BÜLENT FALAKAOĞLU: BU GENÇLİKTE İŞ YOK! (4.11.2013)

317

Başlığa bakıp da, orta yaş bunalımına girdiğimi ve gençleri beğenmez olduğumu düşünmeyin. Zira tespit bana ait değil.
Tespiti, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yapmış.
Türkiye’de sıkça dile getirilen… “Genç nüfusun ekonomik gelişme için bir avantaj” söylemi gerçeği yansıtmıyormuş!
Hatta Türkiye’nin genç nüfusu, potansiyel değil sorun olma yolunda ilerliyormuş. Türkiye’nin mühendis ihtiyacı varmış!
İyi okullardan mezun mühendisler öncelikle finans sektörünü tercih ediyormuş!
Öğrenciler artık fizik, kimya ve biyoloji bölümlerini tercih etmiyorlarmış.
Fizik, kimya alanlarında yetişmiş nitelikli elaman bulunmuyormuş. Bu durum Türkiye’nin teknolojik sıçrama yapmasına engel oluyormuş!
Teknoloji Bakanlığının tüm bu tespitleri ve daha fazlası… Hazırlayıp görüşe açtığı Verimlilik Strateji ve Eylem Planı taslağında yer alıyor.
Taslakta kısaca deniyor ki; “Bu gençlikte iş yok!”
GENÇLİK SUÇLU ÖYLE Mİ’

Hiç düşündünüz mü’ Neden mühendislik okuyan biri gidip finansçı olur’
Sanayi büyük bir atılım içinde de… Mühendislik mezunlarına iyi işler sunuluyor da…
Gençler mi habersiz bu durumdan!
 Gençler neden fizik, kimya okumaz acaba’
Eskiden eğitim düzeyi arttıkça nitelikli iş bulma olasılığı artıyordu.
Şimdi açıp bir bakın! Son dönem istihdam edilenler nerede iş bulmuşlar diye.
İş bulanların yüzde 85’i düşük nitelikli işler bulmuşlar.
Üniversite eğitimi giderek ‘işe yaramaz’ olmuş!
İŞKUR’un yayımlamaya başladığı kayıtlı işsiz verilerine baktığınızda göreceksiniz ki…
Şoför, ütücü, çaycı, bekçi, boyacı olarak çalışmak üzere İŞKUR’a başvurmuş üniversite mezunları var. Hatta bu işleri talep eden yüksek lisans mezunları bile var.
Gençler paralı ve niteliksiz üstelik de iş sağlamayan fizik, kimya bölümlerini niye tercih etsinler’ Bir söyleyin Allah aşkına!
BETONDAN MEDENİYETİNİZ…

Siz Sayın Bakan! Siz de söyleyin. 12 yıllık iktidarınız boyunca neyi tercih ettiniz’ Sanayi ve teknoloji atılımları gerçekleştirmeyi mi’ Gençlere nitelikli iş olanağı yaratmayı mı’
Yoksa Türkiye’nin dört bir yanına AVM dikmeyi mi’
Küresel paralarla, “pahalı otoyol, köprü, havaalanı” yapıp gelişen Türkiye imajını köpürtmeyi mi’
Muhafazakâr medeniyetinizin ekonomideki görüntüsü beton medeniyetinden başka nedir ki’
Muhafazakârlığınız İstanbul’un geçmişini korumazken, her tarafına beton dökerek içine etmiyor mu’
Medeniyetiniz aynı zamanda ucuz emek üzerinden yükselmiyor mu’
O medeniyetiniz ki, doğaya, insan emeğine, “bedava, sınırsız kaynak” muamelesi yapmakta pek mahir değil mi’
Bu maharetiniz değil mi ki liderinizi; “Daha çok çocuk! Üç de yetmez beş tane” diye haykırtan!
Çocukları bile “tehlikeli ve ağır işlerde çalıştıracak yasaları hazırlamaya iten…
İşçileri modern köleye dönüştürecek, “Kiralık işçi” düzenlemesi” konusundaki amansız kararlılığınız…
Hepsi ama hepsi tercih ettiğiniz kapitalist birikimin bir göstergesi değil mi’
O birikim modeliniz, nitelik değil, ucuz emek istiyor.
Sorarım size… Ekonomik tercihlerinizde mi yoksa gençlerde mi iş yok’
Ha bir de! Fizik, kimya önemli de… Spor, resim, diğer sanat kolları ve felsefe önemsiz mi’
Derdiniz ‘nitelik’ olsaydı bunların her biri önemli olurdu.
Oysa sizin önceliğiniz nitelikten öte, teknik bilen nicellik!
Gençlerden istediğiniz ise çevresini algılayamayan, yorum yapamayan, emre ve itaate hazır robotluk!
Gençler de iş yok öyle mi’

BETON OLİMPİYATLARI

Başbakan Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu’nda düzenlenen yapımı tamamlanan 213 spor tesisinin toplu açılışında dedi ki…
“Olimpiyat organizasyonunu bize vermediler. Olsun biz durmayalım. Böyle bir olimpiyatın hazırlıkları için harcayacağımız parayı tesislerimize yoğunlaştıralım. Türkiye’nin dört bir yanında bu tesislerimizi ayağa kaldıralım. İstanbul’da olimpiyat yapılıyormuş gibi değil,

Türkiye’nin dört bir yanında olimpiyat yapılıyormuş gibi bu tesisleri yapalım”.
AVM, rezidans, otel, gökdelen vb. bina dikmeyi gelişme sanan anlayış, tesis yapmayı da sporda ciddi atılımlar gerçekleştirmenin koşulu sanıyor!
Spor bilinci ve spor kültürü oluşturmak için hiç çabalama… Sonra da oluşan boşluğu fiziksel yatırımlarla dolduracağını san!
Çoğunluğu genç olan nüfus ile lisanslı sporcu sayısı arasındaki fark bina dikerek kapanır mı hiç!
Okullar ile spor tesislerini birleştiren, sporu öne çıkaran entegre bir plan, binaları anlamlı kılabilir. Ama okullarda beden eğitimi dersleri sayısını azaltan bir zihniyetin diktiği binalar sporun gelişimine katkı sağlamaz’ (8 yıldır ataması yapılmadığı için geçen hafta intihar eden beden eğitimi mezunu Alim Koç’u anmadan geçmeyelim. Işıklar içinde yatsın!)
Olimpiyat iştahınızı; tanıtım, reklam ve sponsorluk gibi ticari faaliyetler ile spor üzerinden elde edebileceğiniz rant kabartıyorsa… Spor tesisi iştahınızı da, sizi “beton olimpiyatlarında” liderliğe taşıyan inşaat üzerinden birikim bağımlılığınız kabartıyor.
Gelişmelere baktığınızda siz de aynı sonuca ulaşmıyor musunuz’

04.11.2013 – EVRENSEL