Karşılıklı lağımların patlatılması, geçici olarak iğrenç kokulardan burnumuzun direği sızlasa da, eski ifadeyle son tahlilde hayırlıdır. Bu haksız, adaletsiz, vicdan yoksunu rejim ancak böyle teşhir edilir, gelecek umutları ancak “kaybet-kaybet” durumuyla böyle canlı tutulur. Ne var ki ölçüt, melanetlerin anasını tespit ettim vehmine kapılıp, ona karşı kirli koalisyonların parçası, destekçisi, hatta seyircisi durumuna düşmemektir. Bu ülkenin temiz olan, temiz kalanları hiçbir örgütsel tutuculuk içine düşmeden yanyana gelip, kendi bağımsız devrimci hattımızı örebilirsek, mis gibi bir hava soluma fırsatını işte o zaman yakalayabiliriz.
Geçmişte AKP’ye muhalefeti neoliberal politika uygulamalarına direnişle sınırlayıp; gerici, muhafazakar gündemini teşhis ve teşhir etmede eksik kaldık. Bu gün de benzer bir tehlike söz konusu; RTE’de cisimleşen, zorba, rantçı, dış politikada fetihçi zihniyetle hesaplaşıyorum derken, neoliberal sınıf politikaları itirazımızı geçici de olsa rafa kaldırır, ekonomiyi politikaya feda edersek benzer bir yanlışa düşeriz.
Komplo Teorilerinde “Top 9”
Yabancı bir internet sitesi Türkiye’deki devasa yolsuzluk skandalını açıklamakta kullanılan “top 9” komplo teorisini şöyle sıralamış:
Çok güçlü ve haddinden fazla bağımsız hale geldiği için, ABD yönetimi Türkiye’yi zayıflatmak istiyor.
Günah Obama yönetiminde değil, asıl “neoconlar” Türkiye’yi güçsüz düşürme uğraşında.Türkiye’yi zayıflatmayı amaçlayan aslında İsrail.
Skandalı İran’a uygulanan yaptırımları boşa çıkaran Halk Bankası’nı cezalandırmak için ilk üç maddedeki güçler birlikte organize etti.
Türkiye ekonomisinin güçlenmesi ve İstanbul’un finans merkezi haline gelmesi tehdidi karşısında küresel finansal sistemin efendileri düğmeye bastı.
İyice güçsüz düşen ordunun son bir çırpınması söz konusu olabilir.
Bu operasyon 15 yıldır Pensilvanya’da kendini ikamete mahkum etmiş Fethullah Gülen’in başının altından çıkıyor.
Türkiye’nin bu denli güçlenmesini çekemeyen dahili ve harici bütün düşmanlarının elele vermiş olması da olasılık dahilinde.
Yukarıda sıralanan 8 teori de muhtemelen şaşırtıcı gelmedi, sorulsa belki siz de birer birer sıralayabilirdiniz. Gelgelelim muhtemelen 9 uncu ve sonuncu teoriyi aklınıza bile getirmediniz. Zaten “unutulan teori” başlığıyla sunuluyor 9 numara.
İşin iktidar mücadelesiyle filan alakası yok. Kendini adalete adamış insanların açtığı bir soruşturmayla karşı karşıyayız.
Acı olan da zaten bu: Yolsuzluk skandalının Türkiye’de hukukun gereğini yerine getirmek dışında hiçbir boyutu bulunmadığını öne süren bir Allahın kulu da yok ortada. RTE dahil, aslında soruşturmaya uğrayan herkesin pür u pak olduğunu iddia eden de.Örgütsel Fikri Takip-2013
Rüşvet ve yolsuzluk operasyonu dışı haberlere itibar edilmediği bir konjonktürde, risk alıp 13-14 Aralık günleri Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından düzenlenen 2013 Sanayi Kongresi üzerinde duracağım. Çünkü örgütsel mücadelede fikri takibin çok büyük önem taşıdığına inananlardanım. TMMOB 1962’den beri “sanayileşme” temasının peşini bırakmıyor, değişen teknoloji ve dünyaya ayak uydurarak verili koşullarda Türkiye’nin sanayi sorununu masaya yatırıyor.
“Sanayide Dünyadaki Değişimler ve AKP Döneminde Türkiye’nin Açmazları” konulu toplantının açılış konuşmalarını BirGün’den okumuş olmalısınız. Burada tadımlık, tebliğleri bir cümleyle özetleyeceğim. Her biri birbirinden değerli çalışmaların hiçbirini es geçmeye hakkımız yok.
Korkut Boratav: Çin, İngiliz Sanayi Devrimi’nin koşullarını yatakhaneler dahil yeniden üretiyor.Özlem Onaran: Gezegenimiz bir bütün olarak ancak ücret artışlarıyla büyüyebilir.
Yavuz Bayülken: 10. Kalkınma Planı düşük katma değerli, düşük teknolojili malları satmaya devam edeceğimizi gösteriyor.
Aykut Göker: Öncelik ve hedefleriniz yoksa teknolojide para saçarak sonuç alamazsınız.
Mustafa Sönmez: AKP döneminde yıllık 40-50 milyar dolar sermaye girişi döviz kazandıran, katma değer yaratan sektörlere yönlendirilemedi.
Serdar Şahinkaya: Planlama eskimemiş, dişlileri fazla aşınmamış bir araç olarak ulusal ekonomiye hizmet etme potansiyelinin barındırıyor.
Oktay Küçükkiremitçi: Yurtiçinde yaratılan katma değer zinciri önemlidir.
Aziz Konukman: AKP öncesinden başlayarak orta düzeyde sanayileşmeye demir attık.
Erinç Yeldan: Ekonomide tasarrufların payı ve imalat sanayinin payı atbaşı geriliyor.
Alparslan Savaş: 2010’a gelince asli çalışma biçimi güvencesiz çalışma haline gelmiştir.
Gülay Toksöz: Cinsiyet temelli işbölümünde kadın işçiler erkeklerin 1/2’siyle 2/3’ü arasında ücret alıyor.
Melih Şahin: 50 yıldır TMMOB Türkiye’nin sanayileşmesinin her aşamasında öneri ve eleştirileriyle sürece müdahil olmuştur.
Metin Durgut: Yerel koşulları, değişen dünya koşulları içerisinde yaratıcı biçimde değerlendirmek zorundayız.
Dinçer Mete: Yeni bir dünya için yeni bir sanayileşme paradigması kapitalizmi yıkmayı gerektiriyor.Kaya Güvenç: Kapitalist bir sanayileşmeyi değil, artık sosyalist bir sanayileşmeyi konuşabilmeliyiz.Birer cümleyle kongrenin keyfini çıkaramayanlar merak etmesin, en kısa zamanda TMMOB Makine Mühendisleri Odası tüm metinleri basıp, hizmetinize sunacak…
24.12.2013 – BİRGÜN