ABDULLAH AYSU: BU SİZİ NE KADAR İLGİLENDİRİYOR’ (27. 11. 2015)

200

2015 yılı her bakımdan iç karartıcı bir yıl. Bitmek de bilmiyor. Ortadoğu’da yaşananlar, yaşadıklarımız ve yaşatılanlar… Türkiye sınırlarının içerisinde olup bitenler… Bunların hepsi, anlatmaya gerek bırakmayacak sarihlikte ve bir dolu içler acısı…
Bir yanımız bahar bahçe, diğer yanımız boran ile tipi bile diyemiyorum ne yazık ki! Her yer kar, tipi ve boran!
Olup bitenler yalnızca yukarıda anlattıklarımdan ibaret de değil. Dert bir değil elvan elvan!
Kasvet dört bir yandan sarmış, sarmalamış bütün güzel insanları. Bir başka yok etme, bir başka yerde tahribatlar yaratarak almış başını gidiyor! Sürdürülen bu tahribat; bir mesleğin soykırımına doğru yol alıyor.
Hükümetin bitmek tükenmek bilmeyen küçük köylüleri tavsiye arzusu dinmiyor. Sürüyor. Hükümet, küçük köylüleri, köylü karşıtı, şirket yanlısı politikalarıyla köylerinden, topraklarından, kültürlerinden, köklerinden ayırıyor. Söküyor. Bugün biraz ondan bahsetmek istiyorum.
Türkiye için ileride onarılması güç bir küçük köylü erozyonu hükümet eliyle sürdürülüyor. Tarım kesiminde erken bir 2015 yılı değerlendirmesi olacak belki bu anlatacaklarım. Anlatacaklarımdan sonra 2015 yılında tarımda yaşanılanlar/ küçük çiftçilere yaşatılanları uzun uzadıya anlatmaya gerek var mı, varın artık siz karar verin…
Evet. Türkiye’de son bir yılda 98 bin 409 küçük çiftçi hükümet eliyle sürdürülen tarım politikaları nedeniyle mesleği olan çiftçiliği terk etmek zorunda bırakıldı. Yani 2015 yılının her gününde 269, her bir saatinde 11 çiftçi, çiftçilikten koparıldı.
On yıllarca önce ihracata dayalı tarım politikaları esas alındı. Serbest piyasa politikaları uygulamaya konuldu. Bu politikalarla böbürlenildi, kabarıldı televizyon ekranlarında, kürsülerde, mikrofon arkalarında. Sihirli değnek gibi sunuldu ihracata dayalı tarım politikaları ve tarımda uygulanan serbest piyasa politikaları. 21 Kasım tarihli Cumhuriyet gazetesinin paylaştığı bir araştırma bütün sihri bozdu. Takke düştü, kel göründü.
En önemli sebze ihraç yeri olan Antalya’da 2015 yılında 2 bin 500 çiftçi çiftçiliği bıraktı.
Dünya üzüm üretiminin başkenti Manisa’da 5 bin 592 çiftçi mesleğini terk etti.
Tarımın başkenti diye bilinen Konya’da 4 bin 328 çiftçi, 2015 yılında çiftçilik yapamaz duruma geldi.
Memleketin önemli buğday deposu illerinden olan Ankara’da 3 bin 283 kişi çiftçiliği bıraktı.
Samsun’da 3 bin 551, Hatay’da 3 bin 321, Aydın’da 3 bin 109, Balıkesir’de 2 bin 672, Erzurum’da 2 bin 357 çiftçi, 2015 yılında üretimden vazgeçti.
En mümbit verimli ovalarında sanayiler kurarak, sularını su şirketlerine peşkeş çekerek yine de tarımı yok edilemeyen Bursa’da, 2 bin 804 çiftçi mesleğini bıraktı.
Evet, sadece bir yıl içinde (2015’te) 98. 409 çiftçi AKP’nin uyguladığı tarım politikalarıyla üretme hakkını kaybetti.
Demem odur ki; toplumun devamını sağlayacak olan gıda üretimi elden gidiyor. Gıda egemenliği kaybediliyor. Bu sizi ne kadar ilgilendiriyor?
27. 11. 2015 – öZGüR GüNDEM