AKP çıkmaz bir sokaktır.
çünkü bir ideoloji partisidir.
İdeoloji üzerine kurulmuş bütün rejimler birer çıkmaz sokaktırlar.
İdeolojinin önü kapalıdır, etrafı duvarlarla çevrilidir, içindekiler hapistir.
İdeoloji, sınırsız olması veya makul sınırlarla çevrilmesi gereken özgürlükleri daraltır veya ortadan kaldırır.
Yargıya adalet dağıttırmaz.
Fanatizm doğurur. Ta Fransız düşünürü Voltaire’den, yani on altıncı yüzyıldan beri biliyoruz ki,
kabul edilmesi mümkün olmayan tek özgürlük fanatik olma özgürlüğüdür.
İdeolojinin olduğu yerde ışık değil karanlık, saydamlık değil sis, dürüstlük değil yolsuzluk, yumuşaklık değil kabalık hâkim olur.
İdeoloji devletleri istisnasız
geri ve (Suudi Arabistan hariç) yoksul birer despotlukturlar.
çünkü ideolojinin yaşaması için gerekli koşullar demokratik
toplumların ihtiyaç duyduğu koşullardan farklıdır. Birincisi baskı, ikincisi açıklık gerektirir.
Bu nedenle ideoloji devletleri demokrasi değildir ve olamaz – dini ideolojiyle yönetilen İran ve Suudi Arabistan veya siyasi ideolojinin sapanını çeken Küba ve Kuzey Kore gibi.
Türkiye’nin her gün demokrasiden biraz daha uzaklaşmasının nedeni AKP’nin Nakşibendi ve Müslüman Kardeşler dogmalarına bağlı olmasıdır.
İdeoloji ancak baskı ile var olabileceği için
despotluk ve zorbalık talep eder. Erdoğan’ın güçlü Cumhurbaşkanlığı isteğinin arkasında yatan bu ihtiyaçtır.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Utah ve New Mexico eyaletlerinin kurak yüksekliklerinde barınan
bristlecone
(brisılkoun okunur) çamı yaşayan en yaşlı ağaç türüdür.
O kadar yaşlıdır ki canlı değil ölü gibi görünür. İçlerinde en yaşlı olanı bu yıl 5,067 yaşına bastı. (Ağacın yaşı genellikler her yıl gövdesinde kattığı halkalar ölçülerek bulunur. )
Bristlecone
çamının zor bir yaşam alanı vardır. Kışlar uzun ve soğuk, rüzgarlar şiddetli, yağmur azdır.
çam, bu koşullara mükemmel bir uyum sağladığı için uzun ömürlüdür. Odunu yoğun ve reçineli olduğu için sineklere ve mantarlara karşı dirençlidir. Köklerinin yüzeye yakın ve geniş bir alana yaygın oluşması rüzgara karşı dayanıklı olmasını ve yağmur sularından maksimum yararlanabilmesini sağlar. Sıvı kaybını önlemek için iğneleri mumludur ve kırk yıla kadar düşmeden yaşayabilir.
Bristlecone’un
bize verdiği ders şudur:
Yaşamak istiyorsan koşullara uyum sağlarsın çünkü koşullar asla sana uyum sağlamaz.
İdeolojiler var olmanın bu temel kuralına terstirler –
dünyaya uyacaklarına dünyayı kendilerine uydurmaya çalışırlar.
AKP’nin çok dinli ve ırklı Türkiye’ye uymak yerine Türkiye’yi Nakşibendi-Müslüman Kardeşler dogmasına uydurmaya çalışması gibi.
İdeolojilerin kaderi erken ölümdür: Hitler Almanya’sı, Mussolini İtalya’sı,
Franco İspanya’sı ve Sovyetler Birliği gibi.
Her ne kadar şimdi yıkılmaz görünse de AKP’nin kaderi de bu olacak.
Erdoğan ideolojinin insan şekli almış halidir: Katı, esirgemeyen ve bağışlamayan, kin ve öfke dolu, hayatı onun gibi görmeyenlere her an zehir etmeye hazır.
Voltaire, “Ben neredeysem cennet oradadır,” demişti – yaşadığı her yeri cennete çevirebildiği için.
Erdoğan için bunu değiştirip “O neredeyse cehennem oradadır,” diyebiliriz.
15. 12. 2015 – T24
