ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI’NDAKİ KADROLAŞMAYA KARŞI BASIN AÇIKLAMASI

323

Çevre ve Orman Bakanlığı bünyesinde çalışan şube müdürlerinin keyfi bir şekilde yerlerinin değiştirilerek, yerine Memur-Sen üyelerinin atanmasını protesto eden Tarım Orman ve Hayvancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) üyeleri, bakanlık yetkililerini hukuka ve yasalara uygun davranmaya çağırdı.
Konfederasyonumuza bağlı Tarım Orkam-Sen Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan keyfi uygulamaları protesto etmek amacıyla bakanlığın önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada sık sık, ‘Devlet güdümlü sendika istemiyoruz’, ‘Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek’, ‘Çevre katliamlarına hayır’ sloganları atıldı. Daha sonra Tarım Orkam-Sen Başkanı Yücel Gül, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın çeşitli birimlerinde çalışan 12 şube müdürünün hiçbir gerekçe gösterilmeden yerlerinin değiştirildiğini ve boşalan bu yerlere vekaleten görevlendirmeler yapıldığını ifade etti.
Yasada dolu kadroya vekil atamanın koşullarının açıkça belirtildiğini hatırlatan Gül, şube müdürünün görevini yerine getirememesi durumunda ancak vekil atanabileceğini söyledi. Gül, AKP’nin kendi kadrolarına yer açmak amacıyla arkadaşlarının yerlerinin değiştirildiğini belirterek, ‘Bakanlıkta sendikamızın işyeri temsilciliği görevini de yürüten Kimyasallar Yönetimi Dairesi Başkanlığında, Envanter ve Risk Değerlendirme Şube Müdürü olarak görev yapan Tacim alınacak hiçbir gerekçe gösterilmeden yeri değiştirilmiş, yerine Memur-Sen üyesi bir kişi atanmıştır.
Aynı zamanda ataması yapılan vekil şube müdürlerinin Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı Toç Bir-Sen üyesi olmaları da Bakanlığın siyasal tercihlerinin bir sonucudur’ dedi. Gül, AKP’nin bu şekilde 12 Eylül referandumunda Evet’ten yana oy kullanan Memur-Sen’e verdiği için ödüllendirdiğini vurgulayarak, Bakanlığın hukuka uygun olmayan şekilde davranmaya devam etmesi halinde atamaları yargıya taşıyacakları uyarısında bulundu.
Daha sonra söz alan KESK MYK Üyesi Hüseyin GÖLPUNAR Başbakanın 12 Eylül’de yaptığı açıklamalardan sonra sahte demokrasi havariliğine soyunduğunu, referandum sonrası uygulamalarda Hükümetin demokrasi maskesinin düştüğünü ve kamuda kadrolaşma ve bizzat devlet eliyle doğanın tahrip edilmesinin bunun en somut örnekleri olduğunu söyledi.