ŞENAL SARIHAN: BİZ KADINLAR OHAL’DE BU HALDEYDİK (09. 03. 2018)

226

CHP Milletvekili Şenal Sarıhan AKP’nin 6 kez uzattığı OHAl süresince kadınların yaşadıklarını raporlaştırdı



Biz kadınlar OHAL’de bu haldeydik
15 Temmuz darbe girişiminin ardından AKP’nin 6 kez uzatarak olağan bir rejim haline getirdiği OHAL süresince her türlü muhalefet zapt-u rapt altına alınmaya çalışırken en çok zararı görenler yine biz kadınlar olduk;
İşimizden edildik, saçlarımızdan sürüklenerek gözaltına alındık, bebeğimizle demir parmaklıklar ardına girdik, tutuklandık, giydiğimiz kıyafetten dolayı aşağılandık, taciz edildik, tecavüze uğradık, öldürüldük…
Türkiye’de kadın olmanın ne menem bir hal olduğunu iliğimize kadar hissettik ama yılmadık. Yılmayacağız. Eşit, özgür, barış içinde yaşayan bir toplum yaratana kadar yılmayacağız…
Tüm bu olanlara inat “herkesin içinde kahkaha atmaya devam eden” tüm kızkardeşlerimin 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyorum.
OHAL sürecinde ortaya çıkan fotoğraflar AKP’nin kadına bakışını da özetliyordu. İşte onlardan bazıları;
Kadınlara “özgürlük- eşitlik- barış”
dayağı
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü eylemlerinde
“fıtrata ters” olan eşitliği talep eden kadınlar saçlarından sürüklenerek gözaltına alındı. Bu ve benzeri fotoğraflar OHAL süresince pek çok karşımıza çıktı.
“Eve kapatamıyorsak o halde ablukaya alırız!”

AKP’nin kadını bakışını gösteren fotoğraflardan biri hiç kuşkusuz, elinde okuduğu kitabıyla yaklaşık 10 aydır başkentin orta yerinde
gözaltına alınan İnsan Hakları Anıtı oldu.
Cennet bazı annelerin ayakları altında değildi, bazı anneler ayaklar altındaydı!



İşini geri isteyen oğluna destek olmak isteyen bir anne Kezban Saçılık polislerin ayaklarının altında sürüklenerek gözaltına alındı.
Ataerkil zihniyetin fiili politikayı belirlediği bir dönemde, kadın için en makbul mertebe sayılan “annelik”in kutsiyeti bazı “anne”ler için geçerli değildi.
OHAL’de günde ortalama 5 kadın öldürüldü

5 Aralık 2017 yaşananlar aslında AKP’nin izlediği politikalarla meşrulaştırdığı erkek terörünün boyutunu gösteriyordu. Kadın Hakları Günü’nde
3 kadın cinayeti kayıtlara geçti. Bunlardan biri Tekirdağ’da yaşayan 19 yaşındaki Ayşe öztürk idi. İşe giderken başından vurularak öldürülen Ayşe, olağanüstü güvenlik önlemlerinin olduğu OHAL döneminde günde ortalama 3 olan kadın cinayeti 5’e yükseldi ve OHAL’de
en az 624 kadın öldürüldü.
Ataerkil zihniyetin tahrik olması engellenemedi!


