BÜLENT FALAKAOĞLU: FAİZ ÇOCUĞU O MAHUR BESTEYİ ÇALIYOR! (23.12.2013)

237

Yolsuzluk operasyonunun yarattığı sarsıntıda…
Malum çevrelerden o mahur bestenin sesi yankılanıyor yine.
Mesela… Hükümetin resmi yayın organı niteliğindeki gazetelerden.
Operasyonun şifrelerini çözme adına o bildik parçayı dinliyoruz.
Örneğin Sabah gazetesinin birinci sayfasından şu başlıkla servis ediliyor o mahur beste: İşte sinsi tezgâh!
O tezgâha göre… Torba operasyonu planlayan komplocu odaklar 1 taşla 4 kuş vurmayı amaçlıyor.
Birinci kuş: Faiz lobisiyle mücadeleye darbe vurmak!
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın hedef alınması bunun en açık göstergesiymiş!
Şöyle ki… “Türk ekonomisinin başarısına ket vurmak isteyen odaklar her fırsatta faizi yükseltmeye çabalıyor. Hükümetin faiz lobisine karşı verdiği mücadeleyi baltalamak amacıyla, bu savaşta başı çeken Ekonomi Bakanı Çağlayan hedef alındı.”
Anlayacağınız yine o “faiz lobisi” savunması devrede.
Önce iki hatırlatma yapalım sonra faiz işini kısaca değerlendirelim.
1) Faiz lobisi iddiası fos çıktı!
Hükümet Gezi direnişinin ardından faiz lobisi soruşturması başlattı. Güvenlik birimleri ile MASAK uzmanları inceleme yaptı.
Gezi’den sonra borsa ve bankalarda başlayan incelemede planlı bir hareket çıkmadı.
2) Yazın ekonomiyi faiz lobisi büyüttü
Üçüncü çeyrekte (O direnişin yaşandığı sıcak yaz aylarında)… Ekonomi yüzde 4.4 oranında büyüdü.
Büyümenin üçte biri “faiz lobisi” denilen bankalar sayesinde gerçekleşti. Söz konusu dönemde 1.3 puanla büyümeye en büyük katkıyı finans ve bankacılık kesimi yaptı.
Kimse de çıkıp faiz lobisini suçlamadı. Aksine, ‘büyüme beklenenden iyi çıktı’ diye bugün ‘faiz lobisini’ suçlayanlar o gün adeta göbek attılar.
FAİZ İNDİRİMİ ZATEN DİBİ GÖRDÜ

Bütün dünyada faiz oranları aşağıya düşüyordu.
Sıfırı, hatta eksi faizleri gören ülkeler bile oldu.
Türkiye’de faizler düştü. Faiz oranlarındaki düşüşe paralel olarak bütçedeki faiz yükü azaldı. Hükümet bu sayede birtakım harcamaları için kaynak buldu. Bütçeden faiz ödemelerine ayrılan pay 2001’de yüzde 50 civarındayken bu oran yüzde 15’lere kadar geriledi. Ama bu gerileme Türkiye’nin en yüksek faiz oranına sahip ülkelerden biri olduğu gerçeğini…
Faizciler için adeta bir cennet olduğu realitesini…
Yabancı sermayenin son 10 yılda 100 milyar lira faiz kazancı elde ettiği olgusunu değiştirmiyor.
Hükümet de, ‘babasının hayrına gelmediğini bildiği, dünyanın en cazip faiz oranını sunduğu yabancı sıcak paradan bolca nemalandı.
Şimdi de bunların musluğunu kesmeye çalıştığı kocaman bir yalan!
ABD’den gelen veriler ve açıklamalar Türkiye  için iyi değil. Türkiye gibi ülkelerin finansman sıkıntılarının pek yakında başlayabileceğinin işaretleri oldukça güçlü!
Yani faiz oranlarında düşüşün sonuna gelindi.
Faiz lobisinin yükseltmek için uğraşmasına hiç gerek yok.
Yurt dışındaki gelişmeler de dikkate alındığında, faiz oranlarının yükselmesi kuvvetle muhtemel!TOKİ’NİN İŞLERİNİ Mİ DURDURDULAR!

