HAYRİ KOZANOĞLU: 2014?E DOĞRU DURUMDAN VAZİFE (31.12.2013)

217

RTE’nin etrafındaki çember giderek daralıyor; kendisinin, ailesinin ve hükümetinin itibarı durmadan irtifa kaybediyor. Böyle bir konjonktürde başka bir konudan söz etmek anlamlı görünmüyor. İsterseniz yılın bu son gününde 10 maddede, dış politika ağırlıklı, durumun olabildiğince serinkanlı bir özetini yapmaya çalışayım. 1- Cemaat Atlantik ötesine güvenmese düğmeye basamazdı. Bu saatten sonra uzlaşma kolay görülmediğine göre, operasyonun sonucunda RTE’nin defterinin dürüleceğine inanıyor. Anlaşılan post-RTE konjonktürde kendisinin ortakları arasında yer alacağı bir iktidar bloku kurulacağını düşünüyor. Aksi takdirde RTE’nin Cemaati lime lime edeceğini, tek bir kadrosunu bile parmaklıklar dışında bırakmak istemeyeceğini tahmin etmek zor değil. ABD’nin özellikle Afrika operasyonlarında sağ kolu Cemaati kolay kolay kurban edemeyeceği de ortada.kckp style=ctmargin-: 21.25pt; text-align: justify; 2- AB-ABD ittifakı yanında küresel sermayenin AKP’yi hemencecik gözden çıkartmayacağı da tahmin edilebilir. Meşhur Abramowitz-Edelman raporu da kaptan değişikliğini, Abdullah Gül’ü işaret ediyor. Daha yumuşak görünümlü, İngilizce bilen, Suudi Arabistan ve ABD’ye sadakatinden şüphe edilmeyen, denenmiş bir figür olarak Gül hazırlanıyor. Bu arada yer yer ABD Büyükelçiliğinden yetişme Mehmet Şimşek ve uzun yıllar Amerika’da bulunmuş Ali Babacan’ın adları da telaffuz ediliyor. RTE’nin ipinin çekilmesi aşamasında son hançeri bu isimler de indirebilir. Öte yandan RTE’nin cengaver kişiliği köprülerin altından daha çok su akacağını, kolay teslim olmayacağını gösteriyor.kckp style=ctmargin-: 35.45pt; text-align: justify; 3- 2002’de iktidara gelişinden beri AKP hükümetlerine çıpa olduğu dile getirilen AB çevreleri de, çıpayı çekti, hızla çark etti. RTE de HSYK’ya, savcılara, Danıştay’a saydırdıkça durmadan onlara malzeme veriyor. Kemalist cumhuriyeti tasfiye edip, ülkeyi demokratik ve özgürlük sularına salimen ulaştıran RTE martavalı tarihe karışıyor.kckp style=ctmargin-: 35.45pt; text-align: justify; 4- ABD’nin başını çektiği Batı’nın Orta Doğu stratejisi iflas etti. ABD ağırlığını Pasifik bölgesine kaydırırken, Orta Doğu’da Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri dolarları ve cephaneleri ile devreye girecek, Türkiye de kckembyk“ılımlı İslam” ksiciliyle tüm Orta Doğu’ya örnek olacaktı. Suriye ve Mısır’da planları boşa çıktı; AKP-Müslüman Kardeşler zihniyetinin mezhep ayrılıklarını körükleyen saldırgan tutumu giderek İran’ın bölge Şiileri açısından çekim merkezi olmasına yol açtı; Rusya askeri ve diplomatik açıdan ağırlık kazandı. Katar Şeyhi’nin derdest edilmesi benzeri, RTE gibi şahinlerin kullanma sürelerinin dolduğu sonucuna varıldı.kckp style=ctmargin-: 35.45pt; text-align: justify; 5- Arap Baharı Tunus’ta Ben Ali, Mısır’da Mübarek, Libya’da Kaddafi ailelerinin servetleri, şaşaalı yaşamları, yolsuzluk ve hırsızlıklarının teşhiri üzerinden hız kazanmıştı. Şimdi aynı zaaflarla malul Erdoğan şürekası mercek altında, kckembyk“gülme komşuna”k sözünü hatırlatan bir çaresizlik içerisinde.kckp style=ctmargin-: 35.45pt; text-align: justify; 6- ABD İran’ı küresel kapitalizmin çarkları içerisine çekerek bölgedeki gücünü iğdiş etmeyi planlıyor. Ambargodan bunalan, ekonomik sıkıntılar canına tak etmiş