BASINA VE KAMUOYUNA: TEDBİRLER ARTIRILSIN, KORONAVİRÜSÜ EMEKÇİLERE YOKSULLUK VE ÖLÜM OLMASIN!

235



çin’de başlayıp dalga dalga beş kıtaya yayılan ve özellikle 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan insanlarda ölümcül sonuçlar doğuran Koronavırus vakaları ülkemizde de tespit edildi. Dünya Sağlık örgütü virüsün “pandemi” yani bulaşıcı salgın olduğunu da duyurdu.
ülkemizde gerek Türk Tabipler Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası gerekse Sağlık Bakanlığı virüsten korunma yöntemlerine ilişkin bilgilendirme faaliyetleri yapmaktadır. TTB ve Sağlık Bakanlığı tarafından; toplumsal yaşam alanlarında hijyene, bireysel öz bakıma ve fiziksel temasa dikkat çekilerek insanların birbirine makul mesafe (ki bunu 1 metre olarak tanımladı) koymasını, kalabalık yerlerden kaçınılması önerilmektedir.
Bulaşıcı tüm hastalıklarda olduğu gibi Koronavırus de bir halk sağlığı sorunudur. Sağlık hizmetine hiçbir koşula bağlı olmadan her yurttaş ulaşabilmelidir. Ayrıca bir işçi sağlığı ve iş güvenliği konusu olarak ele alınmalıdır. Kişisel tedbirler önemlidir ancak devlet tarafından geniş kamu hizmetlerini, işletme ve fabrikaları kapsayan tedbirler olmadan bir anlamı yoktur. Bu nedenle işyerlerinden, toplu taşımaya kadar her alanda halkın sağlığını koruyacak önlemler hükümet tarafından derhal alınmalı, vaka teşhisi yapılan işyerlerinde tüm çalışanlar ücretli izne ayrılmalıdır.
Bu kapsamda hükümet tarafından yapılan açıklamada, okulların tatil edilmesi, etkinliklerin iptal edilmesi, kamu çalışanlarının yurtdışına çıkışlarının izne bağlanması, spor müsabakalarının seyircisiz oynanması, AVM açılış ve kapanış saatlerinin yeniden belirlenerek sınırlandırmalar getirilmesi, kafe-bar vb. eğlence mekânlarının kapatılması gibi bir dizi önlem alındığı belirtilmiştir.
Ancak salgınla mücadelenin olumlu sonuç vermesi için alınan tedbirlerin toplumsal ve çalışma hayatının tümünü kapsaması gerekmektedir. özellikle yurttaşlara yoğun hizmet veren kamu kurumlarına dair özel önlemlerin geliştirilmesi acil ihtiyaçtır. örgütlülük alanımıza giren kurumların çok sayıda büro emekçisinin bir arada bulunduğu ve yoğun olarak yurttaşa hizmet veren kurumlar olduğu bilinmektedir. örneğin vergi daireleri, adliyeler, nüfus müdürlükleri, sosyal güvenlik merkezleri, İŞKUR Müdürlükleri, gümrük kapıları, TÜİK
bu kurumlardan sadece bir kaçıdır. Sayılan bu birimlerin büyük bir kısmında normal koşullarda dahi fiziki olarak çalışma ortamlarının sağlıksız olduğu göz önünde bulundurulduğunda karşı karşıya kaldığımız salgın konusunda ayrıca tedbirlerin genişletilmesinin önemi artmıştır.
Sendikamız örgütlülük alanına giren birimlerden gelen bilgilere göre hükümetin aldığı tedbir kararlarına uyulmadığı anlaşılmaktadır. Vergi dairelerinde, sosyal güvenlik merkezlerinde, İŞKUR müdürlüklerinde, adliyelerde, nüfus müdürlüklerinde halk hala bankoların önünde sıra olmuş hizmet almak için beklemektedir.
Her yıl sermayenin talepleri doğrultusunda çok kez vergi ertelemeleri yapılmakta iken böyle bir salgın karşısında hükümet tarafından vergilerde erteleme kararının alınmaması anlaşılır değildir. Vergi ertelemesi, süresinin uzatılması ve benzeri uygulamalar hemen hayata geçirilerek, başta vergi daireleri olmak üzere tarh, tahakkuk, tahsilat işlemlerinin ertelenmesi, hizmet alan ile hizmet veren kişi arasına açıklanan önlemler içerisinde yer alan mesafe, maske gibi hijyen tedbirlerin alınmasının sağlanması gerekmektedir.
İşsizlerin büyük bölümü halen genel sağlık sigortası primlerini ödeyememektedir, dolayısıyla sağlık hizmetlerine de erişememektedirler. Genel sağlık sigortalısı olup olmadığına bakılmaksızın her yurttaşın sağlık hizmetlerine parasız erişimi hemen sağlanmalı, GSS prim borçları iptal edilmelidir.
Hükümet tarafından açıklanan, kişilerin alması gereken “bireysel tedbirler” ve alınacak diğer tedbirlerin (toplu gidilen mekânların çalışma saatlerinin sınırlandırılması hatta kapatılması vs. ) alınması bir yana, merkezi idare alınacak bu tedbirlere uygun tedbiri alıyor mu almıyor mu sorusu da ortada durmaktadır. İşsizliğin tavan yaptığı bu dönemde yaşanan olağanüstü durumu fırsata çevirerek işten çıkarmaların ve ücretsiz izinlerin önüne geçilebilecek mi? Halka dengeli ve yeterli beslenme önerilerinde bulunanlar, ucuz ve güvenilir gıdaya ulaşma konusunda gerekli tedbirleri aldılar mı? Asgari ücret açlık sınırı rakamlarının altındadır. Mevcut ekonomik koşullarda milyonlarca emekçi kırmızı et, balık, süt ürünleri ve taze sebze meyveye ulaşmayı bir tarafa bırakın, yanından dahi geçememektedir. Bunun üzerine, alınacak tedbirler çerçevesinde geçici süre ile kapatılan kreşler, özel okullar, tiyatrolar, eğlence yerleri, AVM”ler gibi yerlerde çalışanların, fabrikalarda üretime ara verildiği takdirde işçilerin ücretsiz izine zorlanmalarını veya işten çıkarılmalarını engelleyecek tedbirleri hükümet almış mıdır? Yoksa salgın hastalık dahi sermaye için fırsat, emekçiler için daha fazla yoksulluk haline mi gelecektir?
Korona virüs vakaları ile ilgili olarak hemen hemen her gün ilgili bakanların ekran karşısında bilgilendirme yapmaları değişik çevrelerce takdir edilip şeffaf bir çalışma yapılıyor gibi görünsede, hala halkın merak ettiği sorular cevapsız kalmıştır. Hastanelerin yeterli olup olmadığı, vaka sayısında ki artış ve nerelerde görüldüğü, testlerin her hastanede yapılıp yapılmadığı, yapılamıyorsa neden yapılamadığı, karantina hastanelerinin oluşturulup oluşturulmadığı gibi sorular hala cevap beklemektedir.