Sabah gazetesine göre komplocuların vurduğu ikinci kuş: TOKİ üzerinden büyümeye çelme! Külyutmaz Sabah gazetesi sormuş: Neden Çevre Bakanı’ Hükümetin başlattığı toplu konut seferliği ekonomik büyümenin temel motoru oldu.
İşte bu yüzden… Hükümetin en iddialı ve başarılı olduğu bu alana darbe vurmak isteyen odaklar Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar’ı hedef almış!
İyi de TOKİ, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı değil ki…
Bakanlık 2011 genel seçimlerinin ardından kurulurken TOKİ’nin buraya bağlanacağı hepimizin beklentisiydi ama olmadı.
Zira Başbakan Erdoğan, bütün beklentileri boşa çıkartı. TOKİ’yi kendi elinde tutmayı sürdürdü.
Kısaca TOKİ’nin elinin kolunun bağlanması söz konusu değil. Ayrıca inşaata dayalı büyümeden de vazgeçilmiş değil!
Hatırlatalım. TOKİ’nin, bugüne kadarki icraatları ile sadece bir inşaat örgütlenmesi olmadığını gördük! AKP yandaşı sermayedar üretme, palazlandırma projesi olduğunu da gördük.
Denetlemediği için… Kentin en değerli arazilerindeki arsaları pazarlamasından, rantı yüksek kamu binalarının satışında elde ettiği gelirin ne olduğunu bilemiyoruz. Ama yoksullar için yaptırdığı konutların kalitesizliğini…
Heyelan bölgesine ve dere yataklarına dahi konut yapma günahı işlediğini…
Olmadık yerleri inşaata açarak tehlike yarattığını (Bakınız Aslantepe’nin dibindeki Cenderesindeki yapılaşma) biliyoruz.
Eşelense yüce divanlık işlerin çıkacağını da…
Kısa bir ekleme: İnşaat üzerinden dönen bir ekonomi, geleceğe kriz biriktiriyordur. (Bakınız ABD’de emlak üzerinden patlayan kriz).
Zira inşaat üretken alan değil. Bir rant alanı.
Rantla nereye kadar’
Bu kadar ranta (Dış sermaye ve inşaat) dayalı bir ekonomide talan da rüşvet de eksik olmaz. O yüzden operasyon yapanların bastıkları zemin sağlam! Bildik savunmaları yapanların iddiaları ise bir o kadar temelsiz.

[kck]div align=’center'[kck]hr align=’center’ noshade=’noshade’ size=’2′ ‘100%”>
]
KUTU KOLEKSİYONCUSU KİLİT ADAMMIŞ!
Halkbank Genel Müdürünün evinde ayakkabı kutularına saklanmış tam 4.5 milyon dolar çıkmış.
Bu bir kamu bankası yöneticisinin maaşıyla kazandığı para olabilir mi’
Yok! Bu soruları sormamalıymışız. Komplocuların avladığı kuşa bakmalıymışız.
Halk Bankası İranla petrol-altın ticareti, Kuzey Irakla petrol anlaşmasında kilit işleve sahipmiş!
Türkiye’nin bölgedeki etkinliğine darbe için Genel Müdür hedef alınmış!
Hadi Türkiye’nin altın tezgahının içinde olduğu gerçeğini… O tezgah üzerinden dağıtılan rüşvetler, bu rüşvetleri alan Bakan çocukları vs. iddiaları görmezden gelelim!
Türkiye, İran’dan aldığı doğal gazın bedelini, ABD ve uluslararası ambargo yüzünden, döviz olarak ödeyemiyordu.
Formül bulunmuştu!
İran’ın alacakları, Türkiye’den İran’a altın ihraç ediliyormuş gibi gösterilerek ödenecekti. Kağıt üzerinde ihracatı artırmış gibi gösteren…
Dolayısıyla cari açığı da olduğundan düşük çıkaran…
Böylece milli geliri de kabartan… Bu gizli, altınla ödeme biçimi çok kirli işler biriktirdi çok!Ayrıca Kuzey Irak’ta (Irak Kürdistan Federe Bölgesi) yapılan petrol anlaşmasında… Türkiye önce Irak merkezi yönetimini hatta ABD’yi karşısına aldı. 4 yıl sonunda ise tıpış tıpış gidip Irak merkezi yönetiminden izin aldı.
Buradaki horozluğuna çoktan son verilmişti Türkiye’nin. Sevsinler bankacınız Türkiye’nin bölge liderliğindeki kilit rolü teorinizi.

