MUSTAFA SÖNMEZ: AKARYAKIT FİYATLARI İSYAN ETTİRİYOR

371

Akaryakıt fiyatlarındaki artışın mart sonu itibarıyla yıllık yüzde 155’e ulaşması, mart ayı tüketici enflasyonuna da tek başına 2 puan eklemesi muhtemel.

Türkiye her gün akaryakıt zamlarıyla yatıp kalkıyor. En çok bu konuşuluyor ve günlük hâle gelen fiyat artışları infiale yol açıyor. Hem Türk Lirası’nın çok hızlı değer kaybı hem de özellikle Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle yaşanan krizin etkisiyle dünya emtia fiyatlarındaki patlamalar içinde akaryakıt ile ilgili zamlar ilk sırayı alıyor.

Benzine, mazota, LPG’ye zam gelmeyen gün yok gibi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre geniş tanımlı akaryakıt fiyatlarının şubat ayı itibarıyla yıllık artışı yüzde 131’i buldu ve mart sonunda bunun yüzde 155’i bulması çok muhtemel. Yıllık genel fiyat artışının yüzde 54,4 olduğu anımsandığında akaryakıttaki fiyat artış hızının ürkütücülüğü anlaşılabilir.

Türkiye, 2021 fiyatlarının görece düşük seyrine rağmen 50 milyar dolarlık ithalat yapmıştı. İthal enerji kalemlerinden ham petrolün tamamına yakınını ithal eden Türkiye, Ukrayna işgali ile birlikte uygulanan yaptırımlar ve iyice eksilen arzın yol açtığı petrol fiyatlarındaki artıştan her ülke gibi etkileniyor ama bir de TL’nin değer kayıpları bunun üstüne eklenince ve vergi ayağında devlet hiçbir hafifletici önlem almayınca zamlar derinden hissediliyor.

Devlet, litre başına maktu olarak 2,2 TL özel tüketim vergisi (ÖTV)  ve bu ÖTV’nin eklenmesi sonrası oluşan fiyattan da yüzde 18 katma değer vergisi (KDV) alıyor. Bu iki vergi, tüketicinin ödediği akaryakıt fiyatında yüzde 30’a yakın yer tutuyor.

Tarımda ağır bir gerileme yaşayan ve arz sorunu nedeniyle de yıllık yüzde 65’e yakın bir gıda enflasyonu ile yüz yüze kalan Türkiye’de çiftçi kesimi hem traktör, tarım araç gerecinde hem de ürünü taşımada kullandığı motorindeki fahiş artışlardan oldukça şikâyetçi ve devletten destek bekliyor.

Yerel yönetimler şehir içi yolcu taşımacılığında kullandıkları motorin için indirim istiyorlar. Aynı şey diğer şehir içi ve şehir dışı ulaştırma sektörü için de geçerli. Akaryakıt fiyatlarındaki hızlı artışın özel otomobil trafiğini şimdiden azalttığı bildiriliyor. Bunun önemli bir talep gerilemesi getirmesi mümkün.

Bunların yanında şikâyetçi bir kesim de akaryakıt bayileri. Sattıkları akaryakıttan, artan fiyata göre değil, maktu bir gelir alan istasyonların ayakta durmakta zorlandıkları, bazılarının kepenk kapadıkları bildiriliyor.

Türkiye’nin 2021’in ikinci yarısında yüz yüze kaldığı enflasyon kasırgası dinmiyor ve Rusya krizi ile daha da alevlendi. Özellikle gıda ve enerji grubundaki maddelere gelen zamlar, bekleneceği gibi büyük tepki topluyor. Akaryakıt fiyatlarının her gün değişmesi ise infiale yol açıyor. Bu artış sonucu aylık artışlar yüzde 10’u, yıllığı da şubat itibarıyla yüzde 131’i bulmuş durumda. Ama mart sonunda bunun yüzde 155’e çıkması çok muhtemel. Erdoğan iktidarının akaryakıt fiyatlarına müdahaleden vazgeçmiş olması da bu sonuçta etkili.

Ham petrol fiyatları 24 Şubat’ta başlayan Ukrayna işgalinden sonra hızla tırmandı. 7 Mart günü toplam artış yüzde 30’u aştı ve Brent petrolün varil fiyatı 139 doları gördü. Yıllık artış ise yüzde 90’ı geçti. OPEC üyesi Birleşik Arap Emirlikleri’nin 9 Mart’ta üretim artışını destekleyen açıklamasının ardından fiyatlar 112 dolar seviyesine çekildi.