Hemşire Ayşegül Terzi nöbetten çıkıp evine giderken otobüste şort giydiği gerekçesiyle Abdullah çakıroğlu isimli bir erkeğin saldırısına uğradı. Defalarca gözaltına alınıp bırakılan çakıroğlu, kamuoyu baskısı nedeniyle tutuklanmak zorunda kaldı. İktidarın yarattığı iklimin argümanlarını içselleştiren saldırgan çakıroğlu, gelenek görenekleri öne sürerek “Oruçluydum. Tahrik oldum” diyordu.
Tıpkı kot pantolondan, kahkahadan, çıplak koldan, saçtan,
ketçapla asansörde, yoğun bakımda tahrik olan hemcinsleri gibi… Ayşegül Terzi, OHAL döneminde 451 kadından biri.
Tüm bunlar yaşanırken AKP, yaşta evliliklerin önünü açacağı için oldukça tepki toplayan müftülüklere nikah kıyma yetkisi veren tasarıyı yasallaştırdı. öte yandan bugünlerde, kamuoyunda “tecavüz yasası” olarak bilinen ve 12 yaş üstü çocukların evlendirilmesinin önünü açacağı için kadın ve insan hakkı örgütlerinin mücadelesi ile geri çekilen yasa tasarısı, bu kez farklı bir formülle Meclis gündeminde. çocuğun cinsel istismarına yönelik
cezaları düzenleyen tasarıda yine 12 yaş üstünün çocuk sayılmadığı görülüyor.
“Benim başörtülü bacıma” neler yaptılar!: Doğumhaneden nezarethaneye


Darbe Girişimi’nden sonra kadınlar için artık vaka-ı adiyeden
sayılan bir uygulama da, doğumhaneden nezarethaneye uzanan yol oldu.
FETö soruşturması kapsamında onlarca kadın doğum yapar yapmaz gözaltına alındı.
üçüncü çocuğunu doğurmaya hazırlanan Yasemin özkul isimli kadın,
Bahçelievler Hizmet Hastanesi’nde ameliyata alındığı sırada hastaneye gelen polislerce gözaltına alınmak istendi. Başörtülü kadınların nezarethanede yaşadıkları ise
inançlar üzerinden siyaset yapanların samimiyetinin ne olduğunu
gösterir nitelikteydi. Kadınların gözaltında kaldıkları süre boyunca
başörtülerini “güvenlik gerekçesiyle” takmaları yasak.
Parmaklıklar ardında anne olmak


OHAL sürecinde tutuklu kadın sayısı 3 kat arttı. 668 kadın ise çocuklarıyla birlikte parmaklıklar ardında.
5275 nolu Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a göre, hamile ya da 6 aydan küçük bebeği olan hükümlü kadınların tutuklulukları ertelenmek zorunda iken OHAL sürecinde anneleriyle birlikte cezaevine anneleriyle birlikte girmek zorunda kalan bebek sayısı ciddi oranda arttı ve 149’a ulaştı.
Kadına dair her şeye OHAL yasağı


Toplumsal cinsiyet ve şiddet konusunda farkındalık çalışmaları yapan, kadınlara hukuki destek veren 11 kadın derneği OHAL ile birlikte kapatıldı. Belediyelere atanan kayyumların ilk işlerinden biri yine kadın birimlerini kapatmak ve çalışan kadınları eve mahkum etmek oldu.
5 kadın milletvekili, 35 kadın belediye eşbaşkanı ve 16 kadın gazeteci tutuklandı. Kadın haklarıyla ilgili Ekmek ve Gül ve Mor Bülten gibi TV programları yayından kaldırıldı.
Bir tek gülüşünü alamadılar!


İşini geri isteyen binlerce kadından biri Nuriye Gülmen 444 gün direndi, defalarca darp edilerek gözaltına alındı, tutuklandı, 324 gün aç kaldı, 59 kilodan 33 kiloya düştü. Nuriye,
OHAL KHK’larıyla ihraç edilen 1409 kadın akademisyenden,
21 bin 409 kadından biri.
İktidarın izlediği politikalar ile OHAL’in birinci yılında
kadın
işsizliği vahim boyutllara ulaştı. 2016 yılında kadın işsizlerin sayısı 1 milyon 550 bine ulaşıp 331 bin arttı. İşsizlerin yüzde 44’ünü kadınlar oluşturdu. OHAL’in ilanından bir yıl sonra ise kadın işsizliği son 7 yılın en yüksek rakamlarına ulaştı.
9 MART 2018 – sendika.org