MERYEM KORAY: GELİR DAĞILIMI, VERGİ YÜKÜ, BORÇLARDAN MÜJDELER! (27.09.2013)

227

Ekonomi yazılı ve görsel medyada en çok işlenen konu. Ne var ki ekonomi, piyasa, döviz, faiz, yabancı sermaye filan deyip sermayeye dokunan yanıyla konuşulur da, insana ve topluma ilişkin yanları gündeme gelmez. Ekonomi dediğin paradır; insanla ilişkisi de para kazandırmaya ilişkindir!

Öyle buyuruyor bugünün hafızları!

Belki, biraz, bazıları istihdamdı, işsizlikti gibi istatistiklerine değinme gereği duyar; belki, çok azı ekonomik değil sosyal gelişmişlikle demokrasi arasında ilişki kurar; daha da azı cinayetlerin, şiddetin alıp başını yürüdüğü toplumda bunun nedenleri arasında ekonomik sıkışmışlıktan söz etme gereği duyar vs……

Ama, evvel Allah, ne zaman yeni bir yatırım yapılsa bu yatırımın istihdam yaratma amacıyla yapıldığını işitir, ne hayır sever yatırımcılarımız var diye seviniriz!

Bunları hatırlatmamamın nedeni, TUİK’in 2012 Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması…. Orada da sevindirici haberler var! Örneğin, gelir dağılımında adaletsizlik azalıyormuş! En zengin yüzde 20’nin geliri (toplam gelirin % 46,5’sı) en yoksul yüzde 20’inin gelirine ( toplam gelirin % 5,9’u ) göre 8 kat fazlaymış.

Kısacası, bundan 10-15 yıl önce 10-11 kat gelir farkı olan bir ülkede durumun “fevkaladenin fevkinde” bir iyileşme gösterdiğini söylüyorlar bize! İstatistiklere inanmayacağız da ne yapacağız!

Yoksulluk sorununu yaşayanlar da (medyan gelirin % 50’sinden daha az geliri olanlar; göreceli yoksulluk), müjdeler olsun, % 16’ya inmiş. İnmiş de, yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir geliri (hane içindeki bireylere düşen eşdeğer gelir) 11 859 TL düzeyinde kalıyormuş; kimin umuru! İstanbul’daki gelir 16 126 TL’ye çıkarken, Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde 5 870 TL’ye inmesinde de şaşılacak bir şey yokmuş!

Şimdi sormak lazım: Kişi başına ortalama kullanılabilir yıllık gelirin kabaca 5 bin ile 16 bin TL arasında değiştiği bir ülkede göreceli yoksulluk % 16 derseniz; bu rakamlar göreceli yoksulluğu mu, yoksa genel yoksulluğu mu ortaya koyar’

Başka rakamlar da var. ASP Bakanlığının yaptığı Aile Araştırması’ndan daha önce söz etmiştim. Oradaki sonuçlara göre, ailelerin % 72’sinin aylık 1200 TL gelirin altında bir gelirleri olduğu ortaya çıkmıştı.

Yani, gerçekte yoksulluk diz boyu!

Her gün katlanarak artan borçlu yaşam da bunu gösteriyor. 2009’dan buyana kredi ve kart borcunu ödemeyenlerin sayısı 2, 6 milyona çıkmış. TUİK’in Araştırması da, hanelerin yüzde 61’inin konut alımı ve masrafları dışında borçları olduğunu göstermiş. Ne diyelim’

Yaşasın borçlu yaşam! Yoksulluğu mu önlüyor; batağa mı sokuyor’ Orasını karıştırmayın.

TUİK Bülteni, bir de toplam gelir içinde yüzde 46,5 oranla en büyük payın ücretli-maaşlılara ait olduğunu söylüyor. Müteşebbis gelirleri ise, toplam gelir içerisinde ancak yüzde 20’lik bir paya sahip görünüyorlar.

Yani, bu ülkede asıl kazananlar ücretliler!

Vergi incelemesi de bunu gösteriyor. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı 2013 Faaliyet Raporu’na baktığımızda, 2012’de kabaca 317 milyar TL vergi toplandığını görüyoruz. Gelir vergisi yuvarlak hesap 69,6 milyar; vergi gelirinin yüzde 21’i dolayında. Mal ve hizmetlerden alınan vergiler ise, toplam gelirin yüzde 42’sini ( 135 milyar) oluşturmakta.

Vergi yükü, vergi gelirinin GSMH içindeki payı yüzde 22’de kalmış.

Vergi geliri açısından yaya kaldığımız ortadayken, bu kadarcık verginin yaklaşık yarısının da dolaylı vergi olan mal ve hizmet vergilerinden sağlandığını unutmayalım.

Daha ilginci ise, toplam vergi geliri içinde % 21 dolayında kalan gelir vergisinin kimlerden toplanabildiği… 69 milyar dolayındaki gelir vergisinin kabaca 46 milyarı, yani % 66’sı bordro mahkumları olan ücretlilerden alınmış.

Gelir beyannamesi veren doktor, avukat, lokantacı, mobilyacı, nakliyeci, otelci, kürkçü, kuyumcu gibi serbest meslek sahiplerinin, gelir vergindeki payları ise yalnızca % 2,8 dolayında.

Kurumlar vergisi 32 milyar TL dolayında; vergi geliri içindeki payı da % 10 dolayında kalmakta. Yani ekonominin haslarından gelen vergi ücretlilerden toplanan verginden 14 milyar TL daha az.

Özetle, içler acısı vergi yükü, adaletten uzak vergi politikası, sosyal yardımlarla örtülmeye çalışılan, borçlarla ertelenen genel yoksulluk ve de rakamların çok ötesinde yaşanan işsizlik belasıyla ekonomi tıkırında!

Ne kadar tıkırında olduğu ayrı konu ama hiç değilse tekerleğin dönmesine toplum olarak katkımızı inkar etmeseler!

‘27.09.2013 – BİRGÜN