BÜLENT FALAKAOĞLU: HESAPTA YÜZDE 20, MUTFAKTA YÜZDE 30 (05. 02. 2019)

201

Yılın ilk enflasyon rakamı açıklandı. Ocak ayında enflasyon bir önceki aya göre yüzde 1. 06 arttı. Yıllık tüketici enflasyonu yüzde 20. 35 oldu. Oysa. . . Yıllık enflasyon son 15 yılın rekor seviyesini ekimde yüzde 25. 24 ile gördükten sonra kasım ve aralık ayında düşüş göstermişti. özellikle gıda fiyatlarındaki artış enflasyonu yeniden tırmandırdı. Enflasyonla mücadele kampanyasına, elektrik ve doğal gaz indirimine rağmen işlerin istenildiği gibi gitmediği Cumhurbaşkanının marketleri şu tehdidi ile açığa çıkmıştı: “çarşı pazarda, marketlerde fiyatlar tırmandırılıyor. Bu tür fiyat artıranları hesaba çekmeniz lazım, bunları silkelemeniz lazım”.
“Bu iş tehditle nereye varır ya da tehdit çözüm olur mu?” sorularının cevabından önce ocak ayında fiyatlarda ne yaşanmış ona bakalım.

CEP DEĞİL CAN YAKIYOR!
Gıda fiyatındaki artış öyle böyle değil!
Gıdadaki yıllık enflasyon yüzde 31’i buldu.
Gıda fiyatı sadece bir ayda yüzde 6. 43 oranında yükseldi.
Bazı sebze ve meyvelerdeki fiyat artışları ise dudak uçuklatan cinsten oldu. İşte birkaç örnek:
çarliston biber
– yüzde 88
Patlıcan
– yüzde 81
Ispanak
– yüzde 67
Domates
– yüzde 39
Havuç
– yüzde 36
Mandalina
– yüzde 22
Patates
– yüzde 18
Kuru soğan
– yüzde 17
Vatandaş sadece ‘Makarna yiyeceğim’ dese dahi rahatlayamaz zira onun da fiyatı bir ayda yüzde 4. 5 arttı.
Gıda dışında ev eşyasını yenileyebilmek de hayal oldu. Ev eşyasındaki fiyat artışları yüzde 29.
çeşitli mal ve hizmetlerde ise yüzde 30’u buldu.
Ulaşım hizmetlerindeki artış
yüzde 23’ü aşıyor.
Devlete işin düşerse resmi evraklarla ilgili hizmetlerdeki fiyat artışı yüzde 23.

Giyecek pahalı, ev eşyası pahalı, seyahat pahalı, devletle iş pahalı. İşin özeti: Vatandaşın enflasyonu yüksek. Üstelik cep değil can yakacak kadar!
İşte bu yüzden vatandaş
indirim kampanyalarına, hükümetin ‘Enflasyonu hallediyoruz’ naralarına iyimser değil. Hükümetin onca propagandasına rağmen en önemli sorun olarak terörü değil hayat pahalılığını vurguluyor.

