NURİYE GÜLMEN VE SEMİH ÖZAKÇA’NIN AVUKATLARININ TUTUKLANMASINI ŞİDDETLE KINIYORUZ!

227



Halkın özgürlük alanını gittikçe daraltan, haklarını yok sayan AKP iktidarı tüm ülkeyi açık cezaevine dönüştürme yolunda ciddi adımlar atmaya devam etmektedir. Gittikçe daha da belirginleşen bu karanlık tablo içinde toplumun tüm muhalif kesimlerini hedef alan baskılara her gün bir yenisi eklenmektedir. Son olarak KHK’lerle ihraç edilen ve işlerine iade talebiyle başlattıkları açlık grevinin 75. gününde gözaltına alınarak tutuklanan Nuriye Gülmen ve Semih özakça’nın savunma hakkı hedef alınmıştır. Gülmen ve özakça’nın 14 Eylül’de görülecek ilk duruşmasına 2 gün kala yapılan operasyon sonucu gözaltına alınan 16 avukattan 14’ü dün tutuklanmıştır.
Buna göre; 10 gündür gözaltında olan ve
dün öğlenden sonra sorgu işlemini tamamlanan avukatlardan; Didem Baydar, Şükriye Erden, Ayşegül çağatay, Ebru Timtik, Aytaç ünsal, Zehra özdemir, Yağmur Ereren, Engin Gökoğlu, Süleyman Gökten, Aycan çiçek, Naciye Demir, Behiç Aşçı, Barkın Timtik ve özgür Yılmaz tutuklanmış,
Ahmet Mandacı ve Ezgi Gökten ise
serbest bırakılmıştır.
Gülmen ve özakça’nın avukatları müvekkillerinin savcılık ve mahkeme aşamalarında müdafi olarak bulunmaya çalışmış,
ifadesi alınan müvekkillerinin adliyeye sevk edilinceye kadar keyfi biçimde gözaltında tutulmasının kanunsuz olduğuna dikkat çekmişlerdir. Müvekkilin hakkını, hukukunu korumaya yönelik bu temel avukatlık faaliyetleri tutuklanma gerekçesi olarak sunulmuştur.
Bu durum bile tek başına ülkedeki anti demokratik faşizan rejime karşı çıkan herkesin savunma hakkına karşı tahammülsüzlüğü hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak açıklıkta ortaya koymaktadır.
öte yandan Gülmen ve özakça’nın avukatlarının, ‘Sur, Cizre, Silvan, Reyhanlı, Soma, Ermenek gibi bölgelerde yaşanan doğal afet, iş kazaları gibi ülke gündemine giren olaylarla ilgili heyet oluşturması, basın açıklaması yapılması
faaliyetlerinin ‘suç’ olarak gösterilmesi, tutuklanma gerekçesi olarak sunulması yargının siyasi iktidarın adeta sopası haline getirildiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Kısacası siyasi iktidar demokrasinin, adaletin, hukukun, emeğin haklarının ayaklar atlına alındığı faşizan rejime karşı çıkan herkesi gözaltı ve tutuklamaların hedefi haline getirmekle yetinmemekte,
savunma hakkını da ortadan kaldırmaktadır. Avukatların dahi hukuki güvencesinin olmadığı bir ülkede, vatandaşların hak ve özgürlüklerinden bahsedilemeyeceği açıktır.
Dört binden fazla üyesi KHK’lerle hukuksuz bir şekilde ihraç edilen, onlarca yöneticisi ve üyesi demir parmaklıklar ardına konularak emek ve demokrasi mücadelesi baskılanmaya çalışılan bir konfederasyon olarak, AKP iktidarının artık rutin hale gelen, ancak faşizmin egemen olduğu ülkelerde yaşananlarla kıyaslanabilecek, baskı ve şiddet politikalarının devamı olan tutuklamaları şiddetle kınıyoruz.
İşe iade talebiyle başladıkları açlık grevinin bugün itibari ile 197. Gününde olan, sağlık durumları kötüleşen Nuriye Gülmen ve Semih özakça’nın tutukluluk hallerinin derhal sonlandırılması,
telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkmadan, bir an önce görevlerine iade edilmelerinin sa
ğlanması çağrımızı tekrar ediyoruz.
Konfederasyonumuz sadece Nuriye Gülmen ve Semih özakça’nın değil,
ihraç edilen, açığa alınan, sürgün edilen tüm üyelerinin haklı mücadelesinin yanında olmaya devam edecektir. KESK olarak faşizan rejimin baskı ve zor politikalarına,
haksız hukuksuz dayatmalarına karşı sessiz kalmayacağız. Yönetici ve üyelerimizin işlerine iade edilmesi başta olmak üzer her türlü demokratik hak arayışımızı, mücadelemizi savunma hakkının engellenmesi karşısında da sürdüreceğiz.

Yürütme Kurulu