[kck]div align=’center'[kck]hr align=’center’ noshade=’noshade’ size=’2′ ‘100%”>
]
OPERASYON SİMİTLE GEÇİNENLERE Mİ’
Halka operasyon!
Hükümet savunucularının ‘komplo’ teorilerinden sonra en çok sahaya sürdükleri tez bu… Dayanakları ise şunlar:
Borsa düşmüş.
Faiz yükselmiş.
Kredi derecelendirme kuruluşlarından ‘kırılganlık’ uyarısı gelmiş.
Krizde Avrupa’dan kaçıp Türkiye’ye sığınan yabancı paniğe kapılmış. Bu tedirginlik 30 milyar doları riske atabilirmiş. (Bu faiz lobisi için ne kadar cazip bir ülke olduğumuzun bir itirafı değil mi’ Hadi bunu sormamış olalım).
Anlaşmalar iptal edilip Irak’tan gaz gelmezse büyük kayıp yaşanırmış!
Başbakan asgari ücretli için simit hesabı yaparken düşünmediğiniz… “Simitle mi geçinecekler. Hadi geçindiler yakacakları, kiraları, ulaşım, iletişim masrafları ne olacak”  diye sormadığınız halk şimdi kıymete bindi öyle mi’ 
Size inanıp bu operasyonun simitle geçinenlere yapıldığına ikna olalım öyle mi’Hadi oradan.
Bir. ABD’den Merkez Başkanı piyasaya sürdükleri paranın ocak ayında 10 milyar dolar azaltılacağını söyledi. Faiz oranlarının yükselmesi, borsaların düşmesi doğal!
İki. Cari açıkla yaşayan bu ülkenin kırılgan olduğunu yeni mi duydunuz’ IMF son raporunda diyor ki… Türkiye kırılganlıklarını düzeltmezse, piyasalar düzeltir!
Üç. Gaz anlaşmalarının iptal ihtimaline gelince…
Uluslararası anlaşmalar çıkarlara göre yapılır, kişilere göre değil. Bir banka genel müdürüne üzülüp kimse anlaşma iptal etmez. Ama ortada henüz bir anlaşmanın olduğunu söylemek imkansız. Hem Irak, hem Kürdistan’la ayrı ayrı iş kotarılıyor. Pratikte bu kotarma iş görür mü’ Bence zor!

[kck]div align=’center'[kck]hr align=’center’ noshade=’noshade’ size=’2′ ‘100%”>
]
HALKBANK AİLE BANKASI MI’

‘Bu operasyonun zararı halka’ başlıklarını atanlar…
Ortada dönen paraların, ücretleri simit hesabıyla yapılanların hayatlarında görmeyecekleri meblağlar olduğundan hiç bahsetmiyorlar.
Sabah gazetesini satın alanlara, kamu bankalarının nasıl, aile bankası gibi destek verdiğine… Çalık Holding’e, Halkbank’tan 170 milyon liralık usulsüz kredi verildiği iddialarına… Hiç ama hiç değinmiyorlar’
Halkın kaynaklarını peşkeş çekmek değil mi bu’
Başbakanın Danışmanı Yiğit Bulut hüzünlü bir sesle soruyor: Borsada Halkbank hisselerine yatırım yapanlara yazık değil mi’
Halk değil de borsada parası olanlar darbe gördü diye üzülelim diyeceğim ama…
İyi de onlar borsada kazanırken, o beleş paralar da bizim cebimizden çıkıyor.
Ayrıca borsaya giren herkes de bilir ki, orası bir keriz silkeleme alanıdır.
Birilerinin borsada oynadığı kumarın tasasına biz mi düşelim’ 
Tasalanıp da yolsuzların hesabını sormayalım mı’

;’23.12.2013 – EVRENSEL
[kck]p
[kck]/html[byk]