ERKAN AYDOĞANOĞLU: ‘İSTİHDAM PAKETİ’ SAHTEKARLIĞI (23. 07. 2020)

235

Türkiye’de son yıllarda peş peşe açıklanan ve işsizliği azaltmak amacıyla çıkarıldığı söylenen istihdam paketleri, istihdamı gerçekten arttırmak, işsizlere iş sağlamak konusunda son derece başarısız sonuçlar ortaya çıkardı.
İktidar, 18 yıldır mutlak anlamda başarısız olduğu işsizlik sorunu çözmek iddiasıyla bugüne kadar benzer içerikli 10 kez ‘istihdam paketi’ açıkladı. Her seferinde büyük gürültüler eşliğinde açıklanan paketlerin ortak özelliği, işsizler için oluşturulan İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklarının patronlara aktarılması oldu.
Hazine ve Maliye Bakanı tarafından 2019 yılı başında açıklanan son ‘istihdam paketi’ ile patronlara 3 aylık süre için vergi, sigorta ve ücret desteği verilmiş, bir yıl içinde 2. 5 milyon kişiye istihdam sağlanacağı iddia edilmişti. Resmi veriler, salgın öncesine kadar böyle bir istihdam artışını sağlamak bir yana, ülke tarihinin en büyük işsizlik krizi ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
İşsizlik Sigortası Fonu, 8 Eylül 1999 tarihinde çıkan ve emeklilik yaşını kademeli olarak artıran 4447 sayılı Kanun ile hayata geçirildi. Fona 2000 yılı haziran ayından itibaren prim kesilmeye başlandı. Fondan ilk defa işsizlik ödeneği 2002 yılı mart ayında yapıldı. Mart 2002 tarihinden, Kovid-19 salgınının başladığı 2020 mart ayına kadar 7 milyon 928 bin kişiye toplam 33. 4 milyar lira işsizlik maaşı ödendi. 2019 sonu itibariyle 131 milyar TL’yi aşan fon büyüklüğü, haziran 2020 itibariyle 14 milyar lira azalarak 117 milyar TL’ye geriledi.
Son 18 yılda fon kaynaklarının sadece dörtte biri işsizler için kullanılırken, dörtte üçü iktidar ve patronlar tarafından kullanıldı. Bu süre zarfında işsiz kalanların sadece yüzde 13’ü işsizlik sigortasından faydalanabildi. İşsiz kalan her yüz kişiden 87’si gerekli şartları taşımadığı için işsizlik ödemesi alamadı. Geçtiğimiz 18 yıl içinde işsiz kalanlara toplam 33. 4 milyar TL ödeme yapan İŞKUR, sadece son üç yılda istihdamı artırmak için 63 milyar TL harcamasına rağmen, aynı dönemde istihdam artmak bir yana neredeyse 3 milyon azaldı.
17 Nisan 2020 tarihinden itibaren işten çıkarma yasağı nedeniyle işsizlik ödeneği alanların sayısının belirgin bir şekilde azaldığı görülüyor. Salgının başladığı mart ayında 595 bin olan işsizlik ödeneği alanların sayısı haziran ayında 465 bine geriledi. İŞKUR verilerine göre aynı dönemde kısa çalışma ödeneği alanların sayısı 96 binden 2 milyon 321 bine çıkarken, ücretiz izne gönderilen 1 milyon 705 bin kişiye aylık 1168 lira ödeme yapıldı. Böylece resmi işsizlik rakamları gerçekte olduğundan yarı yarıya daha az gösterilebildi.
Salgın döneminde İşsizlik Sigortası Fonu’nun prim gelirleri azalırken, düşüşle birlikte salgının ekonomik yükü işsizlik fonu üzerinden karşılanmak isteniyor. Nitekim kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği ile birlikte salgının işsizlik sigortası fonuna maliyeti şimdiden 20 milyar lirayı buldu. Ancak bu maliyetin önemli bir bölümünü salgın nedeniyle işsiz kalanlara yapılan ödemeler değil, patronlara yönelik çeşitli ‘destek’ ve ‘teşvik’ ödemeleri oluşturuyor.
AKP, işsizlik fonunda biriken ve işsizler için kullanılması gereken kaynakları patronlar için kullanmak için yeni bir istihdam paketi hazırladı. İşten çıkarma yasağı ve ücretsiz izin uygulamasının süresi kademeli olarak arttırılırken, işyerlerinin 13 milyar TL’yi bulan SGK primlerinin önümüzdeki 3 ay boyunca İşsizlik Sigortası Fonundan ödenmesi planlanıyor. İşsizlik fonunun amacı patronlara kaynak aktarmak değil, istihdamı artırmak.
AKP döneminde bugüne kadar açıklanan bütün istihdam paketlerinin ortaya çıkardığı tek sonuç,
Albert Einstein’in ‘Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek aptallıktır’ sözünü akla getiriyor. Meclis gündemindeki ‘mini istihdam paketi’nde yeni istihdam yaratma hedefi bir yana, tamamen patronların işine yarayan düzenlemelerin yer alması, açıkça sahtekarlık yapıldığını gösteriyor.
23 TEMMUZ 2020 – EVRENSEL