ABDULLAH AYSU: MANZARA MİNZORA (02. 12. 2017)

200

Manzara minzora meseleleri çok önemli. Manzara vardır iç açar, manzara vardır iç burkar. Yani her manzara eşittir (=) güzel demek değildir.
üstelik güzellik görecelidir; kişiye, durduğun yere ve zamana göre de değişir.
Yönetenler her gün ekranlarda, ne kadar iyi, ne kadar başarılı işler yaptıklarını anlatırlar. Ekranların büyüklere masallar bölümünün bir bölüm müdavimleri vardır, yönetenleri sektirmeden izlerler. Onlar izlediklerini bir başkasına anlatarak, yaşına başına bakmadan masalcı dede kesilirler. Onların çizdiği manzara başka, yaşanılan, yaşatılanlar başkadır. Olsun, aldırmazlar, çünkü çoğu farkında değildir, olup bitenlerin. Yönetenlere methiyeler dizmeye devam ederler.
Onlara güzel görünenler bizlere neden güzel görünmez ki acaba? “Güzel görmeme körlüğü mü (hastalığı mı)” var acep bizde?
Bunu sizlerle konuşarak test etmek istiyorum bu hafta.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TüRK-İŞ) hesaplamış, açıklıyor: “4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 5 bin 30 lira” diyor. Yine dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1. 567 liraymış Türk-İş’e göre. Yoksulluk sınırı ne yana, asgari ücret ne yana düşer usta?
Yıllar önce ekonomi “tıkırındayken”, yani kişi başına yıllık gelir 10 bin dolarlar civarında telaffuz edilirken, çiftçilerin yıllık kişi başı geliri 3000 dolar çeperinde yazılıyor, söyleniyordu. Şimdilerde daha az, ama hâlâ öyle varsaysak bile çiftçinin yıllık kazancı 12 bin lira o günlere göre. Bunu on iki aya bölersek ayda 1000 (bin) lira eder. Bu durumda çiftçi ne yoksul, ne de aç. çünkü aylık yoksulluk sınırı 5 bin 30 lira, buna göre yoksul kategorisine çiftçi giremez. Açlık sınırı ise 1. 567 lira, bu rakamlara göre çiftçi, açlar sınıfında da kendine yer bul(a)maz. Peki çiftçi nedir, hangi sınıftandır? çiftçi, yoksulluğa terfi edemediği gibi aç’ın da aç’ıdır. Yani sınıflamada yer al(a)mayandır çiftçi. Ama Türkiye’de Hindistan’daki kast sistemi olsaydı, tartışmasız en alt kast sisteminin mensubu olurlardı, yerleri konumları belli olurdu.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) açıklıyor: “Devlet bir kişiye iş yaratmak için SGK’ya 238 bin lira ödemiş. ” Bunun anlamı şu; bir kişiye istihdam yaratmak için devletin bütçeden 238 bin lira ayırması lazım. Sormaya kalksak, “devlette böyle bir kaynak yok” denir. Kaynaklar başka oluklara aktarılmış çünkü.
Dolar bu günlerde 4000 mertebesine çıktı. İnmemekte de kararlı. Eee ilaç, gübre, mazot da dolara endeksli. Ne olacak bu memleketin hali demeden önce, ne olacak bu üreten çiftçi ile tüketen ahalinin, yani minzoranın pür melali demek gerekiyor.
Son dört ayda yem fiyatları arttı. Artış, yüzde yüze merdiven dayadı. Süt fiyatı yerinde sayıyor. Et fiyatı ithalat kırbacının mezalimi altında inim inim inliyor. Bu durumda hayvan yetiştiricileri kelimeyi şehadet getirme fırsatı bulamadan mefta olacak gibi. İthalat ne yana, üretim ne yana düşer usta?
Evet bir yazının daha sonuna geldik. Manzara şarka, minzora Şam’a bakıyor! Diyeceksiniz ki, koyun can derdinde, kasap et derdindeyken bütün bunları bizimle niye konuşuyorsun? El cevap: Tarihe not düşmek için!
Muradım tarihe notu bu kez birlikte düşmek. Sahi sizin oralarda manzara minzora nasıl?
Size soruyorum minzoralar, manzara nasıl?
2 ARALIK 2017 – öZGüRLüKçü DEMOKRASİ