MUSTAFA SÖNMEZ: TÜRKİYE’NİN RİSK ALGISINDA KORONA VİRÜS ÖNE FIRLADI (13. 03. 2020)

179

ABD Başkanı Donald Trump’ın bir süredir çin’e yönelik hamleleriyle sarsılan, dalgalanmalar yaşayan dünya ekonomisi, şimdi çin’de baş gösteren ve tüm dünyaya yayılan korona virüs (COVID-19) ile altüst oluyor. Virüsün ne boyutta can ve mal kayıplarına neden olacağı kestirilemezken, ödenecek faturayı asgaride tutmak üzere alınan önlemler de “türev riskler” doğuruyor.

Suudi Arabistan ile Rusya arasında petrol üzerinden yaşanan gerilim bunun örneği. Türkiye ise uzun zamandır ekonomide, dış politikada, iç siyasette azalmak bilmeyen bir gerilim yumağı içinde yol alırken buna korona virüsün basıncı ekleniyor.

Son haftalarda özellikle Suriye-Rusya ittifakıyla yaşanan İdlib gerilimi Türkiye’nin risk yumağında başat iken, bu risk unsurunun önemini görece kaybettiğine ve tüm dünyada olduğu gibi COVID-19’un belirleyiciliği kaptığına tanık oluyoruz. Yöneticiler, Türkiye’nin, korona virüs vakasına henüz rastlamamış bir ülke olduğunu uzun bir süre iddia ettiyse de dışarıdaki algı farklıydı. Son günlerde hem yolcu trafiğinin hem de her tür ekonomik faaliyetin yavaşlaması, COVID-19 riskinin ülke üstünde baskın olmasından kaynaklanıyor.
Türkiye’nin risk priminin (CDS) seyrinin grafiği, ülkenin hangi ekonomik-siyasal gerilimden ne kadar etkilendiği konusunda yeterince fikir veriyor. çok değil, 13 Ocak 2020’de Hazine ve Maliye Bakanı, Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak, Twitter’da yaptığı açıklamada ülke risk priminin
[
ilk vakanın haberini 11 Mart’ta şöyle verdi: “Size üzücü ama korkutucu olmayan haberi bildirmek istiyorum. Bugün akşam saatlerinde korona virüs şüphesi olan bir vatandaşımızın test sonucu pozitif çıktı. Yüksek ateş ve öksürük şikâyetinin araştırılması sonucu tanı konmuştur. Hastanın Avrupa teması olduğu tespit edilmiştir. Hasta bir erkektir ve genel durumu iyidir. ‘
Bakan bu açıklamayı yaptığı sırada
[

olan Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı, korona virüsten dolayı dünya ekonomisinde 2020’de yaşanabilecek küçülme konusunda öngörülerini duyurdu. OECD raporuna göre 2019’da yüzde 2,9 büyüyen dünya ekonomisi 2020’de yarım puan hız kaybedecek ve büyümesi yüzde 2,4’e düşecek. Rapora göre gelişmiş ve gelişmekte olan 20 ülkede büyüme hızı yüzde 0,4 puan gerileyecek ve 2020 büyümesi yüzde 2,7’de kalacak. Euro bölgesinde büyüme yüzde 0,8’e düşecek, ABD’de de büyüme yüzde 2’nin altına gerileyecek ama esas hasar çin’de görülecek ve çin ekonomisi 2020’de ancak yüzde 4,9 büyüme gösterecek, 1,2 puan hız kaybına uğrayacak.

OECD raporu Türkiye ekonomisi için ise 2020’de ancak yüzde 2,7 büyüme öngörüyor. Oysa Berat Albayrak’ın başında olduğu Hazine ve Maliye Bakanlığı 2020 için
[

ve 4,4 milyon işsiz ile kapamış Türkiye ekonomisi için oldukça düşük bir performans olur. 2019 yılını zaten yüzde 0,9 gibi çok düşük bir büyüme ile kapamış Türkiye ekonomisinin yeniden toparlanmayı umarken böyle düşük bir büyüme ile yetinmek zorunda kalması, politik olarak da iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yıpranması demek. Ancak, korona virüsün tüm dünyada küçülme, daralma, ekonomik kayıp vadettiği bir yılda bunun istisnası Türkiye olamayacak. Şimdiden başta sivil havacılık ve turizmde önemli iptaller ile sektörel depremler yaşanmaya başladı.
Toplum, tüm dünyada gözlendiği gibi, daha az tüketmeye, daha çok evde vakit geçirmeye, sosyal mekânlarda, kalabalıklarda bulunmamaya dikkat ediyor. Bu da son tahlilde tüketimin azalması demek.

ABD’de FED’in faizleri indirmesinin korona virüsün yol açtığı tahribata pek etkisi olmayacağı konuşulurken aynı önleme Türkiye’de Merkez Bankası’nın niyetlenmesinin de pek işe yaramayacağı söylenebilir. özellikle de yıllık enflasyonun yüzde 12-13 bandında kemikleşme eğilimi gösterdiği ve cari açığın yeniden başını kaldırdığı koşullarda, yeni faiz indirimi gibi önlemlerin işe yarayacağını söylemek kolay değil.

Sektörel olarak ise korona virüs salgını karşısında ne yapılması gerektiği ile ilgili çalışmalar sürüyor. örneğin
[