DEMOKRASİLERDE HALKIN İRADESİNE SAYGI DUYMAYANLARA YER YOKTUR!

249

Türkiye demokrasi tarihine halkın iradesinin gasp edildiği yeni bir tarih daha eklenmiştir. KHK ile hukuksuzca ihraç edilmesi gerekçe gösterilerek seçilmiş belediye başkanlarına mazbata verilmemesi utancına YSK’nın İstanbul kararı eklenmiştir. 6 Mayıs 2019 tarihli YSK kararıyla ülkemizde demokrasiden geriye kalan son haklardan birine,
seçme ve seçilme hakkına da el uzatılmıştır.
YSK, hukuka ve kendi içtihatlarına göre değil
talimatlara göre karar
vererek tarihe geçmiştir. Rantın ve akıtılan kaynakların kesilerek ekmeğin, ulaşımın, suyun fiyatının düşürülmesinden rahatsız olan çıkar gruplarının baskısıyla hukuk ve demokrasi ayaklar altına alınmıştır.
üyelerinin görev süreleri Anayasa’ya aykırı biçimde uzatılan YSK’nın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal kararı
gayrimeşrudur.
Tüm devlet olanaklarını kullanmalarına rağmen seçimlerde oyların çalındığı, sahte seçmen/kısıtlı seçmenlerin oy kullandığı iddialarını temellendiremeyenlerin imdadına YSK yetişmiştir. YSK, kendi belirlediği sandık kurullarının kanunsuz olduğunu iddia ederek
halkın iradesine karşı büyük bir saygısızlık
yapmıştır.
Bu, sadece İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ve ona oy verenlere yönelik bir saygısızlık değildir. Bu aynı zamanda İstanbul’a ve hatta
82 milyon yurttaşa karşı bir saygısızlıktır.
Aynı seçimde, aynı sandık kurullarıyla, aynı zarftan çıkan üç oyun geçerli, sadece iktidar partisinin kaybettiği oyların geçersiz olduğuna dair karar verenler, “partiye göre hukuk, parti için hukuk” anlayışının egemenliğini ilan etmişlerdir.
YSK halkın iradesine ipotek koymak için, kendi sorumluluğundaki uygulamaların kanunsuz olduğunu gerekçe göstermiştir. Bu açıdan mevcut
YSK kendi meşruiyetini ortadan kaldırmıştır
ve AKP-MHP ittifakının noteri haline dönüşmüştür.
YSK bu kararıyla, sandık kurullarının benzer biçimde teşekkül ettiği 24 Haziran
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de “tam kanunsuzluk” hali doğurmuştur.
Halkın seçme ve seçilme hakkını
cebren ve hile ile
ortadan kaldıracak kadar hukuktan uzaklaşanların demokrasilerde yeri olmayacağı, halka
hesap vermesi
gerektiği açıktır.
Bu ülkede demokrasiyi yeniden kuracak olan ise işçilerin, emekçilerin, halkın birleşik ve örgütlü mücadelesi olacaktır.