İ. SABRİ DURMAZ: FLORMAR’DAN TÜPRAŞ TİS’İNE GELİŞMELERİN GÖSTERDİĞİ (13. 03. 2019)

217

Petrol-İş Sendikasında örgütlü
Flormar
işçilerinin
10 aya yaklaşan direnişleri
geçtiğimiz hafta sona erdi. İşçiler, küçümsenemeyecek kazanımlar elde ettiler. Ama,
“Daha iyisi de olabilir miydi?”
gibi bir tartışma yapılabilirse de burada esas olan bir grup Flormar işçisinin,
300 güne yakın, çok ağır koşullarda direnmesi
ve
direnişi işçilerin isteklerine yakın bir kazanımla sona erdirebilmesidir.
Demek ki
işçiler;
– Kendi aralarında
talepleri etrafında birlik sağlar,
– Direnme
kararlılığı ve cesaretini gösterir,
– Bu birliklerinin arkasına yereldeki
emek güçlerinin
(Elbette ki en geniş emek gücü çevrelerinin de)desteğini koyabilirlerse, önceden pek de umulmayan başarılar kazanabilirler!
Flormar’ın direnişçi işçileri,
işçi sınıfının mücadele tarihinin bu en önemli dersini
herkese yeniden hatırlatmışlardır.
çünkü ülkemiz işçi sınıfına bu
“hatırlatmayı”
yapan, Flormar işçileri, Türkiye işçi sınıfı mücadelesine unutulmayacak bir sayfa da eklemişlerdir.
***
Bu
“kriz ve TİS yılı”nda, henüz yılın başlarındayken önemli bir başarı haberi de
Alpha Plastik işçilerinden
geldi.
Petrol-İş İşyeri Temsilcisi özgür Karateke;
“Yapılamayacağı düşünülen bir sözleşme imzaladık. Bu sözleşme gereği; ücret zammı ilk yıl 1000 TL, ikinci yıl enflasyon artı 1, üçüncü yıl enflasyon artı 4 olacak. Sosyal haklarda da yüzde 20 artış sağlandı. Adana ve Ankara’da 3 olan ikramiye sayısı 4’e yükseldi”
diyerek açıklıyor kazanımlarını. Böyle bir sözleşmeyi başarmalarının gerekçelerine ilişkin de
Karateke,
“Bir arada duruşumuz ve birlikteliği bozmayışımızdır”
diyor.
Karateke işçilere,
Biz talep eder ve arkasında durursak ancak öyle kazanabiliriz
diyerek Flormar işçilerinin mücadelesini kendi deneyimleri açısından ifade ediyor.
***
Bu iki başarılı mücadele yanında; bu
“kriz ve TİS yılı”nda TİS’lerin önceki yıllara göre bile çok zor geçeceğinin ilk belirtileri de ortaya çıkmaya başladı.
Ocak ayında, TüPRAŞ işçilerin örgütlü olduğu
Petrol-İş Sendikası
ile
TüPRAŞ patronu
(Koç Holding) arasında başlayan TİS görüşmeleri, üçüncü oturumdan itibaren
KİPLAS’ın
(Kimya, Petrol ve Lastik İşverenleri Sendikası) oturumlara katılmasıyla
yeni bir safhaya
geçmiş bulunuyor.
Yani patronların
“kalesi”nde artık
patronların iş kolu sendikası
olan KİPLAS var!
Ancak işçiler ve sendikaları, talepleri etrafında birleşip mücadeleye hazır olduktan sonra karşı tarafta kimin oturduğu önemli değil. Nitekim Petrol-İş’in Aliağa Şube Başkanı
Ahmet Oktay, bu konuda
işçilere;
“Onlar bizi tanıyor, biz onları PETKİM sözleşmesinden tanıyoruz. Bu sizi tedirgin etmesin”
diyor.
Ama, elbette patronun kalesine KİPLAS’ın geçmesi demek, TüPRAŞ TİS’inin
beklenenden de sert bir mücadeleye
sahne olacağı demektir.
Ve elbette ki, bu durum sendikaya da;
iş kolu düzeyinde ve ülke düzeyinde emek güçleriyle dayanışma ve mücadele ortaklığı konusunda yeni girişimler yapmayı
da zorunlu kılması demektir.
Bu yüzden de sadece KİPLAS’ı tanımak yetmez, KİPLAS karşısında
Petrol-İş‘in de
iş kolu düzeyindeki güçlerini
ve
imkanlarını, Türk-İş’e bağlı ve bağlı olmayan
bütün sendikal güçleri
ve
emekten yana kamuoyunu

harekete geçirmek için girişimlere başvurmasını gerektirir.
örneğin TüPRAŞ mücadelesinde işçiler ve sendikaları, Flormar işçilerinin direnişleri boyunca izlediği,
talepleri etrafında birleşme, kararlılık ve dayanışabileceği bütün güçlerle dayanışacak bir mücadele çizgisine geçmek
durumundadırlar. Elbette TüPRAŞ’ın
özgünlükleri ve imkanlarıyla birlikte!
Bu durum sadece TüPRAŞ sözleşmesi için değil
tekstil,
cam
ya da mayısta başlayacak olan
metal sözleşmesi
için de, kamudaki
işçi ve kamu emekçisi sözleşmeleri
için de geçerlidir. Unutmayalım; 2019
“kriz ve TİS yılı”dır. Patronlar ve sendikaları,
TİS’leri krizin yükünü işçilere yıkmak için kullanmakta kararlıdırlar.
TüPRAŞ’ta KİPLAS’ın kaleye geçmesi bunun ilk işaretlerinden birisidir.
İşçiler ve sendikaları da buna hazır olmak,
gereğini yapmak
durumundadırlar.
13 MART 2019 – EVRENSEL