Türkiye’nin en büyük rafineri kuruluşu, Koç Grubu’na ait TÜPRAŞ, dünya akaryakıt piyasa fiyatlarını takip ederek fiyat belirliyor. Bu dünya fiyatlarının üstüne devletin aldığı ÖTV ve KDV ekleniyor. Bunlar, tüketicinin ödediğinin yüzde 30’una karşılık geliyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun da litrede 7 kuruş kadar maktu payı var. Son halkada dağıtıcı, bayi paylarıyla, fiyat etiketi her gün yenileniyor.

Erdoğan iktidarı, 2021 yılında uyguladığı “eşel mobil” sistemi ile artışları, aldığı vergilerden vazgeçerek tüketiciye pek yansıtmıyordu. Petrol ve doğal gazdan alınan ÖTV 2020 yılında tahsil edilenin yüzde 55 altında 31 milyar TL’ye düşmüştü. Hazine ve Maliye Bakanlığı açıklamasına göre 2021’de 46 milyar TL’lik vergiden bu şekilde vazgeçilmişti. Ancak bu uygulamaya son verilince artışlar olduğu gibi tüketiciye yansıtılmaya başlandı ve bu devam ediyor.

Akaryakıttaki fahiş fiyat artışları elbette ücret ve öteki gelirlerdeki artışların çok çok üstünde. Örneğin Şubat 2021’de 2 bin 825 TL olan net aylık asgari ücret ile o günün litre fiyatı 7,3 TL olan benzinden 387 litre almak mümkündü. Asgari ücret yüzde 50 artırıldı ve neti 4 bin 254 TL ama 2022 Mart ayında benzinin litre fiyatının 20 TL olduğu gün alınabilen benzin 212 litreye indi. Yani bir yılda aylık asgari ücretin alım gücü 175 litre daha az benzine inmiş durumda.

Dehşetli fiyat artışları, motorini, tarım makinalarında ve taşımacılıkta kullanan çiftçiye ağır bir darbe. Aynı şey motorin kullanan şehir içi ve şehir dışı ulaştırma araçları için de söz konusu. Özellikle belediyeler kentlilere verdikleri şehir içi ulaşım hizmetinin artan motorin fiyatları ile sürdürülemez olduğundan yakınıyor ve iktidarı, belediyelerin kullandığı enerjide indirimli tarifeye geçmeye çağırıyorlar.

Akaryakıttaki fahiş fiyat artışlarının özel otomobil kullanımını da, özel otomobil talebini de azaltmaya başladı. Ama daha önemlisi, akaryakıttaki fiyat artışları, birçok mal ve hizmet üretiminin maliyetini etkileyerek genelde tüketici enflasyonunu yukarı çekiyor. Tek başına akaryakıttaki artışlar martta tüketici fiyat endeksinde doğrudan 2 puanlık bir artış getirebilecek.

Akaryakıttaki olağandışı fiyat sıçramasından olumsuz etkilenen bir kesim de akaryakıt bayileri. Bayilerin kazançları, kuruş bazında sabit, yani yüzdesel değil. Fiyatlar arttıkça giderleri ve sermaye gereksinimi katlanarak artıyor. 13 bin akaryakıt istasyonundan şehir merkezinde olmayanlar kapanmaya başladı bile. 2022 yılı itibarıyla 13 bin akaryakıt istasyonundan 1000 tanesinin kapandığı bildiriliyor. Çok değil, iki ay içinde 4000 istasyonun daha kapanması bekleniyor. Bu binlerce kişinin de işsiz kalması demek.

Şimdiden büyük bütçe açıkları vermeye başlayan iktidarın akaryakıtta vergiden vazgeçerek bir sübvansiyon uygulamasına gidip gitmeyeceği bilinmiyor. Akaryakıttaki yüzde 30’luk vergi payının ne kadarından vazgeçebilir ve bu bile bir derde derman olur mu? Artan dünya fiyatlarının nerede dengeleneceğini bilmeden kestirmek güç.

Ham petrolde yaşanan fiyat fırtınası doğal gazda da yaşanıyor. Ama özellikle kış şartlarında iktidar zorunlu zamları bekletiyor. Son olarak Kasım 2021’de sanayi kesimine yüzde 50’ye yaklaşan doğal gaz zammı yapılırken ocak ayında da konutların kullandığı doğal gaz yüzde 25 oranında zamlanmıştı. Bu tarihten beri bekletilen yeni doğal gaz fiyat artışları baharla beraber zincirinden boşanabilir. Hem elektrik üretiminde ve sanayide hem de konutlarda kullanılan doğal gaza da yüksek oranlı zamlar kaçınılmaz gibi görünüyor.

10.03.2022 – al-monitor.com