GÖKÇER TAHİNCİOĞLU: SAVAŞTAN KAÇARKEN (03. 07. 2016)

237

Ezidi kadın, gözünün önünde tecavüze uğrayan ve öldürülen kızını geride bırakmış, gözyaşlarıyla iz bıraka bıraka Türkiye’ye kadar yürümüştü.
45 derece sıcağın altındaki yürüyüş boyunca aklında ne sıcak, ne susuzluk, ne gelecek vardı.
Sadece yardım edemediği kızı ve büyüdüğü evin önüne boylu boyunca yatan cansız bedeni.
Bir yaşam kurmanın artık anlamı var mıydı?
Kurtarabildiği diğer çocukları vardı, onları korumalıydı.
***
Savaş, öyle her zaman, sanıldığı gibi sizden hep uzakta sürmez.
Bir gün kapınıza gelir savaş.
Cenazeler de hep başkalarının değildir, bir gün bir tabutun ya da defnedemediğiniz bir cenazenin ardında, en çok sıkıldığınız zamanları özlersiniz.
Bu yüzden savaşı bilenler ve görenler, savaş istemez.
Bir

‘da

‘de kaçakçıların neredeyse hepsi karşıya geçecekleri kiraladıkları evlerde barındırıyordu. Kaçakçıya iki kişi için 2300

tekerleği almıştım. Yol boyunca korku içindeydi insanlar, bazıları dua ediyordu. Dalgalar biraz büyüyünce korktum. 2 saatlik yolculuktan sonra Midilli’ye vardık. Aynı gün gemiyle

sınırına. 3 bine yakın mülteci vardı burada. Toprak zeminde yağmur altında 2 saat uyuduk.

sınırına vardık. Macaristan Başbakanı’nın mülteci karşıtı açıklamalarını biliyorduk. 1 saat yürüyerek Avusturya’ya vardık. Salzburg’da bir gece kaldık ve

, Nurettin Demir, Selina Doğan, Muharrem Erkek, özcan Purçu,

Türkmen, Türkiye’de neler yaşandığını günlerce saha çalışması yaptıktan sonra, “Sınırlar Arasında” adıyla kitaplaştırdılar.
03. 07. 2016 – MİLLİYET