ANAYASASIZLAŞMA KALICI HALE GETİRİLMEK İSTENİYOR!

232


Son yıllarda ülkemiz devletin tüm kurumlarının AKP’nin programına, ideolojisine göre hareket ettiği, anayasanın da bu doğrultuda işlerine geliyorsa başvurulan işlerine gelmiyorsa rafa kaldırıldığı bir anayasasızlaşma süreci içerisinde ilerle(me)mektedir. Yapılan düzenlemeler ve sivil darbe uygulamalarıyla valilik yetkilerinin anayasa üstü, yasalar üstü hale getirilmesiyle Valilerin kendilerini seçilmişlerin de üstünde gördüğü bir durumla karşı karşıyayız.
İktidar anti demokratik politikalarını eleştirdikleri için baroları, emek ve meslek örgütlerini, sendikaları hedefe koymuş, Meclis’i kendilerinden başka hiçbir partinin sesinin çıkmadığı, çıktığında da fiziki güç dahil susturulduğu, tek sesliliğin hakim olduğu, Siyasi Partiler Kanunu’nda değişiklik yapılarak diğer partilere siyaset alanının kapatılmasının hedeflendiği bir ortam yaratmıştır.
Son seçimlerde Türkiye’de üçüncü parti olarak Meclise girmiş olan HDP’nin “Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü” adıyla gerçekleştirmek istediği eylem ve etkinlik anayasada güvence altına alınan gösteri, toplantı ve yürüyüş hakkı kapsamında olmasına rağmen bir kez daha anayasa hiçe sayılmış, iktidarın talimatı ile onlarca Valiliğin illerde giriş-çıkışları kapatma kararıyla tam da eylemin işaret ettiği darbe görüntülerinin yaşanmasına yol açmıştır. Pandemi olanca hızıyla devam ederken umarsızca ve kontrolsüzce tüm illeri açan, normalleşme adına salgında yeni bir dalga yaşanmasına neden olan iktidar, şiddet içermeyen, barışçıl bir eylemi engelleme adına nerdeyse ülkenin yarısında giriş çıkışları yasaklı hale getirmiştir! “Normalleşme Takvimi” sonrası vaka sayıları salgının başladığı günlerdeki gibi binlerle ifade edilmeye başlamışken aklına tedbir gelmeyen iktidar temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasına sıra gelince yasaklardan yasak beğenmede rekor kırmaktadır!
Oysa iktidarın başlıca anayasal görevlerinden biri de şiddete do& 776;nu& 776;s& 807;meyen, barıs& 807;c& 807;ıl, silahsız ve saldırısız protesto hakkını kullanmak isteyen kis& 807;ilerin, o& 776;rgu& 776;tlenmelerin, siyasi partilerin uluslararası so& 776;zles& 807;meler ve anayasa ile gu& 776;vence altına alınmıs& 807; haklarını kullanabilmeleri ic& 807;in gerekli o& 776;nlemleri almak ve kos& 807;ulları hazırlamaktır.
Ancak iktidar bir yandan yüksek oranlarda oy ile seçilen belediye eş genel başkanlarını görevden alıp bir kez daha kayyum atarken, milletvekillikleri düşürürken, binlerce üyesini tutuklarken diğer yandan ise bunun çok haklı olarak protesto edilmesini suç kapsamına alarak demokrasiden fersah fersah uzaklaşmaya yeni örnekler eklemektedir.
Sadece bir partiye değil tüm muhalif kesimlere yönelik devreye sokulan bu sivil darbe uygulama ve politikaları ile ülkemiz, halklarımız ve emekçiler nefes alamaz hale getirilmek, iradeleri kırılmak ve mevcut duruma razı edilmek istenmektedir.
İktidarın ömrünü uzatmaya yönelik baskı politikalarının sonuç almayacağı, temel hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırılmasına yönelik girişimlere izin verilmeyeceğinin en somut örneği bugün 50. Yılını geride bıraktığımız 15-16 Haziran direnişidir.
Bugün toplumun büyük bir kesiminde yargıya güven diplerde seyrediyor, demokrasi ve adalet talebi çığ gibi büyüyorsa iktidara düşen kutuplaşmayı derinleştirmek, ekonomideki çöküşün yarattığı tepkiyi muhalif kesimlere yöneltmek, güvenlikçi politikalara hız vermek değil, demokrasi ve adalet talebinin gereğini yapmaktır.
Konfederasyonumuz; geçmişten bugüne tekçi, otoriter, gerici politika ve uygulamalara karşı demokrasi, adalet, özgürlük ve barış talepli eylem ve etkinliklerin içinde yer almış, dayanışma içerisinde olmuştur.
Bir kez daha iktidarı hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik sistematik yönelimlerine, baskılara, barışçıl gösteri, eylem ve etkinlikleri engellemeye son vermeye çağırıyoruz.
YÜRÜTME KURULU