ERİL YARGI, KATİLLERİ KORUMAYA DEVAM EDİYOR. . . SEVGİ PEKTAŞ’IN KATİLİNİN CEZASIZ KALMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!

330



Sendikamız üyesi Sevgi Pektaş, 28 Haziran 2015 tarihinde boşandığı erkek tarafından, 13 kurşunla vahşice katledilmişti. Müdahil olduğumuz ve yakından takip ettiğimiz davada, kadın dayanışmasıyla sanığın “kasten insan öldürmek” suçundan müebbet hapis cezası almasını sağladık.
Ancak, 5 yıl sonra Yargıtay, sanığın yaptığı itirazı kabul etti ve kadın cinayetlerinin genelinde olduğu gibi, haksız tahrik hükmünün (indiriminin) uygulanması gerektiğini ileri sürerek müebbet hapis cezası kararını bozdu. Dava, 16 Mart 2020 tarihinde saat 10:25’te Adıyaman Adliyesinde yeniden görülmeye başlanacak. Gerekli önlemler alınsaydı Sevgi ve binlerce kadın yaşıyor olacaktı!
Sevgili arkadaşımız Sevgi Pektaş, 28 Haziran 2015 tarihinde boşandığı erkek tarafından 13 kurşunla vahşice katledilmeden yaklaşık 10 gün önce savcılığa can güvenliği olmadığı gerekçesiyle başvuruda bulunmuştu. Ancak korunması için hiçbir adım atılmamıştı. Sevgi 4/C
statüsünde güvencesiz olarak çalıştığı Besni Malmüdürlüğüne de “can güvenliğim yok” diyerek tayin dilekçesi vermişti. Maliye Bakanlığı 4/C’lilerin tayinlerinde yolluk ödenip ödenmeyeceğini araştırdığını bahane ederek, Sevginin tayin talebini aylarca bekletmişti. Güvencesiz çalıştırılmanın en acı biçimine maruz kalan Sevgi’nin tayin talebi, ancak katlinden iki gün sonra kabul edilmişti.
Eğer, İstanbul Sözleşmesi ve bu temelde çıkarlan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin önlenmesine Dair Kanun uygulanmış olsaydı; eğer, “Boşanan kadın emekçilerin tayin ve yer değiştirme talepleri, beyanları esas alınarak, herhangi bir belgeye gerek kalmaksızın ve bekletilmeden yerine getirilmelidir. ” TİS talebimiz uygulanmış olsaydı, Sevgi ve binlerce kadın bugün yaşıyor olacaktı.
Erkek vuruyor yargı koruyor!


Katil, Sevgiyi 1 değil 5 değil tam 13 kurşunla öldürdü. Ve 5 yıl sonra bugün eril yargı, kadın cinayetlerindeki genel tutumunu sergileyerek, kasten ve hunharca işlendiği çok açık olan bu cinayette haksız tahrik hükmünün uygulanmasını istiyor. “…. . maktulün sanığa sataştığı, hakaret edip yüzünü tırmaladığı ve karşılıklı tartışmanın kavgaya dönüşerek, kavga sırasında sanığın tabancasıyla ateş etmek suretiyle öldürdüğü”
gibi bildik bahaneler karşımıza çıkarılıyor. Ve “…. maktulün sanığın evinde yakınlarının yanında hakaret etmesi ve fiili saldırıda bulunması karşısında haksız tahrik hükmünün (indiriminin) uygulanması gerektiği…. ” gerekçesiyle müebbet hapis cezası kararı bozuluyor.
Katil, yalnızca tetiği çeken değil!
Bir yandan; kadına yönelik şiddeti önleyici ve kadınları koruyucu mekanizmaları artırmak için ısrarla adım atmayan aksine bu konudaki en önemli iki yasal araç olan İstanbul Sözleşmesi ve 6284’ü uygulamak yerine kaldırmaya teşebbüs eden; bir yandan da, kadına yönelik şiddeti olağanlaştıran, kadını erkeğin malı gören ve kadın yerine aileyi önceleyen dinci, cinsiyetçi ideolojisini, ataerkil sistemin tüm işleyişini hergün pompalayan; güvencesizlik, savaş,
ekonomik kriz sarmalında kadına yönelik şiddeti sistematik hale getiren AKP hükümetleri, Sevginin ve binlerce kadının katledilmesinden birinci derecede sorumludur.

Kadın katillerini koruyan, iyi hal indirimi uygulayan, cezasız bırakan yargı da bu sistematik kadın katliamının çok önemli bir parçasıdır.
Kadına yönelik şiddetin ve kadın katliamlarının son bulması ve tüm sorumlulardan hesap sormak için kadın mücadelemizi büyüterek sürdürüyoruz, sürdürmekten de asla vazgeçmeyeceğiz.
O gün kadın dayanışmasıyla Sevgi’nin katilinin hakettiği cezayı almasını nasıl sağladıysak, bugün de eril yargının “haksız tahrik indirimi” uygulamasına izin vermeyeceğiz.
KESK’li kadınlar olarak, 16 Mart’ta Adıyaman Adliyesinde olacağız.
Bütün kadınları, kadın dayanışmasını büyütmeye, Sevgi Pektaş için adaleti sağlamaya, 16 Mart saat:10:25’te Adıyaman Adliyesinde olmaya çağırıyoruz.

Erkek Adalet Değil Gerçek Adalet!Yaşasın Kadın Mücadelesi ve Kadın Dayanışması!

MERKEZ YÖNETİM KURULU