VERGİ HAFTASI ALDATMACASINA HAYIR?

230

GELİR İDARESİ EMEKÇİLERİ ARASINDA ÜCRET ADALETİNİ SAĞLAMAYANLAR NEYİ KUTLUYOR?
2005 yılı IMF Kredi dilimlerinin açılmasının birinci şartı, Gelir İdaresi Yasasının çıkartılması ve devletin gelirlerinin IMF ye teslim edilmesi ve bir bütün olarak Maliye Emekçilerinin ayrımcı uygulamalarla tasfiye edilmesidir.
Çıkartılan bu yasayla, aynı koşullarda çalışan, aynı işi yapanlar arasında önce ücrette ayrımcı uygulamalara geçilmiş olup, çalışanlar arasındaki tüm insani ilişkiler yok edilerek dayanışma yerine bireyci, bencil ve birbiriyle yarışan bir çalışma anlayışı hakim kılınmıştır. İşin niteliğinde herhangi bir değişim olmadan çalışanları bölmenin temel nedeni; tasfiye sürecini hızlandırmak ve emekçilerin bu sürece ilişkin tepkilerini ortadan kaldırmaktır.
Adil bir vergi sistemi oluşturularak, gelirle doğru orantılı vergi tahsilatı ortadan kaldırılmış, dolaylı vergiler ve tüketim maddeleri üzerinden alınan vergiler artırılırken sermaye üzerinden alınan vergiler istisna ve muafiyetlerle, aflarla azaltılmıştır.
 
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından Şubat ayının son haftasında vergi haftası etkinlikleri ve kutlamaları yapılmaktadır.
Değerlendirmelerin ve kutlamaların temelinde verginin kutsallığı, müşteri memnuniyeti ve mükellef odaklı sistem yer almaktadır.kckimg ct0ct =ct167ct


style=ctfloat: ; border: 1px solid black; margin: 5px;ct ct253ct /byk
Vergi toplayan biz emekçilerin emeğinin kutsallığı ise dikkate bile alınmamaktadır. Tüm iş yerlerinde emekçiler ?uzmanlık? adı altında bölünmüş, ücret adaletsizliği yaratılmıştır. Çalışanları bölen, kendi arasında karşı karşıya getiren, ücret uçurumu yaratan bir anlaşıyla ortak kutlamalar yapılması ve vergi memurlarının sorunlarının çözümünde bir adım atılmaması kabul edilemez.
Bütün çalışanları ile mahkemelik olan bir kurumun hiçbir şey yokmuş gibi davranması ve emekçilerin taleplerini, özellikle “EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET” mücadelemizi görmezden gelmektedir.
İdarenin Vergi Haftası etkinliklerine çalışanları katma amacı kendi yarattıkları huzursuzlukların ve adaletsizliklerin üstünü örtme çabalarıdır. Biz emekçiler hafızalarımızı yitirmedik. Bu yasayı çıkaran aynı zihniyet ?Kamuda Performans Esaslı Yönetim Modeli? ile çalışanlar arasındaki var olan ayrımcılığı daha da körüklemektedir. Bu günlerde iş yerlerinde bir taraftan vergi haftası etkinliklerinde görevli personeller belirlenirken, diğer yandan da performans uygulaması hayata geçirilmeye çalışılmaktadır.
“Kamuda Performans Esaslı Yönetim Modeli” Avrupa Birliği ve İMF ile yapılan Hizmet Ticaret Anlaşmaları (GATS) çerçevesinde AKP hükümeti tarafından Kamu Reformu Çalışmaları ile birlikte yönetilmektedir.
Amaç, Toplam Kalite, Mükellef Odaklılık, Müşteri Memnuniyeti gibi uygulamalarla çalışanlarını bu yasaya ve bu yönetim modeline uygun davranışları ortaya çıkarmak ve mücadele edilmesini engellemektir. Uygulamanın sonucunda emekçileri bekleyen; çalışanların birbiriyle rekabet etmesi, iş yükünün artırması, çalışma süresini gönüllülük temelinde uzatılması, çok çalışanın çok ücret alması değil, aşırı ve yoğun çalışmanın hayata geçirilmesi, ücret adaletsizlikleridir.
Gelir İdaresi Başkanlığı 2010 yılı Performans Programı?nda emekçiler lehine hiçbir belirlemede bulunmadığı gibi tamamen TKY uygulamaları olduğu ve emekçileri programın bir parçası haline getirmeye çalışıldığı görülmektedir. Yine Gelir İdaresi Başkanlığı Kamu Hizmet Standartları Tablosu belirleyerek, verilecek hizmetlerin sürelerini belirleyerek kamuoyuna açıklamıştır. Bu tablolarda iş yükü, personel eksikliği vb. etkenler göz önünde bulundurulmamış, liste kamuoyuna açıklanarak mükelleflerle emekçiler karşı karşıya getirilmesine neden olunmaktadır.
Performans özü itibariyle serbest piyasa ekonomisinin bir parçası olup, kapitalizmin köleleştirme yöntemlerinden biridir.
Bugün iş yerlerinde başarılı 3 memurun belirlenmesi yöntemi, demokratik bir havaya büründürülerek, ödüllendirme biçiminde gösterilebilir, sonrasında ücret noktasında ödüllendirme olabilir. Ancak, bu adil ve tarafsız bir belirleme olmadığı gibi, çalışanların yarıştırılmasının bir sonucudur. Buradaki amaç ise çalışanın ödüllendirilmesi değil, ödül bahanesi ile bizleri birer yarış atına çevirmektir. Bu uygulamanın altında ?2008 yılı Toplu Görüşme Mutabakat Metni? ne imza atan sendikaların performans uygulamasının öneri sahipleri olarak sorumlulukları vardır.
Kamu Personel Yasa Tasarısı ile “devletin asli ve sürekli hizmetini görenler” yani “memur” tanımı değiştirilmekte ve diğer tüm kamu emekçileri sözleşmeli köle haline getirilmek istenmektedir. Uzmanlara ilişkin hazırlanan yasa değişiklik taslağında bu yaklaşım tamamen ortaya çıkmaktadır. Taslakta, uzmanların sözleşmeli istihdamı, sözleşme ödeneği, verimli çalışma ödeneği gibi belirlemeler yapılması uzmanlık kadrolarındaki emekçilerinde gelecekte nelerle karşı karşıya kalacağını göstermektedir. Amaç kamu hizmetlerinin tasfiye edilmesi olup, sözleşmeli kölelik sistemi ile iş güvencesinin ortadan kaldırılması ve kamu hizmetlerinin piyasaya açılmasıdır.kckimg ct0ct =ct226ct

