ÇİĞDEM TOKER: SAYIŞTAY’IN ZİRAAT RAPORU (28. 10. 2015)

197

Sayıştay’ın kamu kurumlarındaki denetimlerin sonucu olan raporlar üç yıldır kamuoyundan gizleniyor. Hatta, bu kuruluşların birinci derecede hesap vermek zorunda oldukları Meclis’ten bile. Buna
“kaçırmak”
demek daha doğru.
Aslında Sayıştay, sorumluluk alanlarındaki kurumları layıkıyla denetleyip kapsamlı raporlar hazırlıyor. Ancak, geçen yıl örneğini gördük; TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda sert tartışmalara da tanık olduk.
Hazırlanan raporlar, milletvekilleriyle alay eder gibi üç beş sayfaya indirilerek Meclis’e gönderiliyor. Halkın parasının, hukuka aykırı harcandığını belgeleyen tespit ve olaylar raporlardan ayıklanıyor.
Siyasi talimatla tabii.

***

2013’te denenen bu yol, şimdi 2014 raporları için de yapılıyor.
Sayıştay’ın 2014 denetim raporları yine ayıklanıp kırpılarak Meclis’e gönderilecek.
Mesela Ziraat Bankası’nın 2014 denetim raporunun
“otantik”
versiyonunda, 90’lı yıllardaki kamu bankacılığı anlayışını hatırlatan örnekler bulunuyor. Bunların bir kısmı Sayıştay’ın daha önceki raporlarında da yer almış ve Meclis’te aleni tartışılmıştı. Olay bazında bir örnek verelim:
***

Banka bir firmaya, önce 2011’de 15 milyon TL kredi tahsis ediyor.
Sonra bir de 2013’te 40 milyon TL daha. Bu kez firmanın dahil olduğu gruba.
Firma finansman sıkıntısı yaşıyor: Yeniden yapılandırma talebinde bulunuyor.
Talep kabul görüyor; firmanın 12. 9 milyon TL’lik borcu, geçen yıl yeniden yapılandırılıyor.
Bir yıl geçiyor. Banka bu firma için yeniden toplanıyor.
Nisan 2015’te, grubun 48. 1 milyon TL’si Ziraat’e olmak üzere mali kesime borçlarının 640 milyon TL’ye ulaştığı, yeniden yapılandırılmazsa borçlarını ödemesinin imkânsız olduğu tartışılıyor.
Daha önce 18 bankanın dahil olduğu programa
“Ziraat olarak biz de dahil olalım”deniliyor. 12. 9 milyon TL’lik kredisi Kasım 2016’dan başlamak üzere 24 aylığına yeniden yapılandırılıyor.
Sayıştay, bu hesapları inceleyip şöyle diyor:
“Borçlarını ödeyemeyen firma borcunun
yeniden yapılandırmasının temelinde,yabancı şirketlerle yapılacak ortaklıklarla
şirket değerinin artması beklentisi var. “
Ve ekliyor:
“Bu beklentinin gerçekleşmesi,
ağır finansman yükü altındaki bankaaçısından son derece güçtür. çünkü şirket
borçlarının özkaynaklarının çok üzerineçıkması, geçici bir likidite sıkıntısından
çok, yapısal bir soruna işaret ediyor. “
Bu ağır tablo karşısında firma borcunun iki kez yeniden yapılandırılmasını eleştiren Sayıştay, durumu BDDK’nin incelemesini istiyor.
***

Sayıştay’ın 2014 Ziraat Bankası raporunda reklam gideri verileri de yer alıyor.
Geçen yılki reklam harcaması: 53
milyon 276 bin TL. Dağılımı ise şöyle:

TV yoluyla reklam gideri: 8 milyon 783 bin TL.

Banka hizmetleri: 21 milyon 217 bin TL


Gazete reklam gideri: 2 milyon 960 bin TL.

Dergi ve kitap reklam gideri: 1 milyon

278 bin TL.

Sinema, sosyal medya, radyo reklam: 1 milyon 873 bin TL.

Sponsorluk giderleri: 17 milyon 235

bin TL.
Sıralamanın en büyük tutarı olan sponsorluk gelirinin 9. 5 milyon TL’lik kısmı Ziraat Türkiye Kupası sponsorluk gideri olarak kayda geçiyor.
Sonuç:
Devlet, ortalama vatandaştan vergisini son kuruşuna kadar tahsil etmeyi biliyor. Bu onun hakkı. Fakat bütçe rakamlarının kamuoyuyla aleni paylaşıldığı bir sistemde, vergilerimizi kullanarak faaliyet gösteren kamu kurumlarının hesap vermesini beklemek de bizim hakkımız.
Sayıştay raporlarının Meclis’ten kaçırılması, gerçeklerin ve sorunların ötelenmesinden başka bir anlam taşımıyor.
28. 10. 2015 – CUMHURİYET