ERGİN YILDIZOĞLU: ‘ULUSAL ÇIKAR’ DİYE BAŞLAYIP. . . (04. 02. 2019)

205

Ulusalcı, Kemalist entelijansiya arasında son dönemde yaygın bir saptama var: “Ulusal çıkar söz konusuysa. . . “
diyerek başlıyor, ““Milli duruşa ihtiyaç var”
gibi ifadelerle siyasal İslamın AKP yönetimiyle birlik olmaya doğru gidiyor.

İyi de
“ulus”
bir çuval patates değil. İçinde kapitalisti var, emekçisi var; zengini var, yoksulu var. Ayrıca herkes Türk ve Sünni de değil! Hangisinin çıkarından söz ediyorsunuz? Ayrıca, son yıllarda
“ulus”a neler olduğunun, vatandaşlarının geleceğine nasıl ipotek konulduğunun fakında mısınız? Bu ulusu oluşturan vatandaşlar Aydınlanma geleneğinden hızla koparılarak, bir “yeni ortaçağa”, modernite, hatta Rönesans öncesinin
karanlığına
sürükleniyorlar, giderek
eşitlik, demokrasi, özgürlük
ideallerini
kaybederek, bir ümmet olmaya doğru yeniden şekillendiriliyorlar. Farkında değil misiniz? Yoksa siz Aydınlanma geleneğine ait değil misiniz?
Tahsil ve dindarlık
Siyasal İslamın içinde egemen bir anlayış var. önemli AKP’lilerden birçok kişi, birçok kez, bu
cahilliği yücelten
anlayışı dile getirdi. En son, Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan adayı
özhaseki
şöyle diyordu:
“Devlete hainlik edenlerin çoğuna bakın. .
bu devletin, bu milletin aleyhine çalı
şaninsanlara bakın, çoğu üniversite mezunudur.
Allah’a hamdolsun, imam hatip
gençli
ği gayet güzel okuyor, devleti ile
de asla bir problemi yok. “

Diyanet’in yayımladığı bir kitabın yazarı da aynı kanıda.
Eğitim düzeyi artan bireyler
arasında dine mesafeli durma eğilimi
artıyormuş. Yüksek eğitimli insanların arasında ateistlik eğilimi oranları fazlaymış. Yazar, “Bu durum genel anlamda modernite
ve sekülerizmin geleneği sorgulayıcı,
hatta dışlayıcı tutumunun yansıması
olarak kabul edilebilir” diyor.
Siyasetin,
adalete
ilişkin sorunlardan,
devleti yönetenlere
ilişkin hoşnutsuzluktan, değişiklik yaratma arzusundan kaynaklandığını anımsayınca,
eğitimle/moderniteyle
dindarlık arasında kurulan
ters orantılı
ilişkinin, aslında ya
siyaset
veya biat ikilemine
karşılık geldiğini kolaylıkla görebiliriz. AKP ve siyasal İslam, devlet politikalarını sorgulamayan, adalet – özgürlük konularıyla ilgilenmeyen, eğitim düzeyi düşük gençler istiyor; cehaleti yüceltiyor, vatandaşlardan oluşan bir ulus değil, kullardan oluşan bir ümmet istiyor.

Milli Savunma, Milli Eğitim bakanlıkları yapmış
İsmet Yılmaz‘ın
AKP adayınaverilecek oyların “ruz-i mahşerde (kıyamet
günü) berat belgesi (adeta birendüljans-E. Y. ) olacağına”
ilişkin sözleri de bu isteğin siyasi özünü ortaya koyuyor. Eğitimli insana
“endüljans”
satamazsınız!
Vatandaşların ulusu –
kulların ümmeti. . .

Bu anlayış, son 5 yılda imam hatip lise ve ortaokullarında okuyan öğrenci sayısını 5 misli artırarak 2018 yılında 1. 155. 932’ye ulaştırıyor; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesini yüzde 56 oranında keserken, Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesini yüzde 34 artırıyor, bu yıl 9 bin 500 yeni personel almayı planlıyor.

Kadir Has üniversitesi’nin yıllık
“eğilimler
araştırması”
da bu gelişmelerin sonuçlarını yansıtıyor: Ulusun gündeminde
özgürlük
gibi bir sorun yok:
hak ve özgürlükler,
yüzde 3 ile en önemli sorunlar listesinin sonunda yer alıyor. Ulusun yüzde 60’tan fazlası yargının siyasallaşmadığını düşünüyor. Bu oran 2015’te yüzde 30’lardaymış.
Aklıma “Bilgelerin bilgisini, filozofların
içi boş mantığını yok edeceğim” diyen
Aziz Paul; Romalı, ateist, atomist (şeyler sonsuz sayıda küçük parçacıklardan oluşur) şair
Lükretius‘un
De Rerum Natura
(Şeylerin Doğası) şiirinin etkisinde kaldığını fark edince paniğe kapılıp tövbe etmeye başlayan
Aziz Jerome;
içtihat kapılarını
kapatan
Gazali
geliyor.
Ortaçağ karanlığıderken abartmıyorum: Bilime, felsefeye düşmanlık işte böylece yerleşerek insanlığın aklını kararttı.
İnsanlık bu cahilliği
De Rarum
Natura‘yı yeniden okuduğunda (Shakespeare,Galileo, Kepler, Bacon, Machiavelli,
Newton, Spinoza, Darwin, Einsteinokumuşlar), felsefeyi ve bilimi yeniden keşfetmeye başladığında,
“ulus”
dediğimiz şey de Rönesans, Aydınlanma ve modernite süreçlerinde şekillendi.

Söze,
“ulusal çıkar”
diye başlayıp, sonra
“ulusu”
yok etmeye başlayanların yanında yer almayı önermek gerçekten ibret verici. . .
4 ŞUBAT 2019 – CUMHURİYET