MUSTAFA SÖNMEZ: YÜKSEK ENFLASYON ÇEMBERİ DARALTIYOR (05. 09. 2018)

200

Ağustos ayının artışları ile birlikte belirginlik kazanan ve gelecek için de endişeli beklentilere yol açan
[
yok. Hatta çoğu ülkede çift haneli enflasyon bile yok.
önümüzdeki aylarda artışların hız kesmesi beklenmiyor, yılın en az yüzde 20’yi bulan bir tüketici enflasyonu ile biteceği tahmin ediliyor. Enflasyonun bu boyutlara ulaşmasında etkili olan nedenlerin yapısal özelliği, bu sorunun aşılmasının daha uzun vadeli ve etkili teşhis, tedaviler gerektirdiğine de işaret ediyor.
Türkiye’de enflasyonu yüzde 20 gibi ürpertici bir basamağa doğru iten ana etkenlerden biri tarım-gıda, öteki döviz fiyatlarındaki artışla ilgili.
Türkiye kendine yeten bir tarım sektörüne sahipken izlenen yanlış politikalar ve tarımın ihmali ile yılda 9 milyar dolar ithalat yapar duruma düştü. Türkiye’de gıda arzı eksikliği enflasyonun en önemli nedenlerinden biri. Yaklaşık 81 milyon nüfusunun beslenme ihtiyaçlarını karşılayacak kadar tarımsal ürün ve gıda üretemeyen Türkiye, bu ürünlerin de ithalatçısı durumuna geldi. Arz eksikliği fiyatları yukarı çekiyor. örneğin taze sebze ve meyve fiyatlarındaki yıllık artış
[

buldu. Bu ürünlerin ağırlıkla ithal girdi-parça kullanılarak üretildiği anımsandığında döviz fiyatlarındaki olağanüstü artışlar bu ürünlerin üretiminde yüksek maliyet artışlarına yol açtı. Dolayısıyla bu ürünlerdeki fiyat artışları doğrudan dövizdeki artışla ilgili. Nitekim
[

tırmandı. Bunun da ağırlıkla ithal enerji ve ithal girdi kullanan sanayinin karşı karşıya kaldığı yüksek döviz artışları ile ilgili olduğu açık. İthal girdi fiyatındaki artışlar maliyetleri, dolayısıyla sanayicinin fiyatlarını artırıyor, tüketiciye mal ulaştıran perakendeci de bu fiyatları yansıtabildiği kadar yansıtmak durumunda kalıyor. Bu durumun önümüzdeki aylarda da sürmesi bekleniyor. çünkü tüketici fiyatları ile üretici fiyatları arasındaki makas 14 puana kadar çıkmış durumda. Bu, talep olması halinde tüketiciye yansıtılması muhtemel bir zam yığınağı anlamına geliyor.
önümüzdeki aylarda fiyatlarda bir yavaşlama beklenmediğinin ipucunu ise yine
[
ertesi gün 6,75 TL’ye kadar çıktı.
Yüksek enflasyonun öncelikle gelir dağılımını daha da bozduğu malum. Gelirlerini enflasyon oranında artıramayan ve sayıları 19 milyonu bulan özel kesim ücretlilerinin, kamu çalışanlarının sert bir reel gelir gerilemesi yaşadığı açık. Aynı şey sayıları 10 milyonun üstündeki emekliler için de geçerli. Onlar da enflasyon oranın altında bir maaş artışının gerisinde kalarak göreli yoksulluk yaşıyorlar.
Yüksek enflasyonun altında seyreden TL faizlerinin, irili ufaklı birikimleri daha çok dövize yöneltmesine ise hiç şaşmamalı. Her ne kadar rejimi yönetenler bunu anlamazlıktan gelse de artan döviz fiyatları yüksek enflasyonu, yüksek enflasyon da tasarrufların dövize sığınmasını getiriyor. Rejim ise TL’yi cazip kılabilecek faiz artışlarından kaçınıyor, dövizlerin yükselişini beyhude sözlü müdahalelerle önlemeye çabalıyor.
Nitekim ağustos enflasyonunun açıklandığı gün yeni bir döviz şoku yaşanıp yaşanmayacağı konuşulurken Merkez Bankası sahneye çıkarak
[

bulan, durmayan değer kaybı. Kanamanın durması TL’ye cazibe kazandırmaktan geçiyor. Bu da faiz artışı demek ama başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan faiz artışından hoşlanmıyor ve bunun, ekonomiyi sert bir durgunluğa götüreceğini düşünüyor. Mart 2019’da yerel seçimlere giderken durgunluk değil büyüme isteniyor.
Ne var ki durgunluk, hatta küçülme bu şartlarda kendiliğinden geliyor. Yüksek enflasyon ile baş edemeyen gelirlerle iç tüketim daralıyor, yatırım niyetleri askıya alınıyor, yükselen döviz fiyatları ile firmaların öz kaynakları eriyor, kredilerde geri dönüş zayıflıyor, bankalar firmaları sıkıştırıyor. Bütün bunlar kapasite düşüşleri, firma kapanışları ve beraberinde küçülmeye gidiş demek. Nitekim 4 Eylül’de uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu
[

ya da ayda neredeyse 20 milyar dolarlık dış kaynak bulma mecburiyetindeki Türkiye ekonomisi için Fitch ve benzeri kuruluşların bu tür raporları, kaynak bulma imkânlarının zorlaştığını, bulunsa bile bunun bedelinin oldukça ağırlaştığını ifade ediyor. çember daraldıkça rota IMF adresine doğru evriliyor. Ama rejimin bunu kabullenip kabullenmeyeceği ya da ne zaman kabulleneceği bilinmiyor.
[rn]5 EYLüL 2018 – AL MONİTOR