KESK’TEN TOPLU GÖRÜŞME DEĞERLENDİRMESİ: SONUÇ YİNE SEFALET

358

 Bu yıl altıncısı yapılan toplu görüşmelerde sonuç maalesef beklendiği gibi oldu. Hükümetin önerdiği taban aylığa 15+15 YTL’lik artış, yüzde 2+2’lik zam ve 20+20 YTL’lik ek ödemelere göre, şu an 744 YTL olan en düşük memur maaşı Ocak 2008’de 792 YTL, Temmuz 2008’de ise 841 YTL olacaktır. Altı aylık dönemler için yaklaşık 50’şer milyonluk bir maaş artışına tekabül eden bu zamların günlüğü 1,7 YTL’ye gelmektedir. Bu parayla da günde ancak 3 simit alınabilir. AKP hükümeti kamu emekçileriyle adeta dalga geçmektedir. Hükümeti, IMF’yle yaptığı anlaşmalar doğrultusunda oluşturduğu Orta Vadeli Mali Plan çerçevesinde öngördüğü zammı önererek, kamu emekçilerini bir kez daha sefalete mahkûm etmiştir.Toplu görüşme masasından böyle bir sonuç çıkacağı en başından belliydi. Tarafların güçlerinin eşit olmadığı, kamu emekçilerinin hiçbir yaptırımının olmadığı, son kararı daima bakanlar kurulu verdiği için pazarlık şansı bulunmayan bir masadan çıkacak sonucun bundan daha farklı olamayacağını bizim kadar diğer konfederasyonlar da biliyordu. Biz böyle bir masada oturmayı kamu emekçileri açısından uygun bulmadık fakat diğer konfederasyonlar o masanın ortağı olmayı tercih ettiler.İşveren Parasıyla Sendikal Mücadele Yürütülmez!Sonucunda gördük ki, o masada pazarlığı edilen tek şey, sendika aidat yardımlarının 10 YTL’ye çıkartılması olmuştur. Kamu emekçilerinin yaşam düzeyinin iyileştirilmesi amacıyla oturulan masadan, sendika aidatlarına zam alınarak kalkılması yüz kızartıcıdır. Masada emekçilerin haklarının korunup geliştirilmesi bir yana, kazanılmış hakları bile tartışma konusu haline getirilmiştir. 2006 ve 2007 yıllarında AİHM’in Türkiye’nin AİHS’in 11. maddesini ihlal ettiğine dair verdiği iki kararda da kamu emekçilerinin toplu sözleşme ve grev hakkının olduğu net bir şekilde vurgulanmıştır. Görüşmelere katılan konfederasyonların bu hakkımızı anayasa değişikliği şartına bağlamak isteyen hükümetle hemfikir olması durumun vahametini göstermektedir.Ortaya çıkan bu durum, kamu emekçileri açısından üzücüdür ve asla kabul edilemez. Hükümetin, 15 gün boyunca kamuoyunu oyaladıktan sonra kamu emekçilerinin taleplerini umursamayan bir zam önerisi yapması AKP’nin emekçilere karşı tutumunun görülmesi açısından ibret vericidir.Görüşmeler sırasındaki açıklamalarında çalışanlara arasındaki gelir adaletsizliğinin kaldırılması, eşit işe eşit ücret uygulanması, 360 YTL’lik ek ödeme yapılması gibi söylemlerle sahte bir beklenti yaratan hükümet, söylediklerinin arkasında bile durmayarak adeta kamuoyuyla alay etmiştir. Dahası verdiği bu sözleri Kamu Personel Rejimi yasasına bağlayarak emekçilere adeta şantaj yapmıştır. Kamu emekçileri bu şantajlara boyun eğmeyecektir. İş güvencesinin ve kazanılmış haklarının, insanca yaşayacak bir ücret talebinin diyeti olarak ödettirilmeye çalışılmasına izin vermeyecektir.Mücadelemiz Sürüyor!Toplu görüşmeler sona ermiş olsa da mücadele devam etmektedir. Kamu emekçilerini dayatılan sefalet ücretlerine mahkum değiliz. AKP hükümetinin bize dayatmalarını, tüm kamu çalışanları olarak ortak mücadele ederek boşa çıkartabiliriz. Görüşmeler boyunca masada kalmayı tercih eden konfederasyonlar, hiçbir bağlayıcılığı olmayan uzlaştırma kurulu’ndan medet umacağına, ortak mücadele ve eylem çağrımıza kulak vermelidir.Henüz vakit geçmiş değil. Bütçe dönemine kadar yapacağımız ortak eylemlerle hükümeti bu tek taraflı tutumundan vazgeçirerek insanca yaşayabileceğimiz bir ücret için toplu sözleşme masasına oturmaya zorlayabiliriz. En son olarak Hava-İş örneğinde de görüldü ki, sendikaların asıl silahı üretimden gelen güçleridir. Türkiye’de 70 milyon kişiye kamu hizmeti üreten bizler, bu gücümüzü grev yoluyla gösterebilirsek, hükümetin toplu sözleşme yapmaktan başka yolu kalmaz.Kamu emekçileri hareketi şimdi kritik bir eşiktedir. 15 gün boyunca hiçbir şey çıkmayacağını bile bile masada oturmayı tercih eden Konfederasyonlar şimdi bir kez daha tercih yapmak zorundalar: Onlar, ya hükümetin yanında olmayı tercih ederek bizlere reva görülen bu zamları kabullenecekler ya da kamu emekçisinin yanında olmayı tercih ederek, ortak mücadele çağrımıza yanıt verecekler.KESK ortaya çıkan bu vahim durumu asla kabullenmeyecektir. Kamu emekçilerinin insanca yaşayabilecekleri bir ücret alabilmeleri ve toplu sözleşme hakkımızın kullanılır hale getirilmesi için mücadelemizi olanca gücümüzle sürdüreceğiz. Önümüzdeki dönemde yapacağımız eylem ve etkinliklerle ilgili olarak yetkili kurullarımızla görüşerek, en kısa zamanda işyerlerinde ve sokaklarda etkin bir eylemlilik sürecini hayata geçireceğiz.