KHK’LARLA İŞTEN ATMALARA SON VERİLSİN!

225


689 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığında 5, İçişleri Bakanlığında 3, Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığında 1 ve Adalet Bakanlığında 4 olmak üzere toplam 13 üyemizin de görevine son verilmiştir. Bugüne kadar görevine son verilen üyelerimizin sayısı 376’ya yükselmiştir.
Konu ile ilgili Genel Merkezimizde düzenlediğimiz basın toplantısında; başta iş güvencemiz olmak üzere insanca yaşam ve çalışma haklarımızdan vazgeçmeyeceğimiz, kapıkulu olmayacağımız, biat etmeyeceğimiz ve onurumuzla mücadelemize devam edeceğimiz belirtilerek işten atılan kamu emekçilerinin görevlerine başlatılması talep edilmiştir.
Genel Sekreterimiz Davut Balıkçı tarafından yapılan açıklama aşağıdadır:



120px; BASINA VE KAMUOYUNAHak ve özgürlüklerin korunması amacıyla üçüncü kez uzatılan OHAL, hak ve özgürlükleri yok etmeye devam ediyor. 689 ve 690 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerle binlerce kamu emekçisinin, barış bildirisine imza atan onlarca Barış Akademisyeninin daha işine son verilirken, yargıya nasıl davranması gerektiğine dair düzenlemeler karar altına alınmıştır.
690 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan düzenlemelerle KHK’ların yaratmış olduğu sonuçlara karşı başlatılan hukuk mücadeleleri, yargıya ibretlik doğrudan müdahalelerle bitirilmek isteniyor. Yapılan düzenlemelerle, Anayasa değişikliği ile bağımsızlığı, tarafsızlığı ile güçlendirildiği iddia edilen mahkemelerin nasıl iktidara bağlı birimlere dönüştürüldüğünü açıkça görmekteyiz. Mahkemelerin KHK’lara karşı açılan davalarla ilgili hangi işlemleri tesis edeceğine, hangi kararları alacağına dair düzenleme artık ülkede yargı kuvvetinin kaldırıldığının resmi ilanıdır.
685 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile oluşturulan OHAL İtiraz Komisyonunun bir ay içerisinde oluşturulacağı belirtilmesine rağmen yaklaşık 4 aydır oluşturulmaması, 37 kamu emekçisinin intiharına, on binlerce kamu emekçisinin sefalet içinde yaşamasına, toplumdan dışlanmasına neden olan tasfiyeleri Hükümetin ne kadar gayri ciddi ele aldığının göstergesidir. Üstelik tüm hukuksal itiraz süreçlerinin bu oluşmamış komisyona yönlendirilmesi ise on binlerce kamu emekçisi ile dalga geçmekten başka bir anlam ifade etmemektedir. Her şeye rağmen adalet arayışımız sonuna kadar devam edecek, bu sürecin tüm sonuçları ortadan kaldırılacağı gibi sorumluları mutlaka adalet önünde hesap vereceklerdir.
Değerli Basın Emekçileri,1 Eylül 2016 tarihinde 672 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile başlayan kamu emekçilerini tasfiye operasyonları 689 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile devam etmiştir. 689 Sayılı KHK ile 3974 kamu emekçisinin görevine son verilmiştir. İşten atmalarda cömert davranan Hükümet, yoğunlaşan beklentilere karşın işe iadelerde ketum davranmakta, kazanla attığını kaşıkla geri almaktadır. Binlerce kamu emekçisinin görevine son verilirken işe iade edilen kamu emekçisi sayısı 236 olmuştur. Son Kanun Hükmünde Kararname ile görevine son verilen kamu emekçisi 115 bine yükselirken iade edilen toplam sayı ise 1. 377 olmuştur.
689 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığında 5, İçişleri Bakanlığında 3, Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığında 1 ve Adalet Bakanlığında 4 olmak üzere toplam 13 üyemizin de görevine son verilmiştir. Bugüne kadar görevine son verilen üyelerimizin sayısı 376’ya yükselmiştir.
Sendikamız bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da görevine son verilen üye ve yöneticilerimizle dayanışmayı sürdürecek, hukuksal sürecin tüm gereklerini üyelerimiz adına yerine getirecek ve son üyemiz görevine geri dönünceye kadar mücadeleye devam edecektir.
Bir kez daha ifade etmek istiyoruz ki yargı kararlarına dayanmayan, yasalarla güvence altına alınan soruşturma süreçleri işletilmeksizin, savunma hakkı ihlal edilerek gerçekleştirilen keyfi işten atmaları hukuki ve meşru görmüyor, tanımıyoruz. Tüm bu hukuksuz, gayri insani ve ahlaksız tasfiye operasyonlarının sonuna kadar takipçisi olacağımızı, ulusal ve uluslararası düzlemde üye ve yöneticilerimizin haklarını her türlü olanağımızı seferber ederek savunacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Diğer taraftan darbecilerle mücadele adı altında başlatılan tasfiye operasyonlarının siyasi cadı avına dönüştüğünü defalarca ifade etmiştik. Darbeyle ve darbecilerle uzaktan yakından ilgisi bulunmayan, tek derdinin insanca yaşam, insanca çalışma koşulları, barış içinde kardeşçe yaşamak olan üye ve yöneticilerimizin muhalif oldukları için işlerine son verilmesi başka türlü açıklanamaz.
Bugün kar lastiği ve evlilik programları gibi darbeyle ilişkisi olmayan konularda dahi Kanun Hükmünde Kararnamelerle düzenleme yapılması sürecin ciddiyetten ne kadar uzaklaştığının, asıl derdin Başkanlık Sistemi ile cisimleşen iktidarlaşma sürecinin sürekliliğinin sağlanması olduğunun açık göstergesidir.
KHK’larla iş güvencesini fiilen kaldırarak on binlerce kamu emekçisini kamudan tasfiye eden, hülle yoluyla yapılan atamalarla, dışarıdan personel alımlarında ve görevde yükselme sınavlarında tarihin en büyük usulsüzlüklerini yaparak kadrolaşan AKP, kamuda yandaşlar dışında kamu emekçisi istememektedir. Kamuda, onlarca yıllık mücadelemizle yıktığımız kapıkulu memur zihniyeti yeniden canlandırılmaya çalışılmaktadır. Kamu emekçileri susturulmaya, sendikasızlaşmaya, biat etmeye zorlanıyor.
Başta iş güvencemiz olmak üzere insanca yaşam ve çalışma haklarımızdan vazgeçmeyeceğimizi, kapıkulu olmayacağımız, biat etmeyeceğimizi ve onurumuzla mücadelemize devam edeceğimizi belirtmek istiyoruz. Hükümeti, hukuksuz ve gayri insani işten atmalara son vermeye ve işten atılan kamu emekçilerini görevlerine iade etmeye çağırıyoruz. Son olarak tüm büro emekçilerini onurlu mücadelemize katılmaya davet ediyoruz.

MERKEZ YÖNETİM KURULU