UCUZLUK NE KADAR RAHATLATTI?
Aylık en fazla düşüş gösteren grup yüzde 7. 95 ile giyim ve ayakkabı oldu.
Mevsimsel indirimlerin etkisi. . .
Kışlıklarda (bot, mont, kazak vs. ) yüzde 10 civarında indirim var. çoğunluk, çoğunu kış öncesi tedarik ettiği için fiyat düşüşü çok da hissedilir olmadı.
Ocak ayında endekste düşüş gösteren bir diğer grup ise yüzde 3. 10 ile konut oldu.
Elektrik, doğal gaz ve su tarifelerindeki indirimler konut giderlerini düşürdü.
Ocak ayında elektrik yüzde 10, doğal gaz yüzde 8, su faturası yüzde 5 daha ucuz geldi. Evet azımsanmayacak oran.
Lakin öncesinde elektrik yüzde 44, doğal gaz yüzde 30 zam gördüğü için indirimlerin etkisi küçük kaldı. Kış aylarındaki yüksek tüketim nedeni ile elektrik ve doğal gaz faturaları yüksek geldi.
Enflasyonda otomotiv konut ve beyaz eşya sektörlerindeki vergi indirimlerinin mart sonuna (31 mart yerel seçimine kadar) kadar uzatılması, fiyatın daha da yukarı gitmesini etkileyen bir faktör.
İlgili vergi indirimlerinin sona ermesiyle enflasyonda sert bir yükseliş bekleniyor.
BASKINLA OLSA SOĞAN 6 LİRA OLMAZDI
Şimdi enflasyonda iki suçlu gösteriliyor: Olumsuz hava şartları ve ‘fırsatçılar’.
Seracılık faaliyetlerinin yoğun yapıldığı Antalya başta olmak üzere bir çok ilde görülen olumsuz hava şartlarının etkisi elbette var.
Fakat gıdadaki fiyat artışları tek başına bununla açıklanabilir mi?
Hale gelen ürün oranında ciddi düşüş olmasına ne demeli?
Düşüşün bir nedeni hava şartları ise diğer nedeni artan maliyetler nedeniyle çiftçilerin üretimden vazgeçmesidir.
Mazot, gübre, ilaç ateş pahası. Üreticinin ürününün fiyatları maliyeti karşılamaktan uzak. Bu şartlarda üretimden vazgeçilmesi kaçınılmaz.
üstelik bu yıl verim de düşük. Mazot, gübre, ilaç hepsi dışa bağımlı. Kurlar yükselince çiftçi çareyi daha az ilaç atmakta, daha az gübre kullanmakta buldu ve verim düştü.
Sorumlusu çiftçi mi olumsuz hava şartları mı?
Fırsatçılara
gelince. . .
Cumhurbaşkanı aracıları ve marketleri hedef gösterdi.
Ticaret Bakanlığı, sebze ve meyvede aşırı fiyat oluşumlarına karşı 81 valilik kanalıyla ticaret il müdürlüklerine talimat göndererek denetimlerin kapsamını genişletti.
Baskınla olsaydı soğan fiyatları düşerdi.
Daha iki ay önce 30-40 tonluk soğan depoları basıldı. Depolarda soğan bitince fiyatların ne olacağıyla hiç ilgilenilmedi.
O zaman 4 lira olan soğan şimdi 5-6 lira.
Başkan Erdoğan’ın süpermarketleri fahiş kâr etmekle suçlaması sonrasında bazı marketler, biber ve patlıcan gibi ürünleri bir süreliğine satmama kararı aldı.
Antalya Yaş Meyve ve Sebze Komisyoncuları Derneği Başkanı Nevzat Akcan ise
“Baskıyla yüzde 10 düşürdük” itirafı yapıp sordu: Peki üreticiyi ne yapacağız?
üretim artışı yok. Maliyetler düşmedi. Vergiler yüksek. Nakliye pahalı. Bu şartlarda ucuzluk ne kadar olabilir ki?
Zorla fiyat düşürmenin faturası çiftçiye çıkar. Soğanda olduğu gibi bir müddet küçük düşüş olur sonrasında gümrükler sıfırlanır, ülke üreticisi ithalat altında ezilir.
Sonuç: Seçimi değil, vatandaşı, çiftçiyi düşünen bir anlayış şart!
İLAç BULMAK DA ZOR ALMAK DA. . .
“2018 Ocak’ta yüzde 2. 42 artan sağlık ürünleri enflasyonu 2019 Ocak’ta yüzde 3. 56 artış yaşadı. öne çıkan unsuru ilaçlar. Son dört yılın Ocak ayında ortalama yüzde 5 düşen ilaç fiyatları bu yıl yüzde 19 artış yaşadı ve ortalama fiyat 14. 1 liraya yükseldi.
İstanbul Eczacı Odası Başkanı Cenap Sarıalioğlu, “Bugün maalesef yaklaşık 500 kalem ilaç piyasada yok” cümlesiyle fiyat artış verileri birleştirildiğinde ilaç bulmanın
da almanın da hiç kolay olmadığı ortaya çıkıyor.
KöPRüLER UçTU!2019 Ocak’ta fiyat en çok artan ürün yüzde 121 ile köprü geçiş ücretleri oldu. Ocak 2016’da yüzde 40, 2017’de yüzde 47, 2018’de yüzde25 artan geçiş 2019’da yüzde 121 ile rekor kırdı.
Ulaşımın bu kadar artış gösterdiği bir ortamda nakliyelerin enflasyonu tetiklediği çok.
öyleyse soru şu: Bu fahiş zamları fırsatçılar mı yaptı.
Hükümetin zarar yazan, cep yakan, enflasyonu tırmandıran
mega projeleri karşısında diller sus pus!
5 ŞUBAT 2019 – EVRENSEL