ATİLLA ÖZSEVER: BOZUK DÜZENE EMEKÇİ TEPKİSİ (10.01.2014)

213

Dört emek ve meslek örgütü, yarın (11 Ocak’ta) Ankara’da “Yolsuzluk, Yoksulluk ve Zulüm Düzeninden Hesap Sormak İçin” bir miting düzenliyor. DİSK, KESK, TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) ve TTB (Türk Tabipleri Birliği), miting için yaptıkları ortak çağrıda “Bozuk Düzende Sağlam Çark Olmaz!” diyor.

Dört örgütün ortak açıklamasında, “İktidarda on birinci yılını tamamlayan AKP, gizli ortağının da yardımıyla örneklerine ancak tek parti diktatörlüklerinde rastlanan, eskisinden bile daha baskıcı, daha otoriter, daha totaliter bir rejim kurdu. AKP, bir yandan bütün toplumu kendi gerici muhafazakar zihniyet doğrultusunda yukarıdan aşağıya yeniden şekillendiriyor, bir yandan da pervasızca uyguladığı neoliberal politikalarla emekçilerin haklarına saldırıyor” denildi.

İktidar bloğu içinde yönetememe krizi ve iktidar kavgasının başladığı belirtilen açıklamada, “Düne kadar rantı birlikte paylaşanlar şimdi birbirlerine darbe yapıyor, saray kavgasına tutuşuyor. Yolsuzluk ve kirlenmişliği artık gizleyemiyorlar. Her yerden pislik kokuları yükseliyor” denmek suretiyle önümüzdeki dönemin AKP’nin hesap verme dönemi olacağı vurgulanıyor.

Bu dört emek ve meslek örgütünün açıklaması çok net, bu bozuk düzenin, yani kapitalist sistemin pisliklerinin ortaya saçıldığı açıkça ifade ediliyor. KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul da, “Bu pisliği halk temizleyecek. Bu kavgadan halkın lehine bir şey çıkmaz. Biz ne AKP, ne de Cemaat’in yanındayız. İkisi de suç ortağı, şimdi birbirlerinin suçlarını ifşa ediyorlar. Bizim mücadelemiz bu pislikleri üreten bozuk düzenin kendisiyledir. Bu mücadelenin anti kapitalist ve anti emperyalist bir içeriği bulunmaktadır” dedi.

KESK Genel Sekreteri Tombul, AKP’nin yerine aynı politikaları benimseyen liberal ya da sosyal demokrat görünümlü bir iktidarın gelmesinin de hiçbir şey değiştirmeyeceğini vurguladı. Tombul, son gelişmeleri de dikkate alarak mitinge yüksek bir katılım beklediklerini, hatta halkın katılımının dört örgütün üyelerinden daha fazla olabileceğini söyledi.

Daha önce de ifade ettiğimiz gibi emek hareketinin bu toplumsal mücadelede her zamankinden daha fazla inisiyatif ve sorumluluk alması gerekiyor. Sorunun kaynağında kapitalist sistemin olduğuna vurgu yapıp sendikal mücadelenin anti kapitalist içeriğinin güçlendirmesine ihtiyaç var. Kuşkusuz burada halkın somut toplumsal sorunlarından hareketle bir program ve bir mücadele birliğinin oluşturulması önem kazanıyor.

Sendikaların, klasik görevleri olan ücret ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi mücadelesinin yanı sıra siyasi bir parti misyonu üstlenmeden siyasal bir emek mücadelesini de hedeflerine koymaları ve militan bir anlayışla sokak mücadelesinin içinde yer almaları gerekiyor. Günümüzdeki emek örgütlerinin böyle üçlü bir mücadele anlayışı ve pratiğine gereksinimi var.

Yatağan’daki enerji ve maden işçilerinin 29 Aralık 2013’te Milas’ta yaptıkları miting, birleşik emek mücadelesi, halkın geniş katılımı ve siyasal anlamda hükümetin istifası talebiyle önemli bir örnek oluşturdu. Mitingi düzenleyenlerden Türkiye Maden-İş Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin‘in dediği gibi “Çok farklı siyasi yapıdaki örgütler, ortak talepler doğrultusunda bir araya geldi. Emeğin birleştirici gücü, herkesi birleştirdi“. Darısı yarınki mitingin başına…

‘10.01.2014 – YURT