ÜMİT AKÇAY: 10 SORUDA 2018 EKONOMİK KRİZİ (05. 06. 2018)

214

Türkiye hızla bir ekonomik daralmaya doğru ilerlerken en büyük risklerden biri de daralmanın yüksek enflasyon ortamında gerçekleşme ihtimalinin yükselmesi, yani stagflasyon riski. Peki bu noktaya nasıl geldik? İşte 10 maddede 2018 krizi. . .
Türkiye ekonomisi hızla bir ekonomik daralmaya doğru ilerliyor. Resesyonun ne kadar sert olacağı ve ne kadar uzun süreceği henüz netleşmiş değil. Durumu daha da zorlaştıran, daralmanın yüksek enflasyon ortamında gerçekleşme ihtimalinin yükselmesi, yani stagflasyon riski. Bu yazıda ekonomik darboğazı yaratan somut işleyiş mekanizmalarını, son dönemdeki ekonomik ve siyasal gündem ile birleştiren bir değerlendirme yapacağım.
1- 2018, BİR KRİZ YILI OLABİLİR Mİ?
Evet. özellikle üçüncü çeyrekten itibaren ekonomik daralmanın görülmesi olasılığı giderek artıyor. örneğin son yayımlanan Mayıs ayına ait PMI (imalat sanayi satın alma yöneticisi endeksi) verilerinde imalat sanayinin hızla daraldığı
[
tarafından şekillendiriliyor. Ana akım yaklaşımlarda bu açmaz, finansal istikrar ile fiyat istikrarı arasındaki gerilim olarak da adlandırılıyor. Bunun temel nedeni, nominal faizlerin düşüş eğiliminde olmasına rağmen TL’nin değerli kalabildiği 2002-2013 arası küresel konjonktürün sona eriyor olması. 2013 sonrasında Türkiye ekonomisi üç kere stagflasyonist bir krizin eşiğine geldi, ikisinde aşabildi, şimdi üçüncüye doğru ilerliyoruz.
3 – DöVİZ KRİZİ Mİ?
2013’ten beri, ekonomi yönetiminin ekonomik büyümeye zarar vereceği gerekçesiyle faiz artışı yapmakta ayak sürümesi, ironik bir şekilde, 2014, 2017 ve 2018’de üç defa yüklü miktarda faiz artışı yapılması ile sonuçlandı. Bunun nedeni, faiz artışının gecikmesi ile ülkenin döviz krizinin eşiğine gelmesi idi. Bir döviz krizinin somut mekanizması ise özel sektörün döviz borcunu çevirmede karşılaştığı sorunlar ve bunun bankacılık sistemine yansıması şeklinde işliyor.
Yani döviz krizi aynı zamanda bir bankacılık krizi anlamına geliyor. Hatırlatmak gerekirse, firmaların döviz borçları hükümet tarafından 2008 krizinin etkilerini azaltmak ve büyümeyi desteklemek için özel sektörün döviz biçiminde borçlanmasına olanak veren düzenlemeyi hayata geçirmesinden sonra hızla arttı.
Böyle bir sorun varken, TL’nin hızlı ve büyük oranlı değersizleşmesine izin vermek, döviz borçlusu firmaların batmasını göze almak anlamına geliyordu. Bunun bankacılık sisteminin üzerinde oluşturduğu baskının yanında ekonomiye maliyeti, enflasyon artışı ve cari açıktaki tırmanma olarak görüldü. Döviz borcu olan firmaların batmasının önüne geçmek için yapılan faiz artışı ise, genel olarak ekonomik yavaşlamanın yaşanmasını hızlandıracaktır. Bir başka ifadeyle zaten yavaşlayan bir ekonomide yapılan sert faiz artışının etkisi, yavaşlamanın hızını artırıcı olacaktır.
4 – KRİZ NASIL GELİŞEBİLİR?
Türkiye ekonomisi 15-31 Mayıs 2018 arasında bir döviz krizinin eşiğinden döndü. Ancak bu, firmaların zora düşmesini engelleyemedi. 2018’deki kriz dinamikleri açısından daha kritik olan konu, döviz şoku nedeniyle sallantıda olan firmaların bankacılık sisteminin üzerine yıkılmaları riskidir. Ülker ve Doğuş gibi dev grupların banka borçlarının yeniden yapılandırılması ile başlayan bu süreç, geldiğimiz noktada
[Fitch’in
25 Türk bankasını “negatif izlemeye” almasında yukarıda açıkladığım “döviz krizi” senaryonun gerçekleşmesi riski büyük rol oynamıştır. Her ne kadar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, “Bankalarımız konjonktürel dalgalanmaya karşı kendini koruyacak yapıdadır” şeklinde
[
ve
[

. Ekonomik durgunluk ortamında yüksek enflasyonun yaşanması riski artmaktadır.
6 – BURAYA NASIL GELDİK?
2013 yılının Mayıs ayında, dönemin FED başkanı Ben Bernanke’nin ABD merkez bankasının “miktarsal kolaylaştırma” (quantitative easing) uygulamasını yakında sonlandıracağı ve faizlerin aşamalı olarak arttırılacağı açıklaması, esasında 2002-2013 arasında AKP’nin uyguladığı
[

ile çekirgenin ikinci sıçrayışı gerçekleşti.
7 – MADEM KRİZ GELİYOR NEDEN SEçİMLERİ ERKENE ALDILAR?
Mehmet Şimşek’in deyimiyle “fırtınada çatı onarmamak için”. Bildiğiniz gibi Şimşek, geçtiğimiz Mart ayında, henüz erken seçim gündemi ortada yokken “çatıyı güneşli havada onarmak gerek” şeklinde bir
[

. Kriz yönetiminin krizini niteleyen
[

idi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ekonomi heyetinin Londra’ya yaptıkları ziyaretin tam bir bozgun ile sonuçlanmasının ardından gerçekleştirilen
[