Ayrıca başta Türk Tabipler Birliği olmak üzere alandaki sağlık örgütleri salgına karşı oluşturulan kriz yönetiminde görev almak ve sürece dahil olmak istediklerini her gün ifade etmektedirler. Sağlık Bakanlığı sürecin doğru ve şeffaf yürütülmesi için sağlık örgütlerinin bu çağrısını duymalıdır.
Büro Emekçileri Sendikası olarak aşağıda tespit ettiğimiz önlemlerin bir an evvel alınması için gerekli çalışmaların yapılmasını talep ediyoruz.

1-
Kamu kurumlarında acilen hijyenin sağlanmasına yönelik müdahaleler yapılmalı ve kalıcı hale getirilmeli, hijyene yönelik malzemeler kurum tarafından temin edilmeli,

2- Sağlık Bakanlığı ve Türk Tabipler Birliği tarafından belirtilen, Koronavırus risk grubunda olan başta; kalp solunum yetmezliği, alerji ve kronik hastalık tanısı bulunan büro emekçileri kriz süresince, yurt dışı ile bir şekilde teması olan çalışanlar karantina süresince ücretli izinli sayılmalı,
3- Okulların tatil ilan edilmesi ile birlikte bakım problemi yaşayan çocukların ihtiyaçları için anne babaların yıllık izinlerinin değil, dönüşümlü ücretli ebeveyn izni kullandırılması yasal düzenleme beklenmeden uygulanmalı,
4- Yurttaşların gerekirse kurum içerisine girmesine gerek kalmadan iş ve işlemlerinin yapılması için geçici teknik alt yapı oluşturulmalı,
5- Halka açık alanlarda hizmet vermek üzere yapılan (AVM veya benzeri yerlerde stant açma, anket yapma gibi) görevlendirmeler kriz süresince iptal edilmeli ve gerektiğinde hizmet üretiminin durdurulması, çalışma saatlerinin kısaltılması dahil tüm tedbirler bir an evvel alınmalı,
6- Genel sağlık sigortalısı olup olmadığına bakılmaksızın her yurttaşın kamu veya özel hastanelerde sağlık hizmetlerine parasız erişimi hemen sağlanmalı, GSS prim borçları iptal edilmeli,
7- Vergi ertelemesi, süresinin uzatılması ve benzeri uygulamalar hemen hayata geçirilerek, başta vergi daireleri olmak üzere tarh, tahakkuk, tahsilat işlemleri ertelenmeli,
8- ücretsiz izine zorlanma ve işten çıkarılmalar yasaklanmalı, bütün izinler ücretli olmalı, işsizlik sigortası ödeneğinin kapsamı genişletilerek yararlanma koşulları kolaylaştırılmalı,
9- Başta temel gıda ve temizlik ürünleri olmak üzere yapılan zamlar geri alınmalıdır.


MERKEZ YÖNETİM KURULU