style=ctborder: 1px solid black; float: ; margin: 5px;ct ct320ct /byk
Emekçiler olarak, bu saldırıları bir bütün halinde görmek ve güçlerimizi birleştirerek mücadeleyi yükseltmeliyiz.
Şimdi Maliye Bakanı ve Gelir İdaresi Başkanına soruyoruz;
– Gelir İdaresi Başkanlığının oluşturulmasıyla yaşanan 5 yıllık süreçte vergi gelirleri artmış mıdır? Vergi Adaleti sağlanmış mıdır?
– Aynı işi yapan emekçiler arasındaki yaratmış olduğunuz ücret farklılığı, hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine uygun mudur?
– Performans Esaslı Yönetim Modeli insan temel hak ve özgürlüklerine aykırı değil midir?
– Eşit işe eşit ücret uygulaması neden istenmemektedir?
– Maliye Emekçilerinin ek ödemelerinin emekli keseneklerine eklenmemesinin gerekçesi nedir?
– Personel eksikliği yeni kadrolu personel istihdamıyla neden giderilmemekte, az personelle çok iş yaptırma sorunun çözümü olarak mı görülmektedir?
– Diğer kamu kurumlarında VHKİ kadrosu sınavsız olarak verilmekte iken, Maliye Bakanlığı?nda sınav koşulunda ısrar edilmesinin nedeni nedir?
– Vergi Haftası etkinlikleri ve kutlamaları sermaye sınıfı ve işverenlerle yapılırken, Maliye emekçilerine neden ikramiye verilmemektedir?
– Vergide adaletin sağlanması için, neden servetten vergi alınmıyor, neden herkesten gelirine göre vergi alınmıyor, neden dolaylı vergiler kaldırılmıyor, neden asgari ücret vergi dışında tutulmuyor?
VE TÜM BU SORULAR CEVAPLANMADAN, SORUNLAR ÇÖZÜLMEDEN NASIL VE KİMİNLE, HANGİ AMAÇLA VERGİ HAFTASI KUTLAMALARI YAPILIYOR?
Ne emekçileri ne de mükellefleri adil bir sistem oluşturulmasını engelleyenlere karşı; haklarımız ve geleceğimiz için mücadele örgütü olan Sendikamızda örgütlenmek ve mücadeleye katılmak tüm maliye emekçilerinin sorumluluğudur.
Biz BES olarak dün olduğu gibi bugünde bu uygulamaların karşısında olacağız ve mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.
Taleplerimizi kazanmak için Sendikamız BESte örgütlenelim.