İran halkı da sürece onay veriyor. İran’a yönelik ambargoyu delen, herkesin malumu Halk Bankası operasyonları da ancak şimdi cezalandırılıyor. Daha evvel yapılacak bir hamle özellikle Suriye’ye operasyonun gündemde olduğu günlerde Türkiye-İran dayanışması ile ABD’nin bölge planlarını zora sokabilir, RTE’ye mağdurun hamisi görüntüsü kazandırabilirdi.kckp style=ctmargin-: 35.45pt; text-align: justify; 7- AKP’nin Kuzey Irak petrolleri denklemine Irak’ın toprak bütünlüğünü hiçe sayarak dahil olması rahatsızlık yaratıyordu. Bu Exxon Mobil, Total, Chevron ve Gazprom’un dahil olduğu çok bilinmeyenli, ABD’de farklı çıkar gruplarını birbirine düşüren bir konu. Ne var ki, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin Bağdat’a rağmen yaptığı hamlelerin Maliki’yi, özellikle Güney’deki Şii güçleri İran’a daha da yaklaştırması ihtimali ABD yönetimini endişelendiriyordu. RTE’nin bu konudaki dar çıkarcı tutumu defterden silinmesinin nedenlerinden sadece biri.kckp style=ctmargin-: 35.45pt; text-align: justify; 8- Çözüm sürecinin baltalanması korkusuyla, AKP’nin ipliği hazır pazara çıkmışken Kürt muhalefetinin topa girmekte isteksizliği göze çarpıyor. Aslında sıfırı tüketmiş, rüşvet ve yolsuzlukları ayyuka çıkmış bir hükümetin Kürt sorununu da çözmesi beklenemez. HDP’nin özellikle referandum süreçlerinde AKP-Cemaat koalisyonunun payandası unsurlar içermesi, refleks vermesini ayrıca zorlaştırıyor olabilir.kckp style=ctmargin-: 35.45pt; text-align: justify; 9- Rusya ile AB-ABD ittifakının Ukrayna üzerinde nüfuz sahibi olma mücadelesini yakından izledik. Buna karşın Türkiye gibi stratejik bir ülkenin Şanghay İşbirliği Örgütü’ne yaklaşma çabaları, Çin’den füze alma girişimi Moskova ve Pekin’de heyecan yaratmadı. Anlaşılan Rusya ve Çin de AKP hükümetinin söylemlerine itibar etmiyor, pire için yorgan yakmaya yanaşmıyor. Bu bile Türkiye’nin dış politikada ne denli yalnızlaştığının kanıtı sayılabilir.kckp style=ctmargin-: 35.45pt; text-align: justify; 10- AKP-Cemaat kavgası İslamcıların birbirine ne denli acımasız davranabileceğinin yeni bir örneği. Mısır’da Nour hareketi Mursi’nin devrilmesinde iştiyakla orduyla işbirliği yaptı. Suudi Arabistan Sisi yönetiminin bir numaralı finansörü haline geldi. Riyad Müslüman Kardeşler türü yapılara alerjisi nedeniyle aynı familyadan gördüğü AKP’ye de artık sıcak bakmıyor.kckp style=ctmargin-: 35.45pt; text-align: justify; Washington Post’un haberine göre, yolsuzluk üzerine, Moldova ve İsveç’te yürütülen bir alan araştırması yapılmış. Özetle, hizmet götüren ama yolsuzluğa da bulaşan bir belediyeye ne ölçüde hoşgörüyle yaklaşacakları sorulmuş. İsveçliler hiçbir kayıt ve şart altında yolsuzluğa onay vermezken, Moldovalılar kckembyk“becerikli”k bir belediye başkanının bu tip zaaflarını görmezden gelebileceklerini ifade etmişler. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün Yolsuzluk Algılama Endeksi’nde İsveç 3üncü, Moldova 102nci sıradayken, Türkiye’nin yeri de 55incilikmiş. Bu sıra topu ortada bırakıyor, yolsuzluğa karşı halkın tavrının ne olacağını zaman gösterecek yorumunda bulunuluyor. Durumdan vazife; 2014’te toplumsal muhalefete düşecek en önemli görev, Hükümet-Cemaat ayrımı gözetmeden tüm hırsızlık, yolsuzluk, pisliklere bulaşanları tek tek her yurttaşın gözünde teşhir ve mahkum etmek olmalı. 31.12.2013 – BİRGÜN