MUSTAFA SÖNMEZ: HELİKOPTER PARA: BATI’DA BOL, TÜRKİYE’DE KIT (01. 04. 2020)

219



Daha çok 2008-2009 finansal krizinde konuşulan ve
ABD Merkez Bankası Fed’in o dönemdeki Başkanı Ben Bernanke’ye “Helikopter Ben” lâkabı takılmasının kaynağı olan “helikopter para,” korona virüs (COVID-19) salgınının yol açtığı yaraları sarmada, en çok başvurulan ekonomik, sosyal önlem; bundan sonra da öyle olacağa benzer.
Salgının tüketici talebini bıçak gibi kesmesi ile hizmetlerden başlayan ve öteki sektörlere sıçrayan sert düşüş, hanelerin, firma ve bankaların çöküş tehlikesini de büyütüyor. Bunu önlemek üzere ücretlilere, yoksul yurttaşlara sağlanan “helikopter para” desteği,
ABD’de, İngiltere’de ve daha birçok ülkede başvurulan önlemler arasında yer aldı. Türkiye’de ise
Erdoğan rejimince açıklanan 100 milyar TL’lik “kalkan paketi,” sosyal boyutuyla çok yetersiz kaldı, sıkça eleştiriliyor.

Destek, zordaki firmaların işçilerine ödenen
kısa çalışma ödeneğinin şartlarının yumuşatılması, en düşük emekli maaşının sınırlı ölçüde yükseltilmesi, sosyal yardımların göstermelik artışı gibi birkaç kozmetik önlemden ibaret kaldı.

Büyük boyutlu genişleme programları, 2008-2009 krizinin panzehri olarak uygulanırken o dönemde önlemler daha çok başta Fed olmak üzere dünyanın merkez bankalarının parasal genişlemeye gitmeleri şeklinde gelişti, hükümetlerin mali genişleme programları, kamusal harcama paketleri geride kaldı. Bugün ise parasal genişlemeler paniği pek yatıştırmıyor ama genişlemeci maliye politikaları, devletin harcama vaatleri, daha çok işe yarıyor. Ücretlilere, işini kaybedenlere, yoksul yurttaşlara “helikopter” ile para dağıtma fikri büyük destek görüyor.
Neoliberal makro-ekonomik politikaların ana dayanağı olan denk bütçe, “malî disiplin” anlayışı, 2008 krizinde sadece şirket kurtarma operasyonları için delinmiş, tahvil alımları ile şirketlere destek verilmişti. Bugün bu yine yapılıyor ama farklı olarak alt sınıflara kaynak transferi, dibe vurmuş talebi biraz olsun canlandırmak için etkili bir önlem umuduyla kullanılıyor. ABD Başkanı Donald Trump ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson, alt sınıflara para dağıtarak bütçe açıklarını artırmaktan çekinmiyorlar. 2019’da
[
ödenmesini kararlaştırdı. Ama vergi mükellefi olmayan yoksulların ne olacağı henüz bilinmiyor. Britanya ise ABD’den bonkör çıktı. İngiltere Maliye Bakanı
[

bu olağanüstü günlerde destek için koşul aranmaması yönünde.
Paketteki kozmetik bir destek ise şu an 1258 lira olan en düşük emekli maaşının 1500 liraya (ayda 307 dolar) çıkarılması oldu.
Paket, muhtaç kişilere destek sağlayan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına merkezi bütçeden aktarılan kaynak tutarının 2 milyar TL (307 milyon dolar) artırılmasını da içeriyor. Böylece her ay düzenli olarak bu vakıflara
[kck]a href=file://localhost/about/blankaktarılan kaynak

tutarı 135 milyon liradan 180 milyon liraya çıkarıldı.
Sosyal destekler genelde pek memnuniyet yaratmazken, muhalefet partilerince de eleştirildi. Ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), uzun zamandır programında yer alan “aile sigortası”nın uygulanmasını, özel durumlar da dikkate alınarak muhtaç ailelere salgın süresince aylık en az
[
, hazırladığı “korona tahvili” isimli pakette sosyal yardım vakıflarına öngörülen ek bütçenin 2 milyar TL değil, 10 milyar TL olması gerektiğini savundu. Ayrıca, 7,5 milyon düşük gelirli işçiye üç ay boyunca 1752 TL kısa çalışma ödeneği verilmesi gerektiği, bunun da 40 milyar TL’lik bir fon gerektireceği belirtiliyor.
Helikopter para ya da gelir transferi, özellikle merkez ülkelerde
krizin asli destek ögesi olacağa benzerken Türkiye’de eksikliği, daha çok eleştiri konusu olmaya devam edecek. Hele ki
[

yüzde 1’in altına indi ama küçülmenin daha da derin yaşanmaması, ancak Hazine ve Merkez Bankası kaynaklarının bonkörce kullanılmasıyla mümkün oldu. Merkez Bankası’nın kârlarının yanı sıra 42 milyar TL’lik yedek akçesi Hazine’ye aktarılarak kullanıldı. Ekonomi krizde olduğu için tüketimden gelen vergi gelirleri azaldı, buna karşılık Suriye serüveni nedeniyle askeri harcamalar başta olmak üzere “güvenlik” harcamaları bütçeyi eritti. Görülmedik
[

, döviz fiyatları artmasın diye kamu bankaları aracılığıyla piyasaya verildi, dövizin artışı bu yolla baskılandı.
Ekonomi 2020’ye mali barutunu tüketmiş olarak girerken, COVID-19 salgını Türkiye’yi bağışıklık sistemi hâyli zayıf, hâyli kırılgan yakaladı. Pek çok ülke bütçe açıklarını dert etmeyip “helikopter para” saçarken Türkiye’nin boynu bükük eli sıkılığı, işte bu bitap düşmekten.
Ancak kamuoyunda sosyal yardım sağlanması konusunda giderek artan ağır bir basınç var. İş yerleri kapanıp işsiz sayısı çığ gibi artarken rejimin, sosyal destek talebine kayıtsız kalması zor. Eninde sonunda yönetim, Türkiye ekonomisinin dış finansörler karşısındaki görünümünü daha da bozmak pahasına sosyal desteği sağlamak için para basmaktan kaçamayacak gibi. [rn][kck]br /[rn]1 NİSAN 2020 – AL MONİTOR