 12 oranında olan engellilerin temel haklar ve sunulacak hizmetleri için bütçede sadece yüzde 1,6 olan engelli hakları bütçesinin adil bir şekilde arttırılması gereklidir.
  • Kamu kurum ve kuruluşlarında, belediye, hastane ve üniversitelerde on yıllardır ertelenen “erişilebilirlik” sorunları geciktirilmeden çözülmelidir. Binalar, yollar, kaldırımlar, geçitler, otopark ve parklar, asansörler, yemekhaneler, kurum internet siteleri, e-devlet uygulamaları, mevzuat ve tüm çalışma ortamları engellilerin erişimine uyumlu hale getirilmelidir.
  • Hastaneler, Okullar ve Belediye Binaları başta olmak üzere tüm kamu binalarının erişilebilir olması amacıyla yasal engelli istihdam kotalarının doldurulması, personele engelli hakları farkındalığı eğitimi verilmesi, her kurumda en az bir işaret dili tercümanı istihdam edilmesi, tüm engel gruplarının ihtiyaç duyabileceği tıbbi medikal ve diğer araçların hazırda tutulması gereklidir.
  • Engelli ödenekleri ve yardımları insan onuruna yakışır bir düzeye yükseltilmelidir. Bu ödenekler hane bazlı değil, engelli yurttaşın kendi özgün durumu esas alınarak verilmelidir. Asgari ücretin altında bir ödeme yapılmamalıdır. Engelliler enflasyona karşı korunmalıdır.
  • Kamuda ve özel sektörde yasal istihdam kotasını doldurmayan kurumlar hakkında gerekli yaptırımlar yerine getirilmemektedir. Kamudaki bu kota yüzde 10’a yükseltilmeli, engelli kamu emekçilerinin tüm hizmet sınıflarında çalışmasının koşulları oluşturulmalıdır.
  • Kamuda ve özel sektörde engelli istihdamında engellilerin karşı karşıya kaldığı ayrımcılık her geçen dönem yeni bir boyut kazanmaktadır. Çalışan engellilere yönelik ayrımcılık ve mobing durdurulmalıdır. Rızası dışında engellilerin görev yerleri değiştirilmemelidir. İnsan onuruna yakışır iş ve yaşam koşulları sağlanmalıdır.
  • Engellilerin medyada, siyasette ve ekonomik yaşamda temsili için teşvik edici mekanizmalar kurulmalı, engellilere yönelik ayrımcı söylemin yeniden üretilmesine karşı tedbirler alınmalıdır.
  • Her engel grubunun kendine özgü sorunlar yaşadığı ve konu hakkına ilgili sivil toplum kuruluşlarının yıllardır çözüm önerileri sunduğu bilinmektedir. İşitme engelliler hakkında; işaret dili tercümanlığı ve işitme cihazlarına ilişkin sorunlar çözüm beklemektedir. Türk işaret dilinin anadili Türkçe olmayan engellilere erişimde yetersiz kaldığı görülmelidir. Görme engellilerin göz tedavileri, Braille alfabesi ve sesli materyallere erişimi, beyaz baston ile uyumlu mekanların varlığı/yokluğu gibi sorunları çözüm beklemektedir. Görme, işitme, zihinsel, ortopedik ve süreğen hastalığı olan engellilerin eğitimi hakkında müfredat, eğitimci, idareci/yönetici, bina, vb. başlıklarda sorunlar geciktirilmeden çözülmelidir. Sık sık yaşanan kur şokları nedeniyle çoğu ithal olan ilaç, tıbbi cihaz ve medikal araçlara erişimde güçlük yaşayan engelliler desteklenmelidir.
  • SMA, Serepral Palsi, SSPE ve Down Sendromu olan kişilerin, nadir hastalığı olanların ve ailelerinin sorunları gerekli sosyo-psikolojik ve ekonomik destekten yoksun olmaması için “erdemli bir kamu hizmeti” sunulmalıdır. Engellilerin bakım yükünün sosyal güvenceye alınması ve çoklu engeli olan kişilere ve ailelerine kapsamlı bir destek sunulması gereklidir.
  • Rehabilitasyon ve özel bakım merkezlerinin fiziksel altyapı yetersizlikleri sunulan hizmeti olumsuz etkilerken bu yerlerde çalışan kişilerin güvencesiz olması kalıcı sorunlara yol açmaktadır. Güvencesiz çalışma sonlandırılmalı ve bu hizmetler kamusal bir yaklaşımla verilmelidir.
  • Engelliliğin salt tıbbi, fiziksel ve doğal bir konu olmadığı iş kazaları, trafik kazaları, ev içi şiddet, devam eden çatışma ve savaşlar, yetersiz beslenme, akraba evliliği ve gebelik-doğum süreçlerinde yeterli tıbbi desteğin sunulmaması gibi nedenlerle engelliliğin yeniden üretildiği görülmelidir. Öte yandan toplumsal yaklaşımın, önyargıların, alışkanlıkların ve geleneklerin engelli sorunlarını ağırlaştırdığı görülmelidir.
  • Otistikler başta olmak üzere genel olarak engellilere yönelik dışlayıcı bir söylem ve pratiğin yaptırımsız kaldığı, engellilere yönelik şiddetin cezasız kaldığı bilinmelidir. Bu cezasızlık politikası durdurulmalı ve otistikler başta olmak üzere engellilere yönelik eğitim için geleneksel tutum ve yaklaşımlardan vaz geçilmelidir. Bu konuda alternatif iletişim ve eğitim yöntemleri için gerekli kamusal girişimler başlatılmalıdır.
  • Hukukdışı KHK’lerle ihraç edilen 2000’e yakın engelli kamu emekçisinin işe iadesi için süreçler hızlandırılmalıdır.
  • Engelli kadınlara ve engelli kadın emekçilere yönelik her ayrımcılığın, şiddet ve ötekileştirilmenin önüne geçmek amacıyla İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe konulmalı, İstanbul Sözleşmesi, CEDAW ve BM Engelli Haklarına ilişkin sözleşmenin gerekleri yerine getirilmelidir.
  • Bölgesel gelişmişlik farkları, devam eden çatışma ve savaşların sosyal yapıya olumsuz etkileri engellilerin sorunlarını derinleştirmektedir. Devam eden savaşlar ve çatışmalı süreçler bir yandan kamu bütçelerinin sosyal politikalardansa güvenlikçi politikalara harcanmasına yol açmaktadır öte yandan artan güvenlikçi politikalar ölümü, yoksulluğu ve engelliliği çoğaltmaktadır. Bölgesel ve toplumsal barış refah için de engelsiz bir yaşam için